‘’Her geçen yıl artan eğitim harcamaları öğrenci velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale gelmiştir. Bir yılı aşkın süredir etkisini hissettiren krizin de etkisiyle zorunlu okul ihtiyaçlarında son bir yıl içinde yüzde 15 ile yüzde 35 arasında artış meydana gelmiş, bu durum velilerin ekonomisini olumsuz etkilemeye başlamıştır. ‘’ ‘’2019-2020 eğitim öğretim yılı itibariyle çocuk kitapları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,90; test kitabı yüzde 16,30; okul çantası yüzde 18,20; diğer kırtasiye malzemeleri yüzde 30,51; resim boyaları yüzde 33,11; okul defteri yüzde 33,73; kalem fiyatları ise yüzde 34,75 artış göstermiştir.’’ ‘’EĞİTİME AYRILAN KAMUSAL KAYNAKLAR AZALIYOR, ÖZEL HARCAMALAR ARTIYOR’’ ‘’Türkiye’de eğitime yapılan harcama oranı OECD ortalamasının yarısından az olup, Türkiye OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra eğitime en az harcamanın yapıldığı ülke olmayı sürdürmektedir. OECD ortalamasında ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde kamu kaynaklarından yapılan harcama eğitim harcamalarının yüzde 90’ını, hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan harcamalar ise yüzde 9’unu oluşturmaktadır. Türkiye’de ise eğitimde yaşanan ticarileşmenin sonucu olarak kamusal eğitim harcamalarının oranı yüzde 75, hane halkı ve özel kaynaklardan yapılan eğitim harcamalarının oranı yüzde 25’tir. ‘’ ‘’OECD ülkeleri ortalaması okul öncesi eğitimde 8 bin 759; ilköğretimde 8 bin 631, ortaöğretimde 10 bin 10 ve üniversitede 15 bin 656 ABD dolarıdır. Türkiye’de aynı harcamaları TÜİK’in son olarak yayınladığı 2017 Eğitim Harcamaları istatistikleriyle karşılaştırmalı olarak ele aldığımızda; okul öncesi eğitimde 2 bin 5; İlköğretimde bin 591, Ortaöğretimde 2 bin 395 ve üniversitede 3 bin 736 ABD dolarıdır. Türkiye ile diğer OECD ülkeleri arasında kademeler bazında yapılan harcamalara yönelik farklılıklar azalmak bir yana giderek artmaktadır. ÖĞRETMEN İSTİHDAMI VE ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLER ‘’Son 17 yıl içinde atanan öğretmen sayısının toplam öğretmen sayısına oranı yüzde 70’dir. 2019 yılında KPSS eğitim bilimleri sınavına girenlerin sayısı geçen yıla göre yaklaşık 84 bin artmıştır. Türkiye çapında görev yapan 940 bin öğretmenin yüzde 69’u (644 bin 995) son 17 yıl içinde öğretmen olarak atanmıştır. Aynı süre içinde KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 16’sının ataması yapılmış, geriye kalan 84 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakılmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenler zorunlu olarak meslekleri dışında işler yapmaya zorlanmakta ve meslekleri ile ilgisi olmayan alanlarda çalışmak zorunda bırakılmaktadır. ‘’Nitelikli bir eğitimin gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları süreci planlı bir şekilde işletilmeli, giderek büyüyen ataması yapılmayan öğretmenler sorunu kalıcı olarak çözülmelidir. Kadrolu olarak atanmak isteyen öğretmen arkadaşlarımızın talepleri yerine getirilmeli, yapısal bir sorun haline gelen öğretmen açıklarını kapatmak için gerekli adımlar derhal atılmalıdır. ‘’ YARDIMCI HİZMETLİ VE MEMURLARIN SORUNLARI ÇÖZÜM BEKLİYOR Eğitim, öğretim ve bilim hizmet alanında görev yapan, memur ve yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımız eğitimin görünmez kahramanlarıdır. Onların emeği ve alın teri olmaksızın okullarımızın, eğitim kurumlarının nitelikli kamu hizmeti üretmesi mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarında 2018 sonu itibariyle 31 bin 355 yardımcı hizmetlinin görev yaptığını açıklamıştır. Türkiye’de 54 bin 732 devlet okulu olduğu dikkate alındığında, neredeyse her iki okula bir hizmetlinin düştüğü görülmektedir. Yardımcı hizmetlilere normal görevlerinin dışında görevler verilmesi, bunun karşılığında ücret, yevmiye, yolluk, yiyecek ve giyecek yardımı yapılmaması ve fazla mesai ücreti ödenmemesi gibi sorunları beraberinde getirmektedir. (Eren GÜVENDİK)  
Editör: TE Bilisim