OHAL ilanının yıldönümünde Güvenpark il binası önünde bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partililer ''OHAL DEĞİL DEMOKRASİ'' istiyoruz sloganı ile oturma eylemi yaptı. Oturma eylemine Cumhuriyet Halk Partisi Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcıları Tekin Bingöl, Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, CHP İl Başkanı Adnan Keskin, milletvekilleri ve birçok partili katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) OHAL'in kaldırılması için eylem kararı alındı. CHP'liler 16 Nisan referandumunun yıldönümünde "OHAL değil demokrasi istiyoruz" sloganıyla eş zamanlı 81 ilin kent merkezinde saat 12.00'de bir saat oturma eylemi başlattı. Yapılacak eylemlerin koordinasyonu için ise Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba görevlendirildi. Ankara Güvenpark’ta İl Başkanlığı önünde yapılan oturma eyleminde konuşan İl Başkanı Adnan Keskin, Ülkeyi tek adam rejimine dönüştürme amacıyla hazırlanan ve tarihe mühürsüz seçim olarak geçen 16 Nisan referandumunun üzerinden tam 1 yıl geçtiğini ifade etti. “21 AYDIR OHAL İLE YÖNETİLİYORUZ” 15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandumun adete bir rejim değişikliğini dayattığını belirten Keskin, “Sivil darbe ortamında ‘Hayır’ demenin ise adeta yasaklandığı bir dönem yaşanmıştır. Ülkemiz 21 aydır OHAL ile yönetilmektedir. İlan edilişindeki amacından uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemine yönelik bir saldırıya dönüşen OHAL rejimi; insan haklarını ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olmuştur. KHK’lar eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir. Türkiye’yi tek tipe sokmak için sendikalar meslek oda ve birlikleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik operasyonların ardı arkası kesilmiştir. AKP iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL giderek bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcı-solcu, muhafazakar-sosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm toplumu baskı altına alan otoriter bir rejime dönüşmüştür. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır” şeklinde konuştu. “OHAL GAZETECİLERİ ZİNDANLARA ATTIRMAKTIR” OHAL’in ne olduğuna dair konuşmasına devam eden Keskin şunları söyledi: “OHAL, 10 Ekim’de katledilen çocuklarını anmak isteyen anne ve babalara sıkılan biber gazıdır. OHAL, ekmeğinin peşindeki tütün üreticisine vurulan coptur. OHAL, Ahmet Şık başta olmak üzere hayatını FETÖ ile mücadeleye adamış gazetecileri zindanlara attırmaktır. OHAL, işçi görevlerini ertelemek, grev çadırlarına müdahale etmektir. OHAL, işlerini geri almak için ölümü göze alarak bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ölüm tehlikesini görmeyen hükümet inadıdır. OHAL, dünyaca ünlü kimi bilim insanlarını FETÖ yalanıyla üniversitelerinden atmaktır.” OHAL, TİYATRO OYUNCULARINI YASAKLAMAKTIR Keskin, “OHAL, muhaliflerini ‘terörist’ olarak tanımlayabilme cüretidir. OHAL, Ankara Kızılay’da İnsan Hakları Anıtı’nı gözaltına almaktır. OHAL, madende oğlu dört yıldır yatan anaya, artık yürüyemezsin, yasak artık demektir. OHAL, on binlerce taşeron işçiye haksız bir şekilde kadro dışı bırakmaktır. OHAL, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin ‘okuma hakkı’nı elinden alabileceğimi söylemek ve öğrencileri tutuklamaktır. OHAL, milli iradeyi yok sayarak, belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmak, belediyelere kayyım atamaktır. OHAL, laik eğitim bildirisi dağıtmak isteyen öğrencinin gözaltına alınması, 16 Nisan referandumda ‘hayır’ propagandası yapan vatandaşın kolunun kırılmasıdır” dedi. “OHAL, DOLARIN 4 TL’Yİ, AVRONUN 5 TL’Yİ AŞMASIDIR” “OHAL, seçilmiş milletvekillerini hukuksuz bir şekilde tutuklatmak ve yargılatmaktır. OHAL, hakimlerin, savcıların bir parti genel başkanı önünde iliklediği cübbelerdir. OHAL, yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek adamın iki dudağının arasına hapsetmektir. OHAL, doların 4 TL’yi, avronun 5 TL’yi aşmasıdır. Türk Lirası’nın kaybettiği değerdir. OHAL, satılan şeker fabrikası, açlık sınırı altındaki asgari ücret artan enflasyondur. OHAL, Twitter’daki 280 karakterden, Facebook’taki ‘beğen’ butonundan korkmaktır. OHAL, 12 Eylül cuntasına özenenlerin, askeri darbe dönemlerine rahmet okuttuğu bir düzenin adıdır. İlan ederken bir buçuk ay bile sürmeyecek dedikleri, milleti etkilemeyecek dedikleri OHAL, bardağı çoktan taşmıştır. Sabır testisi kırılmış, toplumun büyük çoğunluğu OHAL rejimine artık yeter demeye başlamıştır. Bugün iktidar partisi ve yeni ortakları, Türkiye’yi uçuruma adım adım yaklaştıran OHAL’i bir kez daha uzatmanın peşindedir. Postallı darbelerle mücadele etme vaadiyle gelenler, gelinen noktada takım elbiseli darbeciler haline gelmiştir.” “OHAL REJİMİNE DERHAL SON VERİLMELİDİR” Halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine DERHAL son verilmesi gerektiğine dikkat çeken Keskin, “Hukukun askıya alındığı, parlamentonun yok sayıldığı, milli iradenin tanınmadığı, milletvekillerinin rehin alındığı faşizm düzeni ortadan kalkmalıdır. Sendikalar, meslek odaları ve birlikleri ile sivil toplum örgütlerine yönelik iktidar gücü ile uygulanan sindirme politikaları son bulmalıdır. Sivil darbe ile tek koltukta birleştirilen yasama, yürütme ve yargı erkleri, yeniden, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi kendi koltuklarına geçmelidir. Sadece bu meydandan değil, Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara’daki Saraylıları uyarıyoruz” diye konuştu. (Kadir GÜRHAN)    

Editör: TE Bilisim