Değerli Okurlarım; Bu haftaki yazıma başlamadan önce İdlib’de şahadet mertebesine ulaşan evlatlarımıza cenabı Allah’tan rahmet, gazilerimize de şifa dileklerimi sunuyorum. Her ne kadar kamuoyunda Suriye’de ki savaşa müdahalemiz geniş bir şekilde eleştiri konusuysa da (ki içten içe eleştirenlerden biriyim) ülkemiz mevcut durumda bu savaşın içindedir. Şimdiki önceliğimiz savaşın nedenlerini ya da bizi bu savaşa sürükleyen müsebbipleri tartışmak değildir. Şimdiki önceliğimiz memet ile memonun ve vatanımızın selametini düşünmek ve bunun gereğini yerine getirmektir. Nitekim; tarihimiz de bu tip örneklerle doludur. Mustafa Kemal ATTÜRK önderliğindeki Kurutuluş Savaşımızda Kuva-i Milliye kahramanları milletimizi dünya savaşına sokup vatanın işgaline sebep olanları değil vatanı nasıl kurtaracaklarının hesabını yapmışlardır. Bu nedenle önceliğimiz vatan savunması ve ülkemizin selameti olmalıdır. Bunun için bundan böyle herkes üzerine düşen görevi en güzel haliyle yaparak, daha çok çalışarak içinde bulunduğumuz politik ve ekonomik savaştan ülkemizin kurtulması için çaba sarf etmeliyiz. Değerli Okurlarım; Hepimiz uzamanı olduğumuz alanda, yalana dolana, hileye hurdaya sığınmadan yapabileceklerimizin en iyisini yapmak zorundayız. Söz verimli çalışmaktan açılmışken; Ankara Büyükşehir Belediyesinde son zamanlarda, genelde sosyal medyanın konusu olan “personelin becerisi ve liyakati eksenli”  personel politikasından bahsetmek istiyorum.  Sayın Mansur YAVAŞ yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesinin son bir yıldaki en büyük sorunlarından biri aşırı istihdam sorunu. Sayın Melih GÖKÇEK  döneminde belediyeye siyasal referanslarla binlerce personel alınmış.  Belediyeyi devraldığımızda Belediyede çalışan sayısı 30.000 civarındaydı. Basına da yansıdığı üzere, bu otuz bin kişiden birçoğu belediyeye gelmeden yıllarca belediyeden maaş almıştı. Hatta, Ankara dışında yaşadıkları halde belediyeden yıllarca maaş alan personelin olduğu bile iddia edildi. Bu durumun en somut örneği ise Ankara Büyükşehir Belediyesi ana binasında 31 Mart 2019 tarihinden önce mesaiye gelen personel sayısının 1500 civarında olması ve bu sayının 01 Nisan 2019’dan hemen sonra bir anda 4.000’e çıkmasıdır. Şöyle ki; bu durum bile tek başına 31 Mart 2019 seçimlerinden önce yaklaşık 2.500 personelin belediyeye uğramadan maaş aldığının göstergesi olarak görülebilinir. Değerli Okurlarım; Geçtiğimiz günlerde yıllardır işine gelmediği halde belediyeden en üst düzeyde maaş alan bir personel ile ilgili yapılan işlemi sizlere anlatmak istiyorum: Bu yönetici kadrosundaki personelin hizmetinden faydalanmak için Belediyenin ilgili birimi gerekli tedbirleri almış. Yıllardır bedavadan maaş alan bu şahıs yıllardır alışık olduğu şekilde işine devam etmek için araya TORPİL koymak için her yola başvuruyordu. Bu şahısın bir arkadaşımla olan konuşmasına şahit oldum. Muhatabına; kendisinin koyu bir dindar olduğunu, hatta din aliminin  torunu olduğunu, Allah korkusuyla yaşadığını,  aslında herhangi bir partili olmadığını, ihale ve hesap işleri uzmanı olduğunu, yıllardır sürgünlere maruz kaldığını, Sayın Mansur Yavaş gibi Ankaralı olduğunu, altında çalışan personele hep iyi davrandığını, her siyasal düşünceden, din ve mezhepten insana saygı duyduğunu ve benzeri birçok şey söyledi. Anlattıklarını dinledikten sonra ben de arkadaşımda O personelden etkilenip durumunu araştırdık. Değerli Okurlarım; Şimdi gelin kendisini “Allah dostu” olarak gösteren O personelin geçmişiyle ilgili onu tanıyanların bize verdikleri bilgilerden tespit edebildiğimiz durumuna bir bakalım: O yönetici kadrosundaki personel yöneticilik yaptığı dönemde sekreterine sarkıntılık etmekten tutun da ihaleye fesat karıştırmak, altında çalışan personele inancına göre ayrım yapmak dahil her tür işi yaptığı için hakkında herhangi bir işlem yapılmamış ama 2001 yılında pasif göreve atanmış. O şahıs o tarihten beri, yani tam 19 yıldır Belediyede hiçbir iş yapmadan ve hatta mesaisine bile gelmeden en üst düzeyde maaş almış. Değerli Okurlarım; Yukarıda verdiğim örnekten hareketle sosyal medyada ya da bir kısım basın-yayın organlarında zaman zaman haber yapılan ve Sayın Mansur YAVAŞ’ın belediye personeli arasında ayrımcılık yaptığını içeren haberlere itibar etmeyiniz. Ankara Büyükşehir Belediyesinde son bir yıl içinde hiçbir personele hiçbir kötü muamele yapılmamıştır.  Bugüne kadar Belediyede sadece üst düzey yöneticiler daha liyakatli yöneticilerle değiştirilmiştir. Hatta, Sayın Melih GÖKÇEK döneminde de üst düzey bürokrat olan birçok isim halen daha görevlerine devam etmektedirler ki hatta AK Parti’nin seçim kampanyalarına fiilen katılan ve köy köy dolaşıp AK Partiye oy devşiren bazı daire başkanları bile halen daha görevlerine devam etmektedir. Bu şahıslar geçmişte yapmış oldukları siyasal çalışmaları kendi kişisel soysal medya sayfalarında halen daha paylaşmaktadırlar. Bu daire başkanlarından biri kişisel sosyal medya hesabında 12 Mart 2015 tarihinde “hilafeti kaldırarak Müslüman alemini başsız bırakanlara kahraman denilen ülkedir Türkiye” şeklinde bir paylaşım yaparak Atatürk ve arkadaşlarının kahraman olmadıklarını ve kendisinin hilafetçi olduğunu bile ima edebilmektedir.  Aynı daire başkanı sosyal medya hesabında benim de mensubu olduğum parti aleyhine de birçok paylaşım yapmıştır ve bu paylaşımlarının çoğu halen daha şahısın kişisel sayfasında durmaktadır. Eğer Sayın Mansur YAVAŞ çalışanları siyasal görüşlerine göre değerlendirmiş olsaydı, bu paylaşımları yapan daire başkanı ile yaklaşık bir yıldır çalışır mıydı hiç? Değerli Okurlarım;  size ilk yazımda söz verdiğim şekilde Ankara Büyükşehir Belediyesinde olan bitenleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en yalın haliylse sunmaya çalışacaşım. Sevgiyle kalın….    

Editör: TE Bilisim