İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948’den bu yana her 10 Aralık’ta kutlanıyor. Peki, 1948’den beri İnsan Hakları Günü olarak kutlanan bu günün önemi nereden geliyor? Detaylar haberimizde… I. Dünya Savaşı’nın tüm dünya üzerindeki yıkıcı etkisinden kurtulmak isteyen devletler bireylere tanınan hak ve özgürlükleri güvence altına almak için bir araya geldiler. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından 1948 yılında hazırlanan ve 10 Aralık 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Bildirisi 10 Aralık’ta kabul edildi ve 10 Aralık İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaya başladı. İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRİSİ Birleşmiş Milletler Komisyonu’nun Haziran 1948’de hazırladığı ve 10 Aralık 1948’de kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirisi BM Genel Kurulu’nun Paris’te yapılan 183. oturumunda kabul edilen 30 maddelik bir bildiridir. I. Dünya Savaşı’ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması için bildiri imzalanırken, Eleanor Roosevelt bu bildiriyi “Bütün insanlık için bir “Magna Carta (Magna Karta)” olarak tanımlamıştır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin önsüzünde şu ifadeler yer almaktadır: “İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun, hürriyetin, adaletin ve dünya barışının temeli olmasına, İnsan haklarının tanınmaması ve hor görülmesinin insanlık vicdanını isyana sevk eden vahşiliklere sebep olmuş bulunmasına, dehşetten ve yoksulluktan kurtulmuş insanların, içinde söz ve inanma hürriyetlerine sahip olacakları bir dünyanın kurulması en yüksek amaçları olarak ilan edilmiş bulunmasına, İnsanın zulüm ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunmasının esaslı bir zaruret olmasına, Uluslararasında dostça ilişkiler geliştirilmesini teşvik etmenin esaslı bir zaruret olmasına, Birleşmiş Milletler halklarının, Antlaşmada, insanın ana haklarına, insan şahsının haysiyet ve değerine, erkek ve kadınların eşitliğine olan imanlarını bir kere daha ilan etmiş olmalarına ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştırmaya, daha geniş bir hürriyet içerisinde daha iyi hayat şartları kurmaya karar verdiklerini beyan etmiş bulunmalarına, Üye devletlerin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği ederek insan haklarına ve ana hürriyetlerine bütün dünyada gerçekten saygı gösterilmesinin teminini taahhüt etmiş olmalarına, Bu haklar ve hürriyetlerin herkesçe aynı şekilde anlaşılmasının yukarıdaki taahhüdün yerine getirilmesi için son derece önemli bulunmasına göre, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsanlık topluluğunun bütün fertleriyle uzuvlarının bu beyannameyi daima göz önünde tutarak öğretim ve eğitim yoluyla bu haklar ve hürriyetlere saygıyı geliştirmeye, gittikçe artan milli ve milletlerarası tedbirlerle gerek bizzat üye devletler ahalisi gerekse bu devletlerin idaresi altındaki ülkeler ahalisi arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve tatbik edilmesini sağlamaya gayret etmeleri amacıyla bütün halklar ve milletler için ulaşılacak ortak ideal olarak işbu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ilan eder.” DİĞER BİLDİRİLER İnsan Hakları Evrensel Beyannemesi, Magna Carta’ya benzetilmekte. Magna Carta ise devletlerin, önceleri, baskıya dayanan bir anlayışla yönetilmesini son vermek amacıyla 1215 yılında İngiltere Kralı’na kabul ettirilen bildiri olarak bilinmektedir. Böylelikle Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayılır. Bir diğer insan hakları konusunda yayımlanan bildiri ise, Amerika’da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi’dir. 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi’nde yer alan özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar, 1948 yılında yayımlanan “İnsan Hakları Bildirisi”nde gerçek yerini almıştır. İLK DÖRT MADDE İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, toplamda 30 maddeden oluşmaktadır. Beyannamede yer alan ilk 4 madde şu şekildedir: Madde 1: Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. Madde 2: Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyanname’de ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir. Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir. Madde 3: Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır. Madde 4: Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır. 1948 SONRASINDAKİ GELİŞMELER İnsan Hakları Bildirisi kabul edildikten sonra insan haklarını geliştirme koruma ve uygulama konusunda yeni anlaşmalar yapılmış ve bildiriler yayımlanmıştır. Bunlardan belli başlı olanlar: Birleşmiş Milletler, Kadınların Siyasi Haklarına İlişkin Sözleşme 20 Aralık 1952 Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi 20 Kasım 1959 Avrupa Sosyal Şartı 18 Ekim 1961 Afrika İnsan ve Halklarının Halkları Şartı 26 Haziran 1981 Birleşmiş Milletler, Yargı Bağımsızlığına Dair Temel Prensipler 29 Kasım 1985 (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim