Ülkemizde 17 Ağustos 1999 depremi, Düzce depremi daha sonra meydana gelen depremler ile en son Elazığ ve Malatya depremleri ve dünyanın değişik ülkelerinde meydana gelen deprem felaketlerinden sonra “deprem” sözü medyadaki sıkça kullanıldı. Bu sözcük hangi kökten türedi ve ilk ne zaman kullanılmaya başlanmıştır? Türkçede tahminen Cumhuriyet döneminde kullanılmaya başlanan deprem sözünün yerine eskiden hareket, hareket-i arz ve bugün hâlâ pek çok lehçede kullanıla gelen zelzele sözcüğü kullanılmıştır. “Deprem” sözüne Türkçe Sözlük'te, “Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele” biçiminde yer verilmiştir. Türkçe Sözlük’te deprem sözü ilgili deprem bilimci, deprem bilimi, deprem bölgesi, depremçizer, deprem kuşağı, deprem merkezi, depremyazar, depremzede, deprenme ve deprenmek” gibi sözde anlamlar da bulunmaktadır. Kaşgarlı Mahmud’un eseri, Türk dilinin ilk sözlüğü niteliğinde olan Divanu Lügati't-Türk’te deprem sözünün gövdesi olarak kabul edebileceğimiz tepre- fiilini ve onun türemiş biçimlerini görmek mümkündür. Bunlar şu şekillerde ve şu anlamlarda karşımıza çıkar: tepre - : ‘tepremek, kımıldamak’ Tepredi neng. “Nesne tepredi, kımıldadı, hareket etti” (DLT, C. III, s. 277-6). tepren-: ‘teprenmek’. Teprendi neng. “Nesne teprendi”. (DLT, C.II, s. 240-156). tepreş- : ‘oynamak, tepreşmek, kaynaşmak’. Kişi kamuğ tepreşdi. “Bütün halk tepreşdi, kaynaştı” (DLT, C. II, s. 204-6) Ol kar kamuğ kışın iner Aşlık tarığ anın öner Yawlak yağı mende tınar Sen keliben tepreşür. “Bütün kar kışın iner, yemeklik buğday onunla biter, yavuz düşman bende dinlenir, sen gelince tepreşir (kımıldamr)”. (DLT, C. II, s. 204-9). tepret- : ‘tepretmek, deprendirmek, kımıldatmak, saldırmak; -yalnız deve için- sıçratmak’. Ol tepretti nengni. “O bir şeyi tepretti, kımıldattı.” (DLT, C. II, s. 329-23). Er yağıka tepretti. “Adam düşmana saldırdı” (DLT, C. II, s. 329-23). Er teweysin tepretti. “Adam devesini sıçrattı”. (DLT, C II,” s. 329-23). tepretiş- : ‘tepretmekte yardım ve yarış etmek’. Ol yıgaç tepretişti. “O, ona ağaç tepretmekte yardım etti.” (DLT, C. II, s. 363-3). Eski Türkçede tepre- biçiminde geçen fiil Eski Anadolu Türkçesine depre- şek¬linde geçmiştir. Eski Anadolu Türkçesinde “deprem” sözcüğünün yerine kullanılmış olan depreniş “kımıldanış, hareket” sözcüğünün varlığı dikkati çekmekledir. Eski Anadolu Türkçesinde fiilin şu şekilleri görülmektedir: deprendür-: 'harekete getirmek, kımıldatmak’, depren-: 'hareket etmek, harekete gelmek, kımıldanmak', depreşdür-: ‘nüksettirmek’, depreş-: ‘hareket etmek’. depret-: 'kımıldatmak, sarsmak, harekete getirmek' Dede Korkut Kitabında tepit- 'tepretmek, kımıldat¬mak, sarsmak ve depret- “tepretmek, kımıldatmak, kıpırdatmak” biçiminde fiil¬ler mevcuttur. “Deprem” şekline burada da rastlanmaz. Bugünkü çağdaş Türk lehçelerinde deprem sözcüğünün yerine Azerbay-can Türkçesinde ‘zelzele’,Başkurt Türkçesinde ‘yir titrev’,Kazak Türkçesinde ‘jer silkinüv, zilzele’,Kırgız Türkçesinde ‘cer titirö, zilzala’,Özbek Türkçesinde ‘zilzile’, Tatar Türkçesinde ‘cir tetrev, cir silkinü’,Türkmen Türkçesinde ‘yer titreme', Uygur Türkçesinde ‘yer tevrişi’ sözcükleri kullanılmaktadır. Bütün bu bilgilerden de anlaşıldığı gibi Türkçenin eski dönemlerinden beri ve pek çok lehçesinde, hareketi anlatan tebre-/tepre- debre- /depre- fiillerinin kullanıldığı açıktır. Deprem (dep+re+m) sözcüğü, bu fiillerden türemiş bir sözcüktür.
Editör: TE Bilisim