Günde 60 paket makarna pişirerek 150 köpeğe ve beş kediye bakan Sokak Hayvanları Gönüllüsü Tenay Yücel, son dönemlerde Başkent Ankara’da yaşanan hayvan katliamlarını, bu katliamlara karşı alınabilecek önlemleri ve TBMM’den çıkması planlanan Hayvan Hakları Kanunu’nu değerlendirdi. Bir köpeğe tasma takarak sokakta dolaştırmanın hayvan severlik olmadığının altını çizen Yücel, hayvan severlere daha fazla sorumluluk alma çağrısında bulundu. Önceleri hafta da 2 gün buraya geldiğini söyleyen Yücel, “Sonra haftanın her günü beni beklediklerini anladım. Ben geldikçe onlar bana koştu, onlar bana koştukça ben daha çok mutlu oldum. Dolayısıyla bu mutluluğumu yıllardır onlarla birlikte sürdürüyorum” dedi. Ankara İskitler’de harabe bir alanda yaşayan sokak canlılarına öğretmenlik maaşını harcayarak bakmaya çalışan Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğretmeni Tenay Yücel, yıllardır bu canlılara bakmaktan mutlu olduğunu belirtti. Yaklaşık bir yıl sonra harabe alanın tamamen kaldırılacağını söyleyen Yücel, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyelerinden 150 hayvana barınak bulunması konusunda kendisine yardımcı olunmasını istedi. Hayvanları korumak için TBMM’den çıkması planlanan Hayvan Hakları Kanununun katliamları önlemek için yeterli olmadığını vurgulayan Yücel, “Verilen ceza hem çekilebiliyor hem de ödenebiliyor. Çıkacak olan yasa belki biraz caydırıcılık etkisi yaratabilir. Ankara’nın en zor bölgelerinden birisinde yaşayan canları doyurmaya çalışıyorum. Bu yıkılmış alanda birçok insan çeşidi var. Suriyelisi, Afganı, Türkü, esnafı, kâğıt toplayıcısı, evsizi, cahili… Ama içinde merhamet varsa bu saydıklarımın hepsi bitmiş oluyor. Merhamet çok önemlidir. Buraya her gelişimde Suriyeli çocuk hayvanları besleme konusunda bana yardım ediyor. Önemli olan da budur. Bu oldukça hayvanların katledilmesi mümkün değildir” dedi. “BANA İHTİYACI OLAN CANLILARIN YARDIMINA KOŞUYORUM” Biraz Kendinizden Bahseder misiniz, sizi tanıyabilir miyiz? Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra ODTÜ Biyoloji okudum. Biyoloji alanında yüksek lisans yaptım. Şuan ise Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde İngilizce öğretmenliğini yapıyorum. Yaşımı kimseye söylemiyorum ama kendimi çok genç hissediyorum. Çünkü öğrencilerimi çok seviyorum, engellilere yardım ediyorum ve Allah’ın sessiz kulları olan sokak canlılarına her gün geliyorum, onları doyuruyorum, su içiriyorum. Bunların tamamını kendi cebimden karşılıyorum, hiç kimseden tek kuruş istemiyorum. Sosyal medyada beni bulamazsınız. Bunların tamamı beni çok mutlu ediyor ve sağlığımı olumlu etkiliyor. Bana ihtiyacı olan canlılara her zaman varım, bunun için bu işi severek yapıyorum. “BEN GELDİKÇE ONLAR BANA KOŞTU, ONLAR BANA KOŞTUKÇA BEN MUTLU OLDUM” Tamamen bir çöplüğü andıran, bu yıkılmış alanda yaşayan sokak hayvanlarını nasıl buldunuz, sizde bu canlılara yardım etme fikri nasıl oluştu? 15 yıl önce buraya arabamın lastiklerini değiştirmeye geldim. O zaman İskitler bu kadar yıkık dökük değildi. Yıkılan ve yıkılmayan bütün dükkânların önünde sokak canlılarının olduğunu fark ettim. Kimsenin bunlara bir gram ekmek ve bir bardak su vermediğini gördüm. Çocukluğumdan beri evimiz bahçelidir. Sokaktan gelen kedi ve köpekleri bahçemizde beslerdim. Çünkü sokak canlılarını seviyorum. İskitler’de bu yıkılmış alanda terk edilen hayvanlara bakma kararı aldım. Birkaç gelişimden sonra hayvanlar beni tanımaya ve bana koşmaya başladılar. Önceleri hafta da 2 gün gelirdim. Sonra haftanın her günü beni beklediklerini anladım. Ben geldikçe onlar bana koştu, onlar bana koştukça ben daha çok mutlu oldum. Dolayısıyla bu mutluluğumu yıllardır onlarla birlikte sürdürüyorum. Bana ihtiyacı olan canlılar hep karşıma çıkar. Ben de bana ihtiyacı olanlara elimden geldiğince yardım ederim. “150 KÖPEK 5 KEDİ… BEN ONLARA CAN DİYORUM” Bu alan da toplam da kaç sokak hayvanı yaşıyor, tamamının isimlerini nasıl koydunuz? Burada 150’ye yakın köpek ve beş kedi var, can diyorum ben onlara. İsimlerini rengine, hareketlerine ve uysallıklarına göre koydum. Buradaki yaşam alanının yurt dışı gibi olmasını istedim. Çoğu hayvanı kısırlaştırdım. Kısırlaştırma konusunda bana, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Altındağ Belediyesi destek oluyor. Yaklaşık bir sene sonra buranın tamamı yıkılacak. Bu canlarımın muhakkak şekilde bir yere yerleşmesi gerekecek. Bunun için de Büyükşehir Belediyesi’nin bana yardım edeceğini düşünüyorum. Gölbaşı veya Çankaya Mühye gibi yerlerde ya da farklı barınaklarda bana bir barınak belirleyecekler. Biz de oraya bu canlıları taşıyacağız. Ben de haftanın belirli günleri oraya giderek bu canları beslemeye devam edeceğim. “BANA DELİ VE KAFADAN SAKAT GÖZÜYLE BAKIYORLAR” Son dönemde yaşanan hayvan katliamlarına yönelik neler söylemek istersiniz? Ben kendimi iyi bir hayvan sever olarak görüyorum. Benim bu bölgede hayvan severin çok çok az olduğunu siz de gelirken gördünüz. Burada yaşayanların hepsi bana deli gözüyle, kafadan sakat gözüyle bakıyor. Çünkü ben buraya her gün geliyorum ve her gün bu canlıları besliyorum. Tabi benim öğretmen olduğumu da biliyorlar. Fakat kim bilir nasıl bir öğretmen diyorlar. Öğrencilerimin beni ne kadar sevdiğini benim onlarla ne faaliyetler yürüttüğümü bilmezler. Ama önemli olan Allah’ın bunu görmesidir. Beni gördüğüne ve mutlu ettiğine çok inanıyorum. Öğrencilerimin hepsi çok saygılı.  Ve yaptıklarımı görüyorlar. Öğrencilerimin ekonomik durumları fazla iyi değil. Ben, onların gezip bir yerleri görmelerini istiyorum. Kendilerine çok düşük fiyatlardan gezi ayarlamaya çalışıyorum. Gezi turları ile iletişime geçip bu işi hallediyorum. Örneğin kendilerini bir hafta önce Kıbrıs’a götürdüm. Orayı gezdik gördük ve eğlendik. Ben bunları yaptıkça çok mutu oluyorum. Evde oturup kadın programı izlemektense bu şeyleri yapıyorum. Bu canların bana ihtiyacı var. Bu yüzden vaktimin bir kısmını onlara ayırıyorum. “TÜY DÖKTÜKLERİ İÇİN SOKAĞA TERK EDİLEN CANLILAR VAR” Yaşanan hayvan katliamları nasıl önlenebilir, bir hayvan sever olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Hayvan katliamlarını önlemek için çıkarılacak olan yasaların çözüm olacağına inanmayanlardanım. Çünkü para cezası da ödenebiliyor, diğer cezada çekilebiliyor. Ben bu alanda yaşayan canlarımı korumak için, burada yaşayan insanlarla iyi geçinmeye çalışıyorum. Onlarla polemiğe girmiyorum ve tartışmıyorum. İyi geçinmesem canlarıma zarar verebilirler. Bütün hayvan severlere de tavsiye ediyorum. Hayvanlarınızı sevmeyenlerle iyi geçinin yoksa canınızı yakabilirler. Ya da hayvanların başına bir şey getirebilirler. Ben bu alandaki hiçbir esnafı rahatsız etmeden kendi işimi yapıyorum. Ekmeği, suyu ben veriyorum. Ankara’nın en zor bölgelerden birisini ben idare ediyorum. Bu yıkılmış alanda birçok insan çeşidi var. Suriyelisi, Afganı, Türkü, esnafı, kağıt toplayıcısı, evsizi, cahili… Ama için de merhamet varsa bu saydıklarımın hepsi bitmiş oluyor. Merhamet çok önemlidir. Buraya her gelişimde Suriyeli çocuk hayvanları besleme konusunda bana yardım ediyor. Karşındaki insana hayvan sevdirmek zorunda değilsin. Sadece kendilerinden uzak durman yeterlidir. Hayvan bakmak, bir köpeğe zincir takarak sokak aralarında gezdirmek değil. Çünkü sokakta kendi köpeğine yanaşan başka bir köpeği taşlayabilenler var. Buna da hayvan severlik diyemeyiz. Ya da evde uzun süre beslediği köpeği tüy döktüğü için sokağa bırakabiliyor. Bir hayvan sever bunu yapmamalıdır. Çünkü beslediği hayvan da bir candır. Ankara Büyükşehir Belediyesi yaptığım beslemeden dolayı beni Belediyeden çağırarak kutladılar. Bu çağrıya öğrencilerimle birlikte katıldım. Ankara Büyükşehir Belediyesi besleme için bana ekmek yardımında bulunuyor. “ÖĞRETMENLİK MAAŞIMLA GÜNDE 60 PAKET MAKARNA VE KEMİK SATIN ALIYORUM” Bu kadar sokak hayvanını nasıl besleyebiliyorsunuz, biraz bundan bahseder misiniz? Her gün evimde 60 paket makarna pişiriyorum. Haftada iki kere de kemik parçalarını satın alıyorum. Bu makarnaların üzerine et suyu filan döküp, buraya hayvanlara vermeye geliyorum. Bazen sabah vakitlerinde gelip besleme yaptıktan sonra dersime gidiyorum, bazen de dersten çıktıktan sonra geliyorum. Ama bunu istisnasız her gün yapıyorum. Aldığım öğretmenlik maaşımın dörtte üçünü bu canlılar için harcıyorum. Bazen de yetmeyebiliyor. Geride elimde kalan az miktar parayla da rahatlıkla geçinebiliyorum. Ve çok mutlu da olabiliyorum. Rahmetli babam sayesinde gitmediğim ülke kalmadı. Babadan araba ve ev kaldı. Bütün güzellikleri gençliğimde yaşadım. Yapmak isteyeceğim hiçbir şey kalmadı. Son dönemlerde birçok yerden köpek çalınıyor ve getirilip buraya bırakılıyor. Buraya 3 tane Pitbull bırakıldı. Ben de onları Tarım ve Orman Bakanlığına verdim, köpekleri korumaya aldılar. Bazıları da gelip buradan köpek çalıyor. Kim çalıyor, nasıl çalıyor onu bilmiyorum. Fakat sattıklarına inanıyorum. Şuana kadar herhangi bir zehirlenmenin olmaması beni çok mutlu ediyor. Fakat korktuğumu da söyleyebilirim. Umarım bir şey olmaz. “DAHA AZ HAYVAN DAHA ÇOK BESLENME YAPILABİLİR” Son olarak hayvan severlere vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Hayvan severler ellerinden geldiği kadar birçok hayvana yardım etsinler, onlara baksınlar. Bakın buradaki hayvanların hiçbirinin hastalığı yok. Olduğunda da iyileştirilebiliyor. Bu konuda bana yardımcı olan birçok veteriner buldum. Herkese de yardımcı olabileceklerine inanıyorum. Hayvan severler on köpek besliyorlarsa, on köpekte kalsınlar. Bu sayıyı 50’ye çıkarıp bir paket makarna ile 50 köpek beslemeye çalışmasınlar. (Kadir GÜRHAN)            
Editör: TE Bilisim