Özel Haber: Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER

Dünyada her yıl yaklaşık 2,2 milyar ton çöp atılıyor. Giderek büyüyen bu soruna dur demek için çöpü azaltmak, azaltılan çöpü de geri dönüştürmek gerekiyor. Gazetemize açıklamalarda bulunan Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge, ‘’Türkiye’de 1 yılda evlerde ürettiğimiz toplam çöp miktarı 32 milyon ton, yani yaklaşık 640 balina ağırlığında. Dünyada yılda 5 trilyon plastik poşet kullanıyoruz. 1 poşeti kullanma süremiz ortalama olarak 12 dakika, oysa bu poşetler doğada yüzlerce yıl kalabiliyor. Doğaya sahip çıkmak için daha bilinçli ve çevre hassasiyetiyle hareket etmemiz büyük önem taşıyor’’ açıklamasında bulundu.

Çöpüne Sahip Çık Vakfı Covid-19 salgınının çöp atma ve geri dönüşüm alışkanlıklarımızda sebep olduğu değişime ayna tutuyor. Vakfın Genel Müdürü Emrah Bilge,” Yaptığımız araştırmanın  ortaya koyduğu gibi, yeni korona virüs salgını sonrası atık üretimimizde bir artış ve alışkanlıklarımızda bir değişim oldu. Yani bu dönemde daha fazla ambalaj ve tek kullanımlık ürün atığı ortaya çıkıyor. Bu zorlu süreç geçip gittikten sonra bu kez de dev bir atık sorunu yaşamamak ve pişman olmamak için, kendi sağlığımız, başkalarının sağlığı ve öte yandan da geleceğimiz için bu konuda çok hassas davranmamız, en azından ürettiğimiz atığı doğru ayrıştırmamız çok önemli diyerek gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Merhabalar, öncelikle sizi ve Çöpüne Sahip Çık Vakfını daha yakından tanıyabilir miyiz?

 Merhabalar, ben Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge.. Vakfımız temiz bir çevre için çöpün azaltılması, doğru yere atılması ve değerlendirilmesi konusunda toplumun hassasiyet ile davrandığı sürdürülebilir bir dünya yaratmak amacıyla 2015 yılında kuruldu. Bu amaca yönelik olarak iletişim, farkındalık kampanyaları gerçekleştiriyor, eğitim ve saha projeleri hayata geçiriyor, mevzuatın iyileştirilmesine katkı veriyoruz. Bu kapsamda özel ve kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve bakanlıklarla işbirliklerimiz ve ortak çalışmalarımız devam ediyor.

Vakfın farkındalık çalışmaları ve faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?

Toplumda temel bir davranış değişikliğini hedeflediğimiz için çocuklar ve gençlere özel önem veriyoruz. Bu bağlamda 2018-2020 yılları arasında DP World Yarımca’nın işbirliğiyle, Kocaeli Üniversitesi Eğitim Bölümü akademisyenlerince ilkokul 3. sınıf için 12 etkinlikten oluşan Çöpüme Sahip Çıkıyorum Eğitim Projesi’ni gerçekleştirdik. Proje kapsamında 800 öğretmene eğitici eğitimleri vererek sınıflarında projeyi hayata geçirmelerini sağladık. Eğitimin tüm Türkiye’deki öğretmenler tarafından uygulanabilir hale gelmesi için dijitalleştirme çalışmalarına devam ediyoruz. Uzmanlar tarafından hazırlanan Çöpü Sıfırla adında bir de kart oyunumuz var. 8 yaş üstü çocuk ve yetişkin, 3-4 kişiyle oynanabilen ve eğlenceli olan bu oyunun yaygınlaşması ve daha çok çocuğa ulaşması için oyunu yaygınlaştırma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir yandan yürüttüğümüz eğitim projelerimizde çocuklara bu oyunu ulaştırırken, bir yandan da oyunun daha çok çocuğa ulaşması için satışını başlattık.

Bir diğer önemli araştırmamız ise “Pandemi Sonrası Tüketim ve Atık Alışkanlıklarındaki Değişim” üzerine oldu. Akademi Çevre’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmayla, yeni korona virüs (COVID-19) salgınının toplumun çöp atma alışkanlıkları ve bu konudaki hassasiyeti üzerindeki etkilerini ortaya koyduk. Davranış bilimleri uzmanı Prof. Dr. Zuhal Baltaş, sosyolog Yrd. Doç. Dr. Ensari Cicerali ve Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nilgün Cılız’ın yer aldığı çalışma grubunun koordinasyonunda araştırmanın sonuçları değerlendirilerek bilimsel bir çalışma haline getirildi.  Bunlara ek olarak, tüm basın ve dijital mecralarda iletişim çalışmalarımız da devam etti elbette. Özellikle atık maske ve eldivenlerin yarattığı kirliliğe dikkat çeken bir kamu spotu hazırladık. Hem televizyonlarda, hem de büyük şehirlerdeki kamusal alanlarda ve toplu taşıma araçlarında yer alan ekranlarda gösterimi gerçekleşiyor.

“BİZE HER PAZARLANAN ŞEYİ DEĞİL İHTİYACIMIZ OLANLARI TÜKETMELİYİZ”

Yaşanılabilir bir dünya için çöpümüze nasıl sahip çıkabiliriz? Çöpü azaltmanın yolları nelerdir?

Aslında dört kelimeyle ifade edebileceğimiz basit bir prensibi benimseyerek büyük fark yaratabiliriz: Reddet, azalt, yeniden kullan, geri dönüştür. Burada “reddetmek” bize her pazarlanan şeyi değil ihtiyacımız olanları tüketmeyi; “azaltmak” ihtiyacımız olduğu kadar tüketmeyi; “yeniden kullanmak” kullanılabilir durumdaki şeyleri yeniden kullanmamızı ya da başkalarına kullandırmamızı ifade ediyor. Bütün bu önlemleri alıp hayat tarzımızı buna uygun hale getirdikten sonra ortaya çıkan az miktarda çöpü de ayrıştırarak geri dönüşüme yollamamız gerekiyor. Bunları yaptığımızda kalan çöp miktarının ne kadar azaldığını göreceğiz. Bunları yapmak demek hayatımızı alt üst etmek ya da tüm konfor ve zevklerimizden vazgeçmek anlamına gelmiyor. Yalnızca tüketirken ve atarken doğayı ve diğer insanları da düşünelim diyoruz.

Ayrıca evlerimizden daha seyrek de olsa, çıkan diğer önemli atıklar elektronik atık ve atık yağda doğru yere atılmalı, çünkü geri dönüştürülüyor. Tüm bunlar için doğru yer neresi ya da atılacak konteyneri bulamıyorum diyenler olabilir, bu durumda bulunduğunuz ilçe belediyesini arayarak konu hakkında bilgi alabilirsiniz.

Peki, ürettiğimiz çöpü azaltmamız neden bu kadar önemli?

Çünkü dünyada her yıl yaklaşık 2,2 milyar ton, yani 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün 142.000 katı ağırlıkta çöp atılıyoruz. Bu anlamda  çöplerimizi  geri dönüşüme yollamak oldukça önem arz ediyor. Geri dönüşüm kullanılmış atık malzemelerin yeni ürünler için hammadde olarak kullanılması demektir. Böylece daha az enerji ve doğal kaynak kullanmış, doğaya daha az zarar vermiş oluruz.

Dünyada üretilen çöple ilgili bazı verileri sizlerle paylaşmak isteriz:

Satın aldığımız şeylerin %90’ından fazlasını 6 ay içinde çöpe atıyoruz. Demek ki her satın aldığımıza gerçekten ihtiyacımız yok.

Türkiye’de 1 yılda evlerde ürettiğimiz toplam çöp miktarı 32 milyon ton, yani yaklaşık 640 balina ağırlığında. Dünyada yılda 5 trilyon plastik poşet kullanıyoruz. 1 poşeti kullanma süremiz ortalama olarak 12 dakika, oysa bu poşetler doğada yüzlerce yıl kalabiliyor.

Geri dönüşüme yollanmayan çöpler denizleri, sularımızı, toprağı ve ormanları kirletiyor, buralarda yaşayan hayvanlara zarar veriyor. Doğaya sahip çıkmak için daha bilinçli ve çevre hassasiyetiyle hareket etmemiz büyük önem taşıyor. “

“KİŞİSEL HİJYEN ATIKLARI YENİDEN KAZANIM SÜREÇLERİNE DAHİL OLAMAZ, GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ”

Kişisel ve tıbbi atıklardan da bahsedebilir misiniz? Pandeminin baş göstermesiyle birlikte tıbbi

atıklarda bir artış yaşandı mı çevreye bırakılan kişisel ve tıbbi atığın oluşturduğu zarar ve

tehlikeler nelerdir?

Pandemi nedeniyle koruyucu maske ve eldivenler başta olmak üzere tek kullanımlık ürünlerde ciddi bir artış görüyoruz. Bunların gelişigüzel çevreye atılması hem çevre kirliliği hem de halk sağlığı açısından çok önemli bir sorun haline geldi. Bunun yanı sıra, yaptığımız araştırmanın da ortaya koyduğu gibi, yeni korona virüs (COVID-19) salgını sonrası atık üretimimizde bir artış ve alışkanlıklarımızda bir değişim oldu. Yani bu dönemde daha fazla ambalaj ve tek kullanımlık ürün atığı ortaya çıkıyor. Ancak maalesef geri dönüştürülen atık miktarında aynı oranda bir artış olmadığı görülüyor. Bu zorlu süreç geçip gittikten sonra bu kez de dev bir atık sorunu yaşamamak ve pişman olmamak için, kendi sağlığımız, başkalarının sağlığı ve öte yandan da geleceğimiz için bu

konuda çok hassas davranmamız, en azından ürettiğimiz atığı doğru ayrıştırmamız çok önemli.

Kullanılan maske ve eldiven atıklarını da, eve ulaşınca 2 torbaya koyup 72 saat beklettikten

sonra evsel atıklarla atmalıyız. Bu konuya dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla bir

kamu spotu çalışmamız oldu, videomuzu ayrıca sosyal medya ve çeşitli mecralarda paylaşıyoruz. Kişisel hijyen atıkları geri dönüştürülemeyen atıklar olduğundan yeniden kazanım süreçlerine

dahil olamaz, geri dönüştürülemez. Kişisel hijyen atıkları doğru şekilde atılıp bertaraf

edilmediklerinde enfeksiyon ve hastalık yayma riski oluştururlar. Çocuk bezleri, hijyenik pedler, tek kullanımlık koruyucu maske ve eldivenleri, yara bantları gibi beden üzerinde doğrudan kullanılan ve bu nedenle de enfeksiyon tehlikesi oluşturabilecek atıklar kişisel hijyen atıkları olarak nitelendirilir. Kişisel hijyen atıkları geri dönüştürülmesi olanaksız ya da tercih edilmeyen atıklar olup çeşitli hastalıkların taşıyıcısı ve bulaştırıcısı olabilirler.

Covid-19 salgını süresince korunma amacıyla kullanılmakta olan tek kullanımlık maske ve eldivenler hastalığın yayılmasına neden olabileceğinden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 7 Nisan 2020 tarihinde yayınlamış olduğu genelgeye göre atılmalıdır:

İşyerlerinde söz konusu atıklar, bunlar için konulacak olan özel toplama kutularına atılmalıdır.

Evde söz konusu atıklar, iç içe iki poşete konulmalı, ağzı bağlanarak 72 saat insan ve hayvanların dokunmayacağı bir yerde bekletildikten sonra evsel atıklarla birlikte çöpe verilmeli ya da atılmalıdır. Korunma amacıyla kullanılan eldiven ve maskeler asla geri dönüşüm kutularına ya da çevreye atılmamalıdır.

‘’ARAŞTIRMALAR TÜM DÜNYADA YILDA 5 TRİLYON PLASTİK POŞET TÜKETTİĞİMİZİ ORTAYA KOYUYOR’’

Deniz canlıları da plastik tehdidi altında. Bu duruma nasıl dur diyebiliriz?

Bir plastik poşetin ortalama kullanım süresi 12 dakika. Araştırmalar tüm dünyada yılda 5 trilyon plastik poşet tükettiğimizi ortaya koyuyor. Bu çok yüksek bir miktar ve her geçen gün artmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi plastikler doğada yüzlerce yıl kalabiliyorlar. Bu plastik atıkların mikro plastik haline gelerek gıda ve su kaynaklarımıza karıştığını ve bu yolla bedenimize ulaştığını biliyoruz. Bizim önerimiz tek kullanımlık poşetleri tamamen hayatımızdan çıkararak kendi alışveriş çantalarımızı kullanmak. Bu yolla hem çevreyi korumuş hem de bir masraftan kurtulmuş oluruz.

 Son olarak benim sormayı unuttuğum sizin eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mıdır?

Tekrarlamakta yarar var: Çözümün anahtarı hepimizin elinde. Tüketim alışkanlıklarımızı düzelterek, ihtiyacımız olanı ihtiyacımız kadar tüketerek başlamamız gerekiyor. Bunun ardından ortaya çıkan atıklarımızı da mutlaka ayrıştırarak geri dönüşüme yollamamız gerekiyor. Kendi geleceğimiz gibi dünyanın geleceği de çöpümüze sahip çıkmaktan geçiyor.

Editör: TE Bilisim