Birçoğumuz onun eserini radyoda dinlemişizdir, ama o eserin onun olduğundan bihaberizdir. Birçoğumuzun bilmediği bir isimden bahsedeceğim bugün, Cevdet Çağla’dan… Cevdet Çağla, Türkiye’nin en iyi bestecilerindendir. Hatta ve hatta yirminci yüzyılın en iyi bestekarlarından demek bile mümkün…
Cevdet Çağla’nın bestelerini iyi bir müzik kulağı olan hemen yakalar, o bestelerin oya gibi işlendiğinin farkına varır. Şarkıları dinlendikçe zaten kendisinin asaleti de hissedilmektedir. Bunun yanı sıra şarkılarındaki name zenginliği ise işin başka boyutudur.
Ben de bugün kendisinden bahsetmek istiyorum:
“Ahmet Cevdet Çağla, 1900 yılında İstanbul Acıbadem'de dünyaya geldi. Babası Tophane İmalât-ı Harbiye Mektepleri müdürü topçu kaymakamı (Yarbay) Eşref beydir. Babası Eşref Bey ressamlık yapar, keman çalardı ve annesi Nazime hanımefendi de kıymetli bir piyanist idi.
Cevdet Çağla çok küçük yaştan itibaren bu amatör musikişinas aile topluluğu içinde büyümüş ve gerekli musiki zevk ve terbiyesini anne ve babasından almıştır. İlk musiki dersini komşuları olan Musullu Âmâ Osman'dan Türk musikisi dersi alarak başladı.
Cevdet Çağla, henüz yedi yaşlarında iken zamanın alafranga keman üstatlarından Antonyadis'den garp musikisi dersleri almaya başladı ve keman tekniğini ilerletti. Orta öğrenimini Bebek Frerler Okulunda yaparken okul orkestrasına girerek keman bilgisini ilerletti.
1916 yılında (16 yaşında) Maarif Nezareti tarafından musiki eğitimi yapması için Almanya'ya gönderildi. Lise tahsilini ve keman eğitimini tamamladıktan sonra yurda döndü ve İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'ne başladı. Yüksel okula devam ederken Dârültâlim-i Musiki Cemiyeti’ne dâhil oldu ve aralıksız 15 yıl devam etti.
Mısır'a ve Almanya'ya giderek başarılı konserler verdi. Cemiyetin başkanlığından Kemani Reşat Bey'in çekilmesiyle onun yerine geçti. 1927 yılında İstanbul Radyosu faaliyetlerine katıldı. 1938 yılında Ankara Radyosu'nun işletmeye açılması ile "Repetitör Artistliğine" tayin oldu, 1949 yılına kadar devam etti.
Ankara'da bulunduğu yıllarda Fehmi Tokay'ın Ankara' da faaliyette bulunduğu Ankara Musiki Cemiyeti'ndeki çalışmalara katıldı. 1950 yılında İstanbul Radyosu'nun müzik yayınları şefliğine atandı. 1956 yılında Türk ve Irak hükümetleri arasındaki kültür anlaşmaları sebebiyle Bağdat Konservatuarı Keman hocalığına tayin oldu.
1959 senesinde yurda dönerek, tekrar İstanbul Radyosu müzik yayınları şefliğine tekrar başladı. Cevdet Çağla, kıymetli bir keman üstadı ve icracısı olduğu kadar, aynı zamanda büyük bir bestekârdır. Temiz icrası, klâsik üslûbu, eşlik etmedeki ustalığı, yaptığı taksimlerdeki üstün geçki tekniği ile usta keman sanatkârlarındandı.
Şed yollarını iyi bildiğinden, alışılmamış perdeleri kullanarak yaptığı sürprizli geçkileri ile tanındı. Yirminci yüzyıl Türk musikisinin en dikkate değer bestekârlarındandır. Geleneğe bağlı şarkı bestekârları arasında kendisine sağlam bir yer edinmiş, ustalıklı, başarılı, ifadeli eserler besteledi.
Klasik geleneklere bağlı olmakla beraber, eserlerinde zevkli, yadırganmayan bazı yenilikler de uyguladı.
Yüz kadar eseri olduğu bilinen Cevdet Çağla, 22 Şubat 1988 tarihinde İstanbul'da hayata veda etti. Evli olan Cevdet Çağla'nın Ahmet Çağla adında oğlu ve Hülya (Yalım) adında bir kızı var.
Cevdet Çağla’nın kendisinden on iki yaş küçük olan kız kardeşi Mebruke Çağla da bestekârdır. 1912 yılında İstanbul’da doğdu; aynı aile çevresinde yetişerek ud çalmasını öğrendi. Sazındaki ustalığını Şamlı İskender ile Fahri Kopuz’dan aldığı derslerle ve ağabeyi ile çalışarak güçlendirdi. Ahmet Mithat Efendi’nin oğlu İsfendiyar Bey’le evlendi. Eşinin teşviki ile bestekârlığa yöneldi. Şarkılarının sözlerini kendisi yazmıştır.”
(Dr. Nazmi Özalp, Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi,Cilt:2, S:12,   Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C 1 S: 191, Rahmi Kalaycıoğlu, Türk Musikisi Bestekârları Külliyatı, www.musikiklavuzu.net/?/blog/bestekarlar/cevdet-cagla)

Editör: TE Bilisim