Partisinin grup toplantısında, 16 Nisan'daki referandum öncesinde anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürmeyeceklerini açıklayan Kılıçdaroğlu, "Kuşkusuz Anayasa Mahkemesi'ne gitme hakkımız bulunmaktadır. Ancak bu sadece hukuk sorunu değildir. Halkı koruyacak olan halkın özgücüdür. Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğiz, başvurmayacağız" dedi. Kılıçdaroğlu, "Biz CHP olarak bu milletin sağduyusuna güveniyoruz. TBMM'ye, kendi iradesine sahip çıkacağına güveniyoruz. Son sözü millet söyleyecek" diye de ekledi. Kılıçdaroğlu'nun parti grup toplantısında öne çıkan başlıklar şöyle: "20 TEMMUZ'DA OHAL'LE İKİNCİ DARBE YAPILDI" Sizin çocuğunuz hapiste olursa nasıl tepki verirdiniz? Bütün anneler bu zulüm 'yeter' demeli. 15 Temmuz’da hep birlikte dik durduk ve darbeyi püskürttük. Ama 20 Temmuz’da başka darbe yapıldı. Binlerce insan hapislere tıkıldı. 12 Eylül darbesinde 3 bin 854 öğretmen ihraç edildi. 20 Temmuz darbesinden sonra 30 bin 470 öğretmeni ihraç ettiler. Ömür boyu kamuda çalışamayacak. 12 Eylül’de 120 akademisyen, 20 Temmuz darbesinde 4 bin 811 akademisyen kapı önüne konuldu. Akademisyenler partilerde görev üstlenir ya da hizmet verebilir. Düşüncesini beğenmediğiniz akademisyenleri bir kanun hükmünde kararnameyle kapı önüne koyuyorsunuz. Bilim insanını hep el üstünde tutarız. Alimin ölümü alemin ölümü gibidir deriz. Hangi gerekçeyle bu üniversite hocalarını kapı önüne koyuyorsunuz? Kendisi gibi düşünüyorsa el üstünde, kendisi gibi düşünmüyorsa kapı önüne koyuyorlar. 12 Eylül'de tutuklanan gazeteci sayısı 31, 20 Temmuz darbesinden sonra tutuklananan gazeteci sayısı 150’yi aştı. "BEN HAYIR DİYORUM" Zalimlikte rekor kırdılar. 15 günlük çocuğu annesinden ayırdılar. Biz itiraz ettik de anne ile çocuğu buluşturduk. 'Kim hayır derse bunlar terörist sayılır' diyorlar. Akla bakın. En iyi cevabı bir şehit annesi verdi. ‘Ben hayır diyorum, ne yapacaksın? Sen benimle tabuta mı sarıldın? Sen beni tehdit edemezsin. Hakkım haram olsun’ diyor. Hayır diyenleri terörist gibi gösteriyorlar. Biz ne diyoruz? İster evet desin ister hayır desin, vatandaşımızın başımızın üstünde yeri var. Hayır dediğiniz andan itibaren Türkiye derin ve güzel bir nefes alacak. Hayır diyeni terörist diye tanımlarsanız söyleyeceğiniz bir şey yoktur. "BANA 15 DAKİKA ONLARA 30 DAKİKA" Sayın Binali Yıldırım’a, Sayın Devlet Bahçeli’ye çağrıyı yapıyorum. Sizin istediğiniz bir kanal olsun, sizin istediğiniz gazeteciler olsun. Gelin oturalım konuşalım. Bana 15 dakika, onlara 30 dakika verilsin. Vallahi soru da sormayacağım. Medeni insanlar gibi oturup konuşalım. Vatandaş değişikliğin ne getirdiği, ne götürdüğünü bilmiyor. Çünkü televizyonları yasakladılar, görüşmeleri kısıtladılar. Bütün vatandaşlarımızdan tek bir şey istiyorum, Nisan'ın 16'sında yapılacak referandum, bir parti seçimi değil, bir demokrasi seçimi. Demokrasiden yana mı tavır takınacağız, otoriter yönetimden yana mı tavır takınacağız? O nedenle bütün vatandaşlarımdan istirham ediyorum, sandığa giderken düşünün. Her şeyden önce kendi vicdanımızda değerlendirelim. Bu, A partisi B partisi, sağ sol olayı değil. Bu bir demokrasi olayıdır. "TARAFSIZ OLMASINI İSTİYORSAN HAYIR OYUNU KULLANACAKSIN" Elini vicdanına koy ve kendi vicdanında tart. Cumhurbaşkanı taraflı mı tarafsız mı olsun? Cumhuriyet kurulduğundan beri tarafsız. 80 milyonu temsil ettiği için tarafsız olmalıdır. Tarafsız olmasını istiyorsan, hayır oyunu kullanacaksın. Bir parti genel başkanı olursa cumhurbaşkanı olamaz. Bize göre tarafsız olmalı, bir partinin genel başkanı olamaz. Çünkü cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Partinin genel başkanı olarak görürsek devletin sigortası atmış olur. Bir maceranının içine sürükleniriz. Kışlaya, camiye, adliyeye siyaset girmesin diyoruz. Siyaset buralara girdiği zaman Türkiye’nin çivisi çıkar. Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olarak hakim tayin etmemeli. Bir kişi kalkıp milli iradenin temsil edildiği Meclis’i fesh edemez. Diyorlar ki 'böyle bir şey yok'. Kendi getirdiklerini de bilmiyorlar. Hükümet kurulmazsa fesh edip, seçime gidilebilir. Vicdanında ölç, biç ve sandığa öyle git. Bir kişi Meclis’i fesh etmemelidir. Fesh ederse demokrasi yara alır. Değişiklik referandumda kabul edilirse başkanın kaç yardımcısı ve kaç bakanı olacak. Bu sorunun cevabı yok. İstersen bin başkan yardımcısı, 50 bakan olabilir. Bu uygulama Türkiye Cumhuriyeti’ni maceraya sürükler mi, sürüklemez mi? Hükümet kuruluyor. Güven oyu istiyor. Meclis güven oylaması verirse hükümet yoluna devam ediyor. Anayasa değişikliğinde güvenoyu yok. 'Ben niye Meclis’e gideyim' diyor. Elini vicdanına koyarak sandığa git. Bir hükümet 550 milletvekilinden güven oyu istemeli diyorsan, buna hayır diyeceksin. Bin 500 başkan yardımcısını az bulabilir, 10 bine de çıkarabilir. Bunlardan biri yolsuzluğu karıştıysa gensoru önergesi bile veremiyor. Buna hayır diyorsan, hayır oyu kullanmalısın. Bir kişi devletin yapısı ve işleyişini düzenleyecek. Kim müsteşar olacak, kim genel müdür olacak, kim büyükelçi olacak bir kişi belirleyecek. Bacanağını, damadını, kızını tayin edecek. Buna engel var mı, yok. Kararname yetkisi alıyorlar. Terörle ilgisi olmayan düzenleme yaptılar. Hocalarımız burada, hangisi terörist? Bu yetkiyi bir kişiye verirseniz Türkiye felakete sürüklenir. Bütün muhtarlıkları kapattım diyebilir. Adam fesh etme yetkisi almış, muhtarlığı mı kapatmayacak? Başbakanlığı kapatıyor. Muhtar kardeşlerime sesleniyorum. Ben nasıl demokrasiyi savunuyorsam, sen de savunacaksın. "TÜRKİYE'DE HAYIRLI İŞ YAPACAKSIN" Türkiye’de en hayırlı işi yapacaksın. Toprak rengindeki hayıra mühür vuracaksın. Bu bir rejim değişikliğidir diyorum. Hayır yok diyorlar. Libya’da, Suriye’de, Mısır’da, İran’da, Irak’ta cumhuriyet var mı, var. Ama bizimki farklı. Sandığa giderken ölç, biç ve vicdanını dinle. Neden biz rejim değişikliği yapıyoruz? 'Çiftbaşlığı önlemek için bunu getiriyoruz' diyorlar. Şimdi çift başlılık var mı? Hayır. Binali Yıldırım, 500 metre öteden görse 80 düğmesini 10 saniyede ilikler. Millete doğruları söylemiyorlar. Benim doğrularımı söylediğime inanmıyorsan gel arkadaş, senin televizyonunda çıkalım. Bakalım kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor, vatandaş görsün. Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütüne teslim ettiler. Kozmik odaya teröristleri soktular. Şimdi bir kişiyi kandırırsan bütün Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim alıyorsun. Bu normal bir referandum değil. Türkiye’nin bekaası, geleceği için önemli bir referandum. "GENÇLERİN OYUNU ALMAK İÇİN ONLARI KANDIRIYORLAR" 'CHP, 18 yaşında seçilmeye karşı diyorlar'. Hiç de karşı değiliz. Gençlerin oyunu almak için onları kandıyorlar. Hem askerlikle ilişkisi kesilir diyorlar. Kendi çocuğu askerlikten muaf olacak, fakir gurabanın çocuğu El Bab’a gidecek. "ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ HUKUKA AYKIRIDIR" Provokasyona karşı dikkatli olmalıyız. Tahriklerde bulunabilirler. Bir minibüste başörtülü genç kıza saldırı yapıldığı söyleniyor. Biz CHP olarak, herkes giyim kuşamının güvencesiyiz. Anayasa değişikliği hukuka aykırıdır. Egemenliği tek adama veren bu değişiklik hukuk devletini yok etme projesidir. Milletvekili arkadaşlarım Meclis’te takdire şayan bir mücadele verdiler, hepsine teşekkür ediyorum. "ANAYASA MAHKEMESİ'NE GİTMEYECEĞİZ" Söz, karar ve yetki millettedir. Meclis’in yanlış hesabı milletten dönecektir. Anayasa Mahkemesi’ne gitme hakkımız bulunmaktadır. Sandıkta kararın verileceği 16 Nisan'a kadar önümüzdeki 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Söz konusu olan milletin egemenliğiyse bu konuda asıl Yüce Divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. İşte bunun için Anayasa Mahkemesine başvurmayacağız." Haber Merkezi

Editör: TE Bilisim