Pandemi, toplum ve ekonomi yaşamını ve her türlü düzeni alt üst ederken, insanlığın geleceği için de ciddi tehditleri gündeme getirdi. Gelecek üzerine tahminlerde bulunan bilim insanları, çok uzun olmayacak bir zaman dilimi sonucunda bugünkü insan uygarlığının ortadan kalkabileceği ve yerine bambaşka bir düzenin zorlama müdahaleler aracılığı ile uygulama alanına getirileceğine dair değerlendirmeleri dile getirdiler. Dijital devrimin ayak sesleri duyulurken, yeni dünya düzeninde ortaya çıkacak beklenmeyen gelişmelerin insanoğlunun yaşam düzeninde köklü bir değişim yaratacağı hatta insanoğlunun aracılığı ile yok olma riski ile karşı karşıya kalacağı ileri sürülmektedir. Küreselleşme süreci ile başlayan teknolojik gelişmeler sosyal ve siyasal hayata damgasını vururken, insanlık giderek teknolojiye teslim olma aşamasına geldi. Teknoloji devrimi, bilgisayarlar akıllı telefonlar insanları makinelerine mahkûm etti. Biyolojik savaş aracı “Virüs salgınları” ile yeni bir yaşam biçimini halk kitlelerine zorla benimsetmeye çalışmaktadırlar. Elektronik güçleri aracılığıyla “biyolojik savaşta virüsleri”ni kontrol eden güçler, kendi istedikleri çizgide bir “yeni dünya düzeni” oluşturmaya öncelik verdidir. Küreselleşme ile yeryüzünde hâkim kılmaya çalıştıkları gibi elektronik ve ekonomi düzenleri ve önlenemeyen virüs salgınlarının yarattığı toplumsal alt üst oluşlar, sadece sosyal yaşamları değil devletleri de tehdit ederek baskı altına almaktadır. Corona virüs olayının ortaya koyduğu üzere insanoğlu ya hastalanarak ölmek durumunda ya da dış müdahaleler aracılığı ile zorlandığı günlük yaşamını ve sağlığını etkileyen uygulama girişimlerine ayak uydurarak geleceğe dönük yaşayabilmenin çabası içinde olacaktır. Teknoloji bağımlısı 21. yüzyıl insanının günlük yaşamından iş yaşamına tümüyle kökten bir yenilenmeyi beraberinde getiren “yenileşim” yapılanmaları, sadece toplumsal yaşamı değil devletlerin yapılarının da tepeden tırnağa yeniden düzenlemeyi öngörmektedir. “Eski dünya düzeni”nden “yenidünya düzeni”ne İnsanlık; yüzyıllar boyunca kazandığı hak ve özgürlükleri koruyarak yoluna devam etmek isterken, teknolojik gelişmelerin insanlığı bir yerlere doğru sürükleyerek eskisinden çok daha farklı bir yaşam düzenine doğru yol almaktadır. Teknoloji toplumsal yaşamı alt üst ederken, toplumun her kesiminin iş ve çalışma alanlarına dışarıdan müdahale edilmeyi öngören, daha sınırlayıcı yeni bir yaşam içimi gündeme getirilmiştir. Bugün gelinen noktada insanlık eski alışkanlıkları ile yeni yapılanmalar karşısında daha farklı bir ortama doğru sürüklenmekte ve böylece geleceğin bilinmeyen tarihine doğru insanlık kendiliğinden yol almaktadır. Teknolojik devrimin dayattığı bir başka dünya yapılanması ile geçmişten gelen geleneksel yaşam düzeni, bu tür gelişmelere direnemeyerek yıkılma ve dağılma ile karşı karşıya. Teknolojik alanda meydana gelen tüm yenilikler zamanla toplumsal yaşamın içine nüfuz etmeye başlayınca, insanların geçmişten gelen birikimlerini kullanarak yeni durumlara uyum sağlamaları zorlaştı. İnsanlar günlük yaşamlarını ev, ofis, gezme, alışveriş, yer değiştirme ve sosyal hayat gibi planlamaya ve yaşamlarını sürdürmeye çalışırlarken, elektronik ağların ve sistemlerin etkisi altındaki insanlığın normal yaşam düzeni değişti. Ekonomi, eğitim, sağlık, spor, siyaset, toplum yaşamında çok hızlı gelişen ve birbiri ardı sıra gerçekleşen yenilikler, insanlığı “yeni bir dünya düzeni”ne doğru yönlendirirken, “eski dünya düzeni”nin yavaş yavaş ortadan kaldırıldığı ve teknolojik devrime doğru insanlığın yol aldığı görülüyor. Bu yüzyılın başından itibaren dünyada ve Türkiye son dönemde giderek hızlarını artıran önemli siyasal gelişmeler yaşandı. Dünyanın farklı coğrafyalarında yepyeni olaylar, sosyal ve siyasal gelişmeler zaman içinde ortaya çıkarak eski dünya düzeninin geride bırakılmasına giden yolu acımaktadır. Yeni elektronik düzen, toplumsal yapıları kökten sarstığı için bu yeni durum devletlerin sahip olduğu siyasal ve yönetsel tüm eski yapılanmaları da sarsarak, ülkeleri ve üzerinde yaşayan milyarlarca insanın koruyucu şemsiyeler olan devlet düzenlerini de ortadan kaldırabilecek güce ulaştı. Ne var ki, devlet düzenleri sadece elektronik alandaki düzenlemeler ile ortadan kaldırılabilecek yapılanmalar değildir. Elektronik ortamlarda, bilgisayar programlarında devletin yönetilebileceği bir yeni yapılanmanın binlerce yıllık devlet oluşumlarının yerini alabilmesi mümkün değildir. İnsan, bir elektronik düzenlemenin parçası olamayacak kadar büyük bir varlıktır. Geleceğe dönük yaşamak Elektronik devrimi ile birlikte virüs üzerinden sürdürülen biyolojik savaş son yıllardaki gelişmeler ve onların yarattığı yeni durumlar karşısında devletlerin çok ciddi bir değişim ya da yok olma alternatifleri ile karşı karşıya oldukları görülmektedir. Peki devletler ne tür önlemler almalı? Dünya ülkelerini “Dijital devrime” ve “Yeni dünya düzenine” zorlayan, küresel yapılanma karşısında her devlet kendini korumak ve her türlü saldırılara karşı koyarak kurulu düzenini savunmak zorundadır. Küreselleşme sürecinin uzantısı elektronik yapılanmanın getirdiği kolaylıkların gün geçtikçe insanlık için daha fazla tehlike ve tehdit yarattığı için insanlık daha fazla zaman kaybetmeden bütün önlemleri almaları gerekmektedir. “Yeni bir dünya düzeni” kurulurken tüm devletler; kazanılmış haklarıyla yollarına devam etmek zorundadırlar. Devletlerin tarihi açısından bugüne bakıldığında her devlet, öncelikli olarak tehdit analizlerini yaparak, var olan gerçek durumların ve gelecekte karşılaşılacak olumsuz durumların şimdiden yapılacak öngörülerle ele alınarak bir karara varmalı ve bu kararın dünya kamuoyu önünde tartışılmasını gündeme getirmelidirler. Bu doğrultuda gerekli olan çalışmaların yapılması, insanlığın karşı karşıya bırakıldığı bir senaryonun uygulanmasını önlenebilecektir. Her devletin kendi kurulu düzenlerini koruması öncelikli mesele olduğu için her devlet bu temel sorunu ya kendi gücü ile ya da benzeri konumda olduğu diğer devletler ile yan yana gelerek daha güçlü bölgesel savunma düzeni ile çözmelidir. En önemli konulardan biri ise devletlerin kendisine yönelik tehditlere karşı kendi içine dönerek, devletinin varoluş temellerini meydana getiren merkezi yapısını güçlendirmesidir. Güçlü devlet, güçlü millet ve kenetlenmiş toplum yapıları dış tehlikelerin bertaraf edecek en önemli silahtır.  

Editör: TE Bilisim