Konda Araştırma Şirketi’nin 2019 yılı Aralık ayının ikinci haftasında “Dijital Medya Kullanımı” araştırma sonuçlarını açıkladığında bu haber basında; “Türkiye’nin yüzde 74’ü gazete okumuyor” başlığıyla yer aldı. Sesli ve görüntülü medyanın yani radyo ve televizyonların dijital ortamdan takip edilmesini yadırgadığımız günleri geride bırakan bu haber, yazılı basının yerini hızla dijital medyaya bırakacağını gösteriyordu.

Dünyada başlayan Covid-19 salgını (pandemi) tüm ülkelerde hızla yayılarak binlerce kişinin ölümüne ve hastalanmasına yol açtı. Ekim 2019 tarihinden itibaren dünya gündemini alt üst eden ve neredeyse tüm hayatı, alış veriş, iş yaşamı, sosyal ve kültürel yaşamı dijital ortamlarda devam edegeldiğimiz salgın hastalık süreci hâlen devam ediyor. 2019 yılında dijital medya tüketimi ve kullanımının 2020 yılında yüzde yüz oranına çıkacağını söylense pek inandırıcı olmayabilirdi. Oysa küçücük bir virüs dünyanın tüm ekonomi, siyasi ve sosyal koşullarını değiştirirken dijital yaşam, bilgisayar, internet ve akıllı telefonlar altın çağını yaşamaya başladı. Saltanat tahtına oturan dijital dünya insanların günlük yaşamında âdeta bağımlılık yarattı. “Alışılagelmiş, geleneksel medya” demeye dilimiz pek varmıyor ama toplumun büyük çoğunluğunun günümüz “kitle iletişim araçlarının” yerine “dijital medya”yı tercih ettiğini görüyoruz.

Özellikle haberleri takip etme oranlarına bakıldığında halkın yüzde 40’ı haberleri televizyondan takip etmiyor. İnternet üzerinden gazete okuma oranı salgın hastalık döneminde yüzde 70’lere ulaştı. Ana akım medyaya yönelik güvensizliğin yeni olmadığı son 10 yılda televizyon dizileri ve kadın programlarının izlenme oranlarının arttığı, spor programlarının izlenme oranlarının düştüğü gözleniyordu. Bu değişim, televizyonların haber programlarının izlenme oranlarının azalmasına yol açarken dijital medya kullanımının arttığını gösteriyordu. Halkın yüzde 30-40’ı televizyonlardan haber takip etmiyordu. Bu durum ana akım medyaya yönelik güvenin azalmasının göstergesiydi.

Toplumda ‘Dijital Yerlileşme’ Artıyor

Ülkemizde 10 kişiden 8’i internet kullanırken salgın hastalık (pandemi) döneminde bu oran daha da arttı. Bankacılık işlemlerini internet üzerinden gerçekleştirenlerin oranı yüzde 50’lere ulaştı. Korona Virüs salgını öncesinde toplumda İnternet kullanımının sadece günlük medya takibinde ve alışverişte yoğunlaştığı gözlemlenirken salgınından etkilenen insan sayısının artması ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “Dijital yerlileşme” söz konusu olmaya başladı. Dijitalin mekân ve zaman özgürlüğü, bireyi standart yayın akışı ve prime-time alışkanlığından uzaklaştırdı. Görüntülü ve sesli kitle iletişim araçları yani radyo ve televizyon ile yazlı basın yani gazete ve dergiler yerini dijital medyaya bırakırken, dijital iletişim tüketimi de artıyor. Özellikler YouTube kullanımı yüzde 40’lara ulaştı. Dijital medya ortamı, ana akım medyaya karşı sunmuş olduğu yayın içerikleriyle birey için yeni bir arayış ve kaçış noktası olmayı başardı. YouTube ve diğer dijital yayın ortamlarının daha çok tercih edilmesi nedeniyle, televizyon ve gazete yayıncılığı gelecekte kendini yenilemek zorunda kalacak. Bireyin yayın akışını kendi belirlediği televizyon dizileri ve haber programları ile bireyin evinden çıkmadan okuyabildiği gazete sütunları ve dergi yazılarının takip edilme oranları yani dijital medya kullanım oranları yüzde yüzlerin üzerine çıkmaya devam ediyor.

Sözünü ettiğimiz dijital yerlileşmenin önüne geçebilmek için kitle iletişim araçlarının, televizyon, radyo ve yazılı basının kendini yenilemesi gerekiyor. Aksi takdirde dijital medya ile sadece bireye hizmet eden iletişim ortamlarında haber, dizi, spor, ders, eğitim vb. içeriklerin sunulması söz konusu olacaktır. Kitle iletişimi kuramlarını bilimsel çalışmalarla ortaya koyarak, kitle iletişimi, kitle haberleşmesi, kitle eğitimi kavramlarını gündeme getiren ve bu alandaki uygulamaların 20. yüzyıl ve 21. yüzyıl toplumlarının yaşadıkları çağa uyum sağlamalarına yol açtığını dile getiren akademisyenler, bundan sonra dijital medya kullanımı üzerine tezler yapmaya başlayacak. Yani artık “dijital iletişim araçları” üzerine çalışmalar yapılmaya başlanacak.

Kısaca “dijital medya”, “dijital devrim”in habercisi olacağa benziyor.

Editör: TE Bilisim