CHP’nin 19. Olağanüstü Kurultayı Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde toplandı. Bugün ve yarın gerçekleştirilecek kurultaya sunulacak tüzük değişiklikleri taslağı, milletvekilleri, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleriyle değerlendirilecek. Kurultayın Divan Başkanı olarak PM üyesi Hakkı Süha Okay seçildi. Kurultayın açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul’da Cumhuriyet gazetesi çalışanlarıyla ilgili bir dava olduğunu ve Ahmet Şık’ın 434, Akın Atalay ve Murat Sabuncu’nun 495 gündür tutuklu olduğunu belirterek, “Suni bir iddianame ile bu arkadaşlar bir yıldan fazladır hapisteler. Umarız bugünkü duruşmada bu arkadaşlar serbest bırakılır. Bizim dışımızda yasa dışı uygulamalara karşı çıkan hemen hemen hiç kimse yok. Baskı altına alınan bir toplum var. İktidarın bütün gücüyle CHP’nin üstüne yüklenmesinin temelinde acaba CHP’yi de nasıl sustururuz, nasıl konuşamaz noktaya gelir ve biz toplumu arzu ettiğimiz gibi yönlendirebiliriz. Bu tuzağa hiçbir CHP’linin, hiçbir vatanseverin düşmemesi lazım” diye konuştu. “En az yüzde 33 cinsiyet kotasını yasalaştıralım” “Biz Kuvayi Milliyeciyiz” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Bizim temel ilkemiz, söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Karşı çıkanların ön saflarında CHP’liler olacak derken elbette ki bu saflara ister muhafazalar, ister ülkücü, ister milliyetçi, ister mukaddesatçı, ister Atatürkçü kim olursa olsun hep beraber demokrasiyi savunmak ortak görevimizdir. Bu mücadele bizim ortak mücadelemizdir. Bu davaya önce inanmamız gerekiyor. Her birimizin tek tek birer dava insanı olması gerekir. O davayı sonuna kadar savunacağız. Yok etmek isteyeceklerdir ama asla yok edemeyeceklerdir. Çünkü, haklıyız, gururluyuz, onurumuzla davamızı savunuruz. Her CHP’linin bir dava insanı olması gerekir. Kadın-erkek eşitliğinin savunulması ortak davamızdır. Dün Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Aydın’dan kadınlara ve kadın muhtarlara seslendim. Bütün siyasi partilere çağrı yaptım, yüzde 33 cinsiyet kotasını Siyasal Partiler Yasası’na koyalım. Böylece kadınlarında bu ülkede söz sahibi olmalarının yolunu açalım diye. Şimdi aynı çağrıyı yapıyorum. Yüreğiniz yetiyorsa, kadınlara saygınız varsa, parlamentoda grubu bulunan bütün siyasi partiler, en az yüzde 33 cinsiyet kotasını yasalaştıralım. Biz bunu yapacağız” ifadelerini kullandı. “CHP’de olanların bireysel çıkar peşinde koşanların bu partide yeri yoktur” Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Davaya inanan insanların özelliği ben yarın ne olacağım kaygısını taşımayan insanlardır. Davaya inanmayıp da ben ne olacağım benim geleceğim ne olacak milletvekilliği garanti mi diye söyleyenlerin dava insanı olmaya hakları da hukukları da yoktur. Dava insanı olanların mevkisi yoktur, makamı yoktur, yeri yoktur. Sıradan bir yurttaş demokrasiyi, yargıyı bağımsızlığını, Türkiye’yi savunacak, bunu savunuyorum ama ben ne olacağı, sen hiçbir şey olamazsın, senin bu partide yerin de yoktur kardeşim. CHP’de olanların bireysel çıkar peşinde koşanların bu partide yeri yoktur. Senin yerin CHP’nin kapısının dışarısıdır.” “Delege avcılığıyla siyaset yapanların bu ülkeye faydası yoktur” Tüzükle ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “2010 yılında genel başkan olduktan sonra önümdeki en önemli görev parti reformuydu. Yepyeni bir siyaset anlayışını bu partiye yerleştirmeye çalıştım. Tüzüğe en az yüzde 85 ön seçim şartını ben koydurdum. 2 kez üst üste kontenjan adayı olanların, üçüncü kez aday olamayacaklarına ilişkin tüzüğe ben koydum. Daha önce ön seçim mi vardı? 55 seçim çevresinde ön seçim yaptık. Şimdi çıkıp bana ‘Kılıçdaroğlu tüzük değişikliği getiriyor, ön seçimi kaldıracak’ Niye kaldıralım? Delege avcılığıyla siyaset yapanların bu ülkeye faydası yoktur. Ön seçim maddesi aynen duruyor. Hatta aday saptama yöntemleri belirlenirken bir düzenleme daha yaptık, il örgütlerinin görüşlerinin de alınacağını tüzüğe yazdık. Bir Parti Meclisi’ne girerken il başkanlarının önerisini de oraya göstereceğiz. Ben milletvekili adayı belirleme meraklısı değilim. Beni en çok rahatsız eden hususlardan birisi budur. Bana en yakın olanlar şunu aday göster bunu aday göster, en uzak olanlar şu olmasın, bu olmasın diyenler. Adayı en iyi belirleyecek olan örgütün kendisidir. Aday belirleme meraklısı olsaydım, 2012’de ön seçim şartını getirmez, 55 ilde ön seçim yaptırmazdım. Örgüt partiyi yıllardır iktidar olmamasına karşın ayakta tutuyor. Örgüte güvenmeyeceksiniz de kime güveneceksiniz. 55 yerde ön seçim yaptık, ben de örgüt de rahat etti. Ön seçimi aşıp gelenler oldu. Milletvekili arkadaşlarım parlamentoda ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Hiçbir partinin göstermediği çabayı bizim milletvekillerimiz gösteriyorlar. 81 ile gidiyorlar” değerlendirmesinde bulundu. “Kürt sorununu çözecek olan parti, CHP’dir” Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Genel başkan olmadan önce iktidar partisinin ve yandaşlarının en çok kullandıkları cümle şuydu: ‘CHP Sivas’tan öteye gidemez’. CHP bugün Avrupa’ya da, Amerika’ya da gidebiliyor. Diyarbakır’a da, Hakkari’ye de niye gitmeyelim? Kürt sorununu çözecek olan parti, CHP’dir. CHP dışında hiç kimse bu sorunu çözemez. CHP, demokrasi ve özgürlük bağlamında bu sorunu çözecek. 15 yıldır çözemediler, şehitler üzerinden siyaset yapıyorlar.” “Ben yoksam parti de yok" diyen arkadaşlar kapı burada çıkıp gidebilirler Parti içi demokratik yarış kültürünü yerleştirmek için 8 yıldır mücadele verdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Hastalıklı eski alışkanlıklarla ne yazık ki hala bu parti kültürünü arzu ettiğim oranda partiye yerleştiremedim ama bunun mücadelesini mutlaka yapacağım. Demokratik yarışma kültürü mutlaka bu partiye gelecektir. ‘Ben yoksam parti de yok’ anlayışı egemen olan arkadaşlarımız. ‘Ben yoksam parti de yok’ diyen arkadaşlar kapı burada çıkıp gidebilirler. Parti kimsenin babasının malı değildir. Parti hepimizindir. Türk milletindir, Kuvayi Milliyecilerindir. Avukat bürolarında kurulan parti değildir, savaş meydanlarında kurulan bir partidir. 1980 sonrası lümpenleşen bir yapı vardı. O yapıyı yok edinceye kadar mücadele edeceğim. Her partili bir dava insanı olacak. ‘Ben ne olacağım?’ diye yolan çıkanlar partiye ihanet ediyorlar. Kim seçimler öncesi mahallelere sandık koymazsa partide tutmayacağım. Bürolarda oturup delege yazmanın da mantığı yoktur. Her zaman parti içi yarışmayı teşvik ettim” açıklamasında bulundu. “Delegenin çift kişilikli olmaması lazım” “Divanın önünde imza atma şartını uzaydan gelen adamlar mı kaldırdı, ben kaldırdım” diyen Kılıçdaroğlu, “Divan önünde imza atma ayıbından da bu partiyi kurtardım. Delege istediği gibi imza atar. Delegenin çift kişilikli olmaması lazım. Hem ona hem buna imza, olmaz, ahlaki değildir. İmza atan herkes kapıma genel başkanlık makamıma geldiğinde hiçbir zaman sorgulamadım. Diğerlerini, genel başkan yardımcılarını, il başkanlarını nasıl karşıladıysam, uğurladıysam onları da öyle karşıladım, uğurladım. Herkes demokratik olarak yarışabilir. Eski alışkanlıkların nüksetmesini kabul etmiyorum. Delege üzerinde baskıyı kabul etmiyorum. Bunu yaptığımız zaman bu partide demokrasi var, bunu söylemiş oluruz” ifadelerini kullandı. “Kimsenin çarşaf listeyi kaldırdığı yok” Genel başkan olduktan sonra blok liste verin demediğini çarşaf liste olsun dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Delegeye güvendim. Delege Türkiye’yi yönetecek. Türkiye’yi seslendirecek. Onurlu bir duruş sergileyecek elbette genel başkan seçecektir. Genel başkan çözüm üreten, elinden gelen her türlü çabayı gösteren kişidir. Genel Başkan olmak kolay değil ki, aile hayatımız bitti bizim. Günün 24 saati çalışıyorum. Türkiye Cumhuriyetinde şu anda CHP Genel Başkanı’nın gösterdiği çabanın onda birini dahi diğer genel başkanlar göstermemiştir. İllerin bir kısmında blok liste yapıldı. Orada blok liste buraya gelince niye çarşaf listeyi kaldırıyorsunuz, kimsenin kaldırdığı yok” şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, siyasette gençlerin önünün açılması gerektiğine de dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Geldiğim günden bu yana üye reformunu yapmak benim içinde bir ukdeydi. Ben şunu istiyorum; parti üyesi parti militanıdır, nokta. Parti üyeliği dişe diş mücadele eden kişidir. Üyeleri atacakmışız partiden, niye atalım? İnternet üyeliğini 3 yıllık çaba sonunda getirebildim. ’Efendim, partiye üye olurlar’ üye olsun. Parti üyesi, partinin hakkını hukukunu savunan kişidir. Gönüllü üye seçimlerde gelir oy seçimlerde partiye verir. Mevcut üyelerimizi yok saymadan bütün üyelerin başımızda yeri var. Söylenenin aksine üyeden korkan bir yönetim anlayışı ile değil, üyeyi en geniş tabana yayan bir yapıyı hedefliyoruz.” “Ben milletvekili seçildim, istediğim kanala çıkarım, istediğim gibi konuşurum, izin almadan çıkıyorsa, bu partide yeri yoktur” “Ben milletvekili seçildim, ben istediğim televizyon kanalına çıkarım, istediğim gibi konuşurum, konuşamazsın arkadaş bugüne kadar ses çıkarmadım. Bundan sonra izin almadan çıkıyorsa, kusura bakmasın bu partide yeri yoktur” diyen Kılıçdaroğlu, “Bizim disiplinli bir örgüte ihtiyacımız var. Tek ses çıkaracak. Tekrarın gücüne inanan bir örgüt istiyorum. Tüzüğün zamanın ruhuna uygun hayatın dinamiğine ayak uydurabilecek esneklikte kullanışlı rahat anlaşılabilir sade pratik ve iç tutarlılığının olması gerekiyordu. Böyle bir tüzük taslağıyla önünüze geliyoruz. Eski tüzüğe bakın birbirleriyle çelişen dünya kadar hüküm var. Eski hastalıkları hala bir şekilde gündeme getirenleri de uzaklaştıracağım, izin vermeyeceğim. Disiplinli bir örgüt, özgüveni yüksek olan bir örgüt. Söylediği sözün ne anlama geldiğini bilen kendisine güvenen örgüt ve parti militanı üyeler istiyorum. Bu yapıyla yola çıkacağız. Daha fazla gencin olmasını istiyorum. 2019 seçimlerinde demokraside bir devrim yapacağız. Bu devrimi gerçekleştirecek olanlarda bu ülkenin kadınları. Eski alışkanlıklar, hastalıklar yüzde 100 bitmedi. Ama bunu bitireceğiz. Bunu örgütümle beraber yapacağız" ifadelerini kullandı.Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından CHP’nin 19. Olağanüstü Kurultayı basına kapalı olarak devam ediyor. İHA

Editör: TE Bilisim