“Şampiyonlar spor salonlarından çıkmaz. Şampiyonlar içinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar.”  Bu söz gelmiş geçmiş en iyi boksör kabul edilen, kendisi de bir şampiyon olan Muhammed Ali’ye ait.  Bugün itibariyle başladığımız efsane sporcular serisinin ilk ismi efsane olmayı gerçekten sonuna kadar hak eden dünya ağırsıklet eski şampiyonu Muhammed Ali.           Muhammed Ali, 17 Ocak 1942’de Lousville Kentucky’de Cassius Marcellus Clay Jr adıyla dünyaya geldi. 12 yaşında boksa başlayan Muhammed Ali’nin hikayesi ise şöyle; babasının kendisine hediye ettiği bisikleti çalınınca polis merkezine şikayetçi olmaya gider ve oradaki polis memuruna hırsızı yakalarsa onu kırbaçlayacağını söyler. Polis memuru ona isterse boks öğretebileceğini böylece hırsızı kırbaçlamak yerine dövebileceğini söyler ve böylece Muhammed Ali 12 yaşında boksa başlar.                 1960 Roma olimpiyatlarında altın madalya kazanan genç Muhammed Ali gittiği bir restoranda siyahlara servis yapılmadığı gerekçesiyle alınmayınca kazandığı olimpiyat madalyasını Ohio nehrine fırlatır.  25 Şubat 1964’te Miami’de Sonny Liston ile ağır sıklet unvan maçına çıkmadan önce meşhur “Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım” sözünü söyler ve ardından maçı 7. rauntta kazanır. Böylece henüz 22 yaşındayken Dünya Ağırsıklet Boks Şampiyonu olur. Bu zaferin ardından İslam dinini seçerek adını değiştirir ve Muhammed Ali adını alır. Muhammed Ali’nin efsane olmasını sağlayan tek şey boks yeteneği değildi elbette, haksızlıklar karşısında durması, inandığı doğrular için politik bir duruş sergilemesi hiç kuşkusuz onun efsane olmasını sağlayan diğer bir etkendi.  1966 yılında ABD hükümeti tarafından Vietnam savaşına çağrıldı. “Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım” diyerek Vietnam savaşına gitmeyi reddeden Ali 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırılır ve lisansı elinden alınır. 3,5 yıl bokstan uzak kalan ve ciddi zorluklar yaşayan Muhammed Ali temyiz davasını kazanır ve uzun bir aradan sonra ringlere geri döner. 1984 yılında boksu tamamen bırakan Muhammed Ali bir aktivist olarak hayatına devam etti. 1991 yılında Amerikalı rehinelerin serbest bırakılması için Irak’a, 2002’de ise Birleşmiş Milletler Barış Elçisi olarak bu defa Afganistan’a gitti. Uzun yıllar parkinson hastalığı ile mücadele eden Muhammed Ali, solunum yolu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 3 Haziran 2016 günü yaşamını yitirdi. “Keşke insanlar herkesi, beni sevdikleri gibi sevselerdi. Dünya çok daha güzel bir yer olurdu” demişti.  Evet seni gerçekten de çok severdik büyük şampiyon, huzur içinde uyu.

Editör: TE Bilisim