Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Nisan ayının son haftası olarak belirlenen Aşı Haftası kapsamında açıklama yapan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ‘Salgın şartlarında bile çocukların aşısını ihmal etmemek gerekiyor" dedi. Toplumun aşı ile önlenebilir hastalıklar ve aşılama konusundaki farkındalığının artırılması için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen Aşı Haftası kapsamında, GSK Türkiye’nin katkılarıyla geçtiğimiz günlerde online basın buluşması gerçekleşti. Basın buluşmasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşılamanın önemini anlatarak, aşı tereddüdünün tehlikeli sonuçlarından bahsetti. “KOVİD-19 PANDEMİSİNDE BİR KEZ DAHA AŞILARIN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖRDÜK” Toplantıda, aşısı olmayan bir hastalık başladığı zaman tüm dünyaya yayılıp salgın oluşturabildiğini belirten Ceyhan, şu anda tüm dünyanın içinde bulunduğu pandemi dönemlerinde aşının öneminin daha açık bir şekilde görüldüğünün altını çizdi. Aşılamanın, Dünya Sağlık Örgütü tarafından aşıyla önlenebilir hastalıkların ve buna bağlı ölümlerin önlenmesi açısından en önemli ve en maliyet etkili toplum sağlığı müdahaleleri arasında kabul edildiğini aktaran Ceyhan, ‘’ KOVİD-19 pandemisinde bir kez daha aşıların ne kadar önemli olduğunu gördük. Çünkü aşısı olan bir hastalıkta zaten pandemi olmuyor. Örneğin aşısı olduğu için önemsiz görünen difteri, boğmaca, kızamık, kabakulak, menenjit ve hepatit gibi hastalıklar, Kovid-19’dan bile daha tehlikeli ve ölümcül. Bu sebeple aşı, tüm buluşların ötesinde en önemli buluş. Çocukluk çağı aşıları yapılmadığı takdirde ülkemizde yılda 14 bin 296 kişi, dünyada ise 2,5 - 3 milyon kişi ölebilir. Bu sadece çocukluk çağı aşıları yapılmadığı takdirde ortaya çıkan rakam. Dünya tarihi boyunca salgınlar olmaya devam edecek. Bizim buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bunun için de etkili yöntem aşılama. Özetle, salgın şartlarında bile çocukların ve risk grubundaki yetişkinlerin aşılarını ihmal etmemek gerekiyor.” dedi. Meningokok bakterisinin Türkiye'de her yıl 100 binde 3 ila 4 oranında menenjit ya da meningokoksemi denilen ağır bir hastalık tablosu oluşturduğunu vurgulayan Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “ Menenjit, artan tanı ve tedavi olanakları, yeni ve etkili ilaçlara rağmen yüzde 5-10 oranında ölüme, yüzde 20-30 oranında sakatlığa neden oluyor. Her yaş grubunda görülen ama en sık dört yaş altında ve özellikle de bir yaş altı bebeklerde sık görülebilen bir hastalık olduğu için mümkün olduğu kadar erken dönemde menenjit aşılarıyla koruma sağlamak gerekiyor” dedi. “VAKA SAYISININ İYİLEŞEN HASTA SAYISINDAN DAHA AZ OLMASI ÖNEMLİ” Toplantıda koronavirüsle alakalı soruları da yanıtlayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Vaka sayısının iyileşen hasta sayısından daha az olması önemli. İyileşen hasta sayısı, yeni vaka sayısını geçtiği zaman normal hayata geçiş için kademeli olarak adım atabiliriz..” dedi. “TEDBİRLER GEVŞETİLİRSE BU SÜRE ÇOK DAHA UZAR” Türkiye'de ölüm sayısı diğer ülkelerden çok daha düşük. Bunun sebebi, sağlık hizmetinin daha iyi verilmesi, yoğun bakım şartlarının daha iyi olması diyen Ceyhan, Tedbirler gevşetilmez, insanlarımız evde kalmaya devam ederse, 4-5 hafta sürer. Tedbirler gevşetilirse bu süre çok daha uzar” şeklinde konuştu “KORONAVİRÜS AŞISI İÇİN DÜNYADA 72 GRUP ÇALIŞIYOR” Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Birkaç hafta gözlemeden 'plato çizdik, çok iyi noktadayız' demek insanı yanıltır. Birçok ülke bu yanılgıya düştü. Koronavirüs aşısı için dünyada 72 grup çalışıyor. Herkesin faydalanabileceği ucuz bir aşının üretimi yıllar alabilir” “SALGINLAR DEPREMLER GİBİ “ “Salgınlar depremler gibi artık onlarla yaşamayı öğrenmemiz gerek. Bunları engellemenin tek yolu aşılanmak. Toplumun tabii yoldan bağışıklanması için uğraşmıyoruz, insanların virüsü almaması için uğraşıyoruz. Eğer öyle bir şeye kalkışsak Türkiye'de 40 milyon kişinin hastalandığını düşünün 1 milyon ölüm olur.” (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim