Savaş Erbektaş, “Pandemi süresince bilişim sektöründe hareketlilik yaşandı. Bu hareketliliğin nedeni ise EBA’dan kaynaklandı. Uzaktan eğitimlerin başlaması ile evine kamera, tablet, bilgisayar gibi ürünleri alanlar bir anda arttı. Hal böyle olunca bu kez de tedarikçi anlamında sorunlar yaşanmaya başladı. Talep artınca ve arzda sıkıntılar çıkmaya başlayınca herkes elindeki mala sonuç itibarıyla fahiş fiyat koydu.” dedi.

Ankara’da 17 yıldan bu yana elektrik-elektronik sektöründe esnaflık yapan Savaş Erbektaş ile dolarda yaşanan dalgalanmanın ve pandeminin elektrik-elektronik sektörünü nasıl etkilediğini konuştuk. Pandemi boyunca bilişim sektörünün hareketlendiğini ifade eden Erbektaş, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ile uzaktan eğitime geçilmesinin bilişim sektöründe satışları arttırdığını belirtti.

“KURUN ÇOK HAREKETLİ OLMASI BİZİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”

Ankara’da 17 yıldan bu yana elektrik-elektronik sektöründe esnaflık yapan Savaş Erbektaş, kurun çok hareketli olmasının elektrik-elektronik sektörünü olumsuz etkilediğini belirtti. Doların sabit olmasının kendileri için daha önemli olduğunu ifade eden Erbektaş, “Esasında doların sabit bir değerde durması sadece bizim sektörün değil birçok sektörün işine gelecektir. Böyle olunca en azından gelecekle ilgili mal alımında ya da satımında plan yapılabiliyor ve esnaf tedirginlik yaşamamış oluyor. Yani kurun yüksek olması ne kadar kötüyse çok hareketli olması da o derece kötü. Zaten ekonomiye en çok zarar veren de kurun bu derece hareketli olması” dedi.

Erbektaş, “Örneğin sabah 10 liraya aldığın bir malı 12 liraya satmayı planlıyorken, akşam bir bakıyorsun ki 10 liraya aldığın malın fiyatı 15 lira olmuş ve sabahtan akşama kadar boşa çalıştığını fark ediyorsun” ifadelerini kullanarak yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi.

Dolarda yaşanan dalgalanmadan dolayı esnafın da fahiş fiyata gitmek zorunda kaldığını ifade eden Erbektaş, “Yani 10 liraya aldığın malı, 20 liraya satmaya başlıyorsun. Bu kez de müşteri dükkânın kapısından içeriye girmemeye başlıyor ve yapılan zamdan dolayı bizden hesap soruyor. Eğer ki tüketici gündemi takip ediyorsa konunun farkında olabiliyor ama tüketici gündemi takip etmiyorsa bizi ‘fırsatçılıkla’ suçlayabiliyor. Hâlbuki ortada böyle bir durum da yok. Çünkü ben toptancıdan nasıl bir fiyata mal alıyorsam üzerine karımı da koyarak satıyorum” diye konuştu.

Doların hareketli olması kadar iç piyasada üretimin olmamasının da fiyatları etkilediğine dikkat çeken Erbektaş, “Dükkandaki birkaç ürünün haricinde Çin’den gelmeyen ürün yok neredeyse. Aslında bu sadece Türkiye için değil tüm dünya için böyle. Çünkü tüm dünya Çin’i tedarikçi yaptı ve bir salgında bütün dünya Çin’den gelecek ürünleri gözler oldu” ifadelerini kullandı.

“100 METREDE BİR AÇILAN MARKET ZİNCİRLERİ…”

İnternet alışverişlerine ilişkin konuşan Erbektaş, internet alışverişlerinin elektrik-elektronik sektörünü etkilediğini ve internet alışverişinden kaçışın olmadığını belirtti.

Erbektaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani bunun önünün kesmek zor. Sistemin işleyişi böyle çünkü… Burada devreye girmesi gereken ise Rekabet Kurumu… Fakat Rekabet Kurumu sahnede büyük oyuncular olduğu zaman devreye giriyor. Örneğin iki büyük isim sahnede olduğu zaman Kurum devreye giriyor, fakat mevzu bir esnaf ile büyük bir firmanın arasındaysa Rekabet Kurumu devreye girmiyor.”

Erbektaş, “İnternet satışı bizim işlerimizi etkiliyor fakat işin gerçek boyutuna bakmak gerekirse Avrupa’da internet pazarı yüzde 60’larda iken Türkiye’de şuan yüzde 15’lerde. Büyük şehirler haricinde Türkiye’nin her yerinde internet pazarının işlediğini söylemek mümkün değil, öyle olsa dahi Türkiye’de şuan bunu kaldıracak bir lojistik de mümkün değil. Bugün orta sınıfı esas zor durumda bırakan Türkiye’nin her yerinde 100 metrede bir açılan market zincirleridir. Bu market zincirleri kendi alanları olmadığı halde yataktan tutun una kadar her şeyi mağazasında satabiliyor” diyerek sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“CEPTE PARA YOKSA UCUZ MALIN DA BİR ÖNEMİ YOK”

Market zincirlerinin her yerde açılıyor olmasının sadece esnafı değil orta sınıfın tamamını etkilediğine vurgu yapan Erbektaş, “Bahsettiğim mağazalar çok uyguna ürün satabilir ya da istihdam oranı çok yüksek olabilir. Fakat unutulan şu ki tüm dünyada orta sınıf denge faktörüdür. Bu mağazaların bir sorunla karşılaşması ise orta sınıfın topyekûn sorun yaşaması demektir” dedi.

Tüketicilerin haklı olarak kendi ceplerini düşündüklerini ve o mağazalarda satılan ürünlerin ucuz olduğuna inandıklarını söyleyen Erbektaş, “Fakat cepte para yoksa eğer ucuz olan malın da bir öneminin olmadığı fark edilmiyor. Bir ürünü alabilmenin yolu ise ticaretin devam edebilmesinden geçiyor. Tüm dünyada esas sistem bu şekilde işliyor… Fakat her yerde AVM ya da her 100 metrede bir bahsettiğim mağazalar olursa bunu yapmak güçleşecektir. Orta sınıfı bu noktada vuran ise internet alışverişinden daha çok her yere açılan mağazalar zinciri olacaktır” diye konuştu.

“FİYAT ARTIŞININ NEDENİ ARZ-TALEP NOKTASINDA DENGESİZLİĞİN YAŞANMASI”

Genel anlamda pandemi süresince bilişim sektöründe bir hareketliliğin yaşandığını anlatan Erbektaş, bu hareketliliğin nedeninin ise EBA’dan kaynaklandığına dikkat çekti. Uzaktan eğitimlerin başlaması ile evine kamera, tablet, bilgisayar gibi ürünleri alanların bir anda arttığını belirten Erbektaş, “Hal böyle olunca bu kez de tedarikçi anlamında sorunlar yaşanmaya başladı. Talep artınca ve arzda sıkıntılar çıkmaya başlayınca herkes elindeki mala sonuç itibarıyla fahiş fiyat koydu” dedi.

“Dolarda bir artış söz konusu ama elektronik ürünlerinde fiyatların bu denli yükselmesinin nedeni sadece bu değil” ifadelerini kullanan Erbektaş sözlerini şöyle sonlandırdı: “Fiyat artışının esas nedeni arz-talep noktasında dengesizliğin yaşanmasından dolayıdır. Örneğin 3 bin liralık bilgisayarın fiyatı şuan 9 bin lira. Fakat dolarda yaşanan yükseliş yüzde yüz değil. Yani talebin arzı karşılayamaması fiyatları etkilemiş oldu.”

(Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim