Bu aralar hepimizde bir tükenmişlik hissi oluştu malum salgın hepimizi öyle bir yordu ki. Normalde sinirlenmeyeceğimiz şeylere sinirlenir, kafaya takmayacağımız şeyleri kafaya takar olduk. İnsan ne yaparsa kendine yapıyor. Kendi öz saygısını, sevgisini, değerini yine kendisi belirliyor. Günlük hayatta üzüldüğümüz şeyleri bile kendimiz belirliyoruz esasında. Özellikle şu günlerde sadece sağlıklı uyanabildiğimize dahi şükretmiyoruz ne yazık ki.. Geçenlerde bir yazıya denk geldim “İyi bilinen bir konuşmacı, seminerine 50 dolarlık bir banknotu göstererek başladı. 200 kişiyi bulan dinleyicilere, bu parayı kim ister diye sordu ve eller kalkmaya başladı. Ve konuşmacı ʺbu parayı sizlerden birine vereceğim fakat öncelikle bazı şeyler yapacağımʺ dedi. Parayı önce buruşturdu ve dinleyicilere ʺhala bu parayı isteyen var mı?ʺ diye sordu, eller yine havadaydı. Bu sefer, konuşmacı ʺpeki bu paraya şunları yaparsam?ʺ dedi ve 50 doları yere attı onun üstüne bastı, ezdi, pisletti ve para şimdi pis ve buruşuktu, fakat eller yine havadaydı ve o parayı herkes istiyordu. Konuşmacı şöyle dedi: ʺArkadaşlarım burada çok önemli bir şey öğrendiniz, burada paraya ne yaptıysam hiç önemli değil onu yine de istiyorsunuz, çünkü benim ona yaptığım şeyler onun değerini düşürmedi, o hala 50 dolar. Hayatımızda çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hırpalanır, canımız acıtılır, yerden yere vuruluruz, kendimizi kötü hissederiz, fakat ne olduğu veya ne olacağı önemli değil, hiç bir zaman değerimizi kaybetmeyiz, temiz ya da pis, hırpalanmış ya da kırılmış, bunların hiçbiri önemli değildir. Seni sevenler senin ne kadar değerli olduğunu her zaman bileceklerdirʺ  

Editör: TE Bilisim