10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ denilince aklımıza gelen ilk şey; basın emekçilerinin bundan tam 57 yıl önce dokuz gazete patronuna karşı direndiği ve zafer kazandığı gün geliyor. Gazeteciliğe ilk adım attığımda çok sık duyduğum kavramlardan bir tanesiydi 212 basın sigortası. Gazetecilere birçok hakkı kazandıran o meşhur 212 basın sigortasının temeli patronlara karşı direnen ve ‘kamunun haber alma hakkı vardır’ diyerek üç gün üst üste ‘Basın’ adlı gazeteyi çıkaran basın emekçileri sayesinde atıldı. O gün o mücadeleyi veren gazetecilerden bir tanesi de Abdi İpekçiydi. Basın emekçileri tarafından çıkarılan ‘Basın’ gazetesinin Genel Yayın Müdürlüğü’nü yapan da Abdi İpekçiydi. İpekçi, daha sora Mehmet Ali Ağaca tarafından suikaste uğrayarak 1 Şubat 1979’da yaşamını yitirdi. İpekçinin bu suikasti Türkiye’deki birçok gazetecinin ortak kaderi haline geldi. Uğur Mumcu, Metin Göktepe ve Hrant Dink bu ortak kaderi paylaşan gazeteciler oldu. Bu yüzdendir ki; ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü, biz gazeteciler için oldukça önemli bir gündür. 154 gazetecinin tutuklu bulunduğu günümüzde, çalışma koşulları, ifade özgürlüğü ve gazetecilere verilen değer bakımından 57 yıl öncesini arar hale geldik. İletişim Fakültelerinin sayısı her geçen gün daha artarken, artan iletişim fakültelerinden mezun olan işsiz gazeteci sayısı da orantılı bir şekilde artıyor. İşsiz gazetecilerin sayısı çalışan gazetecilerin sayısını katlamış durumda. Çalışan gazeteciler günü iş bulamayan işsiz gazeteciler ile geçiyor. Çalışan gazeteciler ise ya sansüre, oto sansüre, mobbinge maruz kalıyor, ya da düşük bir ücrete çalışmak ve kaderine boyun eğmek zorunda bırakılıyor. Biz gazetecilerin günümüzdeki en büyük sorunlarından bir tanesi de iş başvurularında karşılaştığımız muamele oluyor. İş başvurularına referans ile gitmediğin de büyük bir hayal kırıklığı ile dönmüş oluyorsun. Bir işe başlamak için ya güçlü bir referansın olması gerekir ya da ‘yandaş’ bir gazeteci olmalısın. Sırf bu nedenlerden dolayı gazeteciliğin özgür ve tarafsızlık ilkesi daha işe başlamadan yok olmuş oluyor. Kurumlar ve patronlar az kişi ile çok iş peşine düşünce, gazetelerin içeriklerinde verim ve kalite adına bir şeyler bulmak imkansız hale geliyor. Bu önemli günde işsiz gazetecilerin iş bulma umudu haline gelecek olan Medya Okuryazarlığı dersine değinmeden geçmek istemiyorum. Medya Okuryazarlığı zorunlu hale getirilmeli ve bu dersi iletişim fakültelerinden mezun olan gazeteciler vermeli. Bu şekilde birçok işsiz gazeteciye ekmek kapısı açılmış olacaktır. Yaptığım röportajda basın emekçileri arkadaşlarımın dile getirdiği bütün sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması ve üzerinde düşünülesi gereken acil konular olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Her birisi birbirinden değerli olan meslektaşlarımın görüşleri, düşünceleri ve sorunları da bir o kadar önemlidir. Tutuklu gazetecilerin bulunmadığı, ifade özgürlüğü ve çalışma koşullarının iyi olduğu, sömürülmeyen gazeteciler günü olması dileğiyle. Tüm meslektaşlarımın ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' kutlu olsun.          

Editör: TE Bilisim