Pandemi hem küresel hem yerel ekonomileri olumsuz anlamda etkisi altına alırken Türkiye’de 300 bine yakın esnafın borçluluk oranı yüzde 65’e yükseldi. Esnafta kapanma oranı ise aylık yüzde 7-8’lere kadar çıktı. Esnafın içinde olduğu durumu 30 yıldır esnaflık yapan işletme sahibi Abidin Seçkin ile konuştuk. Seçkin dördüncü dalganın gelmesi halinde bunu kaldıramayacaklarını belirterek, “Pandemiden dolayı dört yıl geriye düştük. Bu iş yerinin bir ay kapanması bizim neredeyse iki yılımıza mal oluyor” açıklamalarında bulundu.

İstanbul Planlama Ajans’ının esnaf araştırmasına göre kafe, restoran ve pastanelerin pandemi sonrasında aylık ortalama müşteri sayıları yüzde 83.5 azalırken ortalama gelirleri yüzde 73.1 azalma gösterdi. 1991’den beri börek işinin içinde olan ve bu işe 15 yaşında başladığını söyleyen Abidin Seçkin, “30 yıldır bu işin içindeyim bundan daha büyük bir krizle karşılaşmadım. 1993 yılında ekonomik bir kriz atlattık o zaman da borç içindeydik baya sıkıntılar yaşadık ama bu durum bizi daha çok yıprattı. Pandemiyle birlikte ekonomik kriz daha da derinleşti. Bu durum bizi tam dört yıl geriye attı. Yani dört yıl geriden geliyoruz tüm ilerlememiz durmuş vaziyette” dedi.

“Pandemi öncesindeki ekonomik düzenimize dönemiyoruz”

Küçük esnafın nabzını tutan “Türkiye Geleneksel Kanalın Nabzı: REM Esnaf Barometresi” nin raporuna göre esnaf tam kapanma sonrası hızlı aşılama ve açılma planıyla yeniden umutlandı. Ancak bugün itibariyle vakaların 16 binlere ulaşması bu umutların yerini endişeye bıraktı. Pandeminin ilk zamanlarında müşterilerin çok tedirgin olduğunu ve dükkândan içeriye girmek istemediklerini söyleyen Seçkin, “Masa, sandalyeler kaldırılmıştı sadece paket servis vardı. Masa, sandalyeler açıldıktan sonra insanlar oturmaya bile korkuyordu. Aşılamadan sonra bir rahatlama var tabii ki. İçeriye gelip üç kişi beş kişi bir arada oturabiliyorlar. İlk dönemlerde kapıdan para uzatanlar artık rahatlıkla içeri girip oturup zaman geçirebiliyor. Ancak hala pandemi öncesindeki ekonomik düzenimize dönemiyoruz. Vakalar ne kadar azalırsa o kadar hızlı kendimize geliriz ama vakalar artmaya başladı biz de tedirginlik içindeyiz” dedi.

“Kar oranımızı düşük tutmak zorunda kalıyoruz”

Pandemide birçok imalat ürününe zam geldiğinin altını çizen Abidin Seçkin, “Un ve yağ gibi imalat ürünlerine pandemide birkaç defa zam geldi ama biz bunu tüketiciye hemen yansıtamıyoruz. Ürettiğimiz ürünler toplumun en alt tabakasına hitap ediyor. Bu sebeple ürünlerimizi oldukça ucuz fiyatlara satıyoruz. Bir kişi rahatlıkla 10 liraya karnını doyurabiliyor. Hatta altı liraya bile karnını doyuranlar var; iki börek yiyip bir çay içenler. O yüzden kar oranımızı oldukça düşük tutmak zorunda kalıyoruz. Bir ayın yirmi yedi günü iş yerinin masraflarına çalışıyoruz sadece üç gün kendimize çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Üreticiye yansıyan zamları tüketiciye yansıtmak çok zor”

Haziran ayında elektriğe yüzde 15 doğalgaza yüzde 12 yapılan zammın ardından un fiyatlarına da 45 gün içinde yüzde 25 zam yapıldı. Üreticilere yansıyan bu zamların tüketiciye yansıtılmasının zor olduğunun altını çizen Abidin Seçkin, “ Pandemi nedeniyle çok sıkıntı yaşadık yaşamaya da devam ediyoruz. Altı liraya aldığımız çatallar on lira oldu; on liraya aldığımız poşet on yedi buçuk lira oldu; on iki liraya aldığımız kâğıt on altı lira oldu. Tüm bu zamları ürettiğimiz ürünlere yani böreklere sadece 25 kuruş zam olarak yansıtabiliyoruz. Altı ay geçtikten sonra bu zamları ürünlere yansıtabiliyoruz. Pandemide çoğu kişi maaş alamadı. Bu maaş alamayan kişiler bizim müşterilerimiz. Onların yaşadığı sıkıntılar bizim de imalat ürünlerine gelen zammı ürünlere yansıtmamızın önüne geçiyor. Daha doğrusu zamları ertelememize sebep oluyor. Üreticiye yansıyan zamları tüketiciye yansıtmak bizim için çok zor” açıklamalarında bulundu.

“Pandemi bizi dört yıl geriye attı”

İstanbul Planlama Ajansı’nın araştırma raporuna göre, esnafın yüzde 97.1’i kira, fatura ve işçi ücreti gibi sabit işletme giderlerini karşılamakta sıkıntı çekiyor. Dördüncü dalganın gelmesi halinde bunu kaldıramayacaklarını belirten Abidin Seçkin, “Dördüncü dalga yaşanması halinde devletten büyük beklentimiz var; kiralarımızı ve personel maaşlarını ödemeliler. Bize yardım etmemeleri halinde kapatılan kepenklerin sayısı her geçen gün artacak. Dördüncü bir dalga olması halinde büyük sıkıntılar bekliyor olacak esnafı. Biz bunu kaldıramıyoruz zaten dört yıl geriye düştük. Bu iş yerinin bir ay kapanması bizim neredeyse iki yılımıza mal oluyor. Pandemi boyunca sadece 3 bin lira yardımdan faydalandım. Altı ay kısa çalışma ödeneğinden faydalandım ve iş yerinden eleman çıkarmadım. Ancak onları ücretsiz izne ayırmak zorunda kaldım bir süre” dedi.

İlknur YAĞUMLİ

Editör: TE Bilisim