TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuşan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici  Doğu Türkistan’da yaşanan Çin zulmüne dikkat çekti. TBMM’ye de çağrıda bulunan Destici, “Yaşanan zulme karşı en güçlü ses TBMM kürsüsünden yapılmalıdır. Zulüm durmadığı zaman Çin ile ilişkiler askıya alınmalıdır. Çin’den petrol veya gaz almıyoruz. Çin’den aldığımızı başka ülkelerden alabiliyoruz. Çin’den almaya mecbur değiliz” dedi. Konuşmasına Nihal Atsız’ı anarak başlayan Destici, Balıkesir’de yaşanan depremden dolayı geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Diyarbakır HDP binası önündeki anneler eyleminin devam ettiğini söyleyen Destici, “Onları buradan azimli ve kararlı duruşlarından dolayı tebrik ediyorum. Hatice ceylan Cafer Ceylan’a kavuştu. Ümidiniz bütün annelerin evlatlarına kavuşmasıdır. Meclis çatısı altında bulunan partiye de çağrımızdır. Terörü lanetleyin, terörle aranıza mesafe koyun diyoruz. Yüz yıl önce Hınçak ve Taşnak çetelerinin akıbeti ne olduysa bunların akıbeti de bu olur. Onlara bu yüzden çağrı yapıyoruz. Bu yanlıştan vazgeçin” ifadelerini kullandı. “ÇİN İLE İLİŞKİLER ASKIYA ALINMALIDIR” Bosna’nın birçok yerinde soykırım yaşandığını hatırlatan Destici, “Bütün dünya bunları lanetledi, yargıladı. Ama bu soykırımı inkar eden adama, Peter Handke’ye Nobel edebiyat ödülü verildi. Sanki dünyada edebiyatçı kalmadı. Bu bütün dünya halkına ve insanlığa yapılan bir hakarettir. Bekledik ki bütün dünya tepki göstersin. Fakat konu Müslümanlar olunca herkes yine sus pus kesildi. Bu ödülü ayıplıyorum. Türkiye’nin bu törene katılmamasını doğru buluyorum. Bundan sonra da katılmamasını da önerdik” şeklinde konuştu. Dünyanın pek çok noktasında insan haklarının ihlal edildiğini vurgulayan, “Bu ihlallerin başında Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz geliyor. Katil Çin, kardeşlerimizi hem katlediyor hem de kültürel soykırıma maruz bırakıyor. Gençler ailelerinden zorla kopartılarak zülüm kamplarına götürülüyor. Asimile ediliyor. Buna direnenler en ağır şekilde cezalandırılıyor. Aydın kesimine aynı baskılar uygulanıyor. Çin’in artık buna dur demesi gerekir. Buna karşı En güçlü ses TBMM kürsüsünden yapılmalıdır. TBMM en güçlü şekilde buna birlikte karşı durmalıdır. Çin zulmü durdurulmadığı zaman Çin ile ilişkiler askıya alınmalıdır. Çin’den petrol ve gaz almıyoruz. Çin’den aldığımızı başka ülkelerden alabiliyoruz. Çin’den almaya mecbur değiliz. Doğu Türkistan’dan gelen kardeşlerimize sahip çıkmalıyız. Sahip çıkılmıyor mu? Çıkılıyor. Ama bazı hususlarda daha sahip çıkmalıyız. Geri iadesi istenen kardeşlerimizin tırnağını bile vermemeliyiz. Ağır zulümler altında bulunan Türkistanlı aileler için girişimler var ama bu girişimlerin daha da artması gerekir” diye konuştu. “İDAM YASASINA EN ÇOK KADIN VEKİLLER DESTEK VERMELİ” ‘Ülkemize yaşanan kadın ölümleri maalesef yüreğimizi yakmaya devam ediyor’ diyen Destici, “Katledilen kadınlarımıza Allahtan rahmet diliyorum. Türkiye’deki mevcut yasalar bunları önlemeye yetmiyor. Bunlar daha ağır cezalarla cezalandırmalıdır” dedi. Parti olarak Meclis’e idam teklifi verdiklerini,  polisleri, askerleri katleden ile kadınları katledenler için idam istediklerini savunan Destici konuşmasına şu şekilde devam etti: “İki maddeli idam cezası. Biz faili belli olan bu tür cezalar için idam istiyoruz. Bu yasamıza en çok kadın milletvekilleri destek vermelidir. Artık uygulamaya geçme vakti geldi. Biz idam cezasını istediğimizi tekrardan yeniliyoruz. “Libya ile yapılan anlaşma için devletimizi tebrik ediyorum. Bu anlaşmadan sonra Libya üzerine baskılar kurulmaya başlandı. Libya’ya bu ortamda en güçlü şekilde sahip çıkılmalıdır. Libya hükümetinin talebi olursa cumhurbaşkanımızın dediği gibi asker gönderebiliriz. Akdeniz’deki varlığımız için bu kaçınılmazdır. Bu anlaşmanın korunması için her şey yapılmalıdır” “Meclis’te İç tüzükte  düzenleme yapılmalıdır. TBMM’de gurubu bulunmayan partilere söz hakkı verilmesi gerekir. Biz de bütçesi görüşülen kurum ve kuruluşlar hakkında görüşlerimizi belirmek istiyoruz.  Geçtiğimiz yılı bütçe oranı baz alınarak asgari ücrete zam yapılması gerektiğini düşündük. Bu yıl da aynı düşüncedeyiz. Bu yıl 2019-2020 bütçesi arasındaki fark 22,5 oranındadır. Biz BBP olarak asgari ücrete bu yıl bütçe farkı göz önünde bulundurularak 22,5 zam yapılmasını istiyoruz. Bu bile çok azdır ama günümüzdeki koşullar bunu gerektiriyor” (Murat KARABULUT)

Editör: TE Bilisim