Büro Emekçileri Sendikası(BES) düzenlediği basın toplantısı ile Toplu iş Sözleşmesi taleplerini kamuoyuyla paylaştı. BES’in toplu iş sözleşmesi talepleri arasında; sözleşmeli istihdamdan vazgeçilmesi, ekonomik kayıpların karşılanması, temel ücretlerin artırılması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, 2019 yılı için Enflasyon+Büyüme Oranı ek zam yapılması, 1000 lira kira yardımı, yılda bir 1500 lira giyim yardımı, 750 lira eş ve çocuk yardımı, yılda iki kez tam maaş tutarında ikramiye gibi talepler bulunuyor. Sendikada düzenlenen basın toplantısında konuşan Genel Başkan Serpil Akpınar, "Ülkemizde kamu emekçilerinin grevli- toplu sözleşmeli sendika hakkı, siyasi iktidar tarafından yıllardır yok sayılmakta ve toplu sözleşme sınırlı mali ve sosyal haklara indirgenmektedir. Oysa toplu sözleşme süreci kamu emekçilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarının tümünü kapsamalı ve grev hakkının kullanıldığı bir süreç olmalıdır. Kayıpların karşılandığı gerçek bir Toplu İş Sözleşmesi(TİS) istiyoruz" dedi. "KAMU EMEKÇİLERİ BİRÇOK SORUN İLE KARŞI KARŞIYADIR" Kamu emekçilerinin yoksulluk ve güvencesizlik gibi ağır sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını belirten Akpınar, "Uzun yıllara yayılan kamuda dönüşüm ve buna bağlı olarak güvencesiz çalışma biçimlerinin dayatılması son yıllarda kamu emekçilerinin gündeminde yer alan temel sorun oldu. Bu dönüşüm hikayesinin üzerine eklenen 15 Temmuz darbe hukuku OHAL KHK'ları ve sözleşmeli personel uygulamasıyla iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırılması, derinleşen ekonomik kriz karşısında ücretlerin erimesi, enflasyonun altında zamların dayatılması, kamuda partizanlığın, baskıların artması, liyakatın rafa kaldırılarak mülakat yoluyla hükümet memurluğunun yaratılması, işyerlerinde dayanışmanın yerine performansa dayalı rekabetin geçirilmesi, Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemiyle, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkının gasp edilmek istenmesi gibi daha sayabileceğimiz birçok sorunla bugün kamu emekçileri karşı karşıyadır" şeklinde konuştu. MEMUR-SEN BEKLENTİNİN ALTINDA ZAMLARI KAZANIM GİBİ SUNDU Memur Sen’in daha önceki toplu sözleşme dönemlerinde emekçilerin beklentilerini karşılamayan oranlarda zamma imza attığını hatırlatan Akpınar, “2018-2019 yılları için yüzde 38,52’nin altına asla imza atmayacağını iddia etmişti. 2018 için %4+3,5 ve 2019 %4+5 oranına çektikleri zamma imza atarak bu zamları kazanım gibi kamu emekçilerine açıklamakta sakınca görmediler. TÜİK’in Haziran ayı enflasyonu %0,03 olarak açıklaması gerçek enflasyonla ilgili değildir. Vergiden cezalara kadar her şey açıklanan resmi enflasyonun kat be kat üzerinde artırılmıştır. Kamu emekçilerine temmuz ayında verilecek yüzde 5’lik zamma yüzde 1,01’lik enflasyon farkı eklenerek maaşlar ödenecektir. Birkaç ay içerisinde kamu emekçileri yüzde 20’lik vergi dilimine gireceği için verilen zamlar eline geçmeden kaynağında kesilmeye başlanacaktır” diye konuştu. "BASKI VE MOBBİNG AÇIK HALE GELMEKTEDİR" Tüm bu çalışma koşullarının cinsiyet eşitsizliğinden dolayı kadın emekçiler üzerinde daha olumsuz etkiler doğurduğunun altını çizen Akpınar, “Çalışma yaşamı, güvencesizlik, parçalı istihdam, ayrımcılık ve mobbing kaygı ile eşdeğer hale getirilmiştir. Kamu emekçilerinin tümünü etkileyen böylesi bir çalışma yaşamı, cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadın emekçiler üzerinde daha çok olumsuz etkiler yaratmakta, baskı ve mobbinge daha açık hale getirmektedir. İşyerindeki angarya, yoğun iş yükünün yanı sıra ev ve bakım yükümlülüğü nedeniyle kadınlar erkeklerden çok daha fazla emek harcamak zorunda kalmaktadır" ifadelerini kullandı. BES'İN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TALEPLERİ Öncelikle Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmalı, özgür bir toplu sözleşme düzeni yaratılmalıdır. OHAL KHK’ları ile hukuk dışı bir şekilde hayata geçirilen ihraçlar ve açığa almalara son verilmeli, hukuki deliller ve mahkeme kararları olmadan ihraç edilen tüm kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir. Kamuda sözleşmeli istihdama son verilmeli, sözleşmeli olarak işe başlatılan büro emekçileri kadrolu istihdam edilmelidir. 2018-2019 toplu sözleşme dönemine ilişkin ekonomik kayıplarımız, TL de yaşanan değer kaybı ve satın alma gücündeki azalma üzerinden net bir şekilde hesaplanarak ödenmeli ve söz konusu fark, kamu emekçileri ve emeklilerin taban aylığına mutlaka yansıtılmalıdır. Yılın ikinci yarısında maaşlarımızda yaşanan erimenin önüne geçilebilmesi için vergi dilimi soygununa son verilmeli, Açlık sınırı altındaki ücretlerden vergi, sigorta vb. gibi kesintiler kaldırılmalıdır. yüzde 15 olan 1'nci gelir vergisi dilimi yüzde 10’a indirilmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlarda gelir vergisi, birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.Zorunlu Bireysel Emeklilik uygulamasından vazgeçilmelidir. Temel ücretler arttırılmalı, en düşük ücret yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.  Her türlü ek ödemenin emekli aylığına yansıması sağlanmalıdır. Kadrolu çalışanlar ile sözleşmeli çalışanların her türlü izin hakları eşitlenmelidir. Eşit işe eşit ücret ilkesi gereği 4/b'li emekçilerin,  4/a'lı emekçiler kadar ek ödeme alması sağlanmalı, görevde yükselme, kıdem, izin gibi özlük ve sosyal hakları iyileştirilmelidir. Kadrolu çalışanlar ile sözleşmeli çalışanların her türlü izin hakları eşitlenmelidir. Eşit işe eşit ücret ilkesi gereği 4/b'li emekçilerin,  4/a'lı emekçiler kadar ek ödeme alması sağlanmalı, görevde yükselme, kıdem, izin gibi özlük ve sosyal hakları iyileştirilmelidir.  KADINA YÖNELİK TALEPLER Kadınların işyerlerinde maruz kaldığı cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılık ile taciz ve mobbingi önleyici politikalar ve mekanizmalar oluşturulmalıdır. Taciz ve mobbingin açığa çıkmasını kolaylaştırıcı, failleri caydırıcı ve mağdurları koruyucu tedbirler alınmalıdır.  Kadın emekçilere yönelik işlenen her türlü eril suçta (sözlü taciz, fiziksel taciz, cinsel taciz, mobbing, tehdit, şiddet) kadının beyanı esas alınmalı, herhangi bir belgelendirme istenmeksizin gerekli soruşturma ve kovuşturma başlatılmalıdır. Boşanma aşamasında olan, boşanmış olan, mobbinge, şiddete, tacize, tecavüze uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değiştirme talepleri, beyanları esas alınarak, herhangi bir belgeye gerek kalmaksızın ve bekletilmeden yerine getirilmelidir.  İş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları kapmasında, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla, kadınlar için kurgulanan esnek (yarı, kısmi, uzaktan, tele vb.) zamanlı çalışma biçimleri terkedilmelidir.  Ev ve bakım (çocuk, yaşlı, hasta vb.) sorumluluklarını yalnızca kadına yükleyen anlayıştan uzaklaşılmalı, bu anlayışı ortadan kaldıracak politikalar geliştirilmelidir. Bakım (çocuk, yaşlı, hasta) hizmetlerinin, parasız, anadilinde, 24 saat açık, nitelikli ve denetimli kurumlar tarafından verilmesinin imkanları yaratılmalıdır.Bir ebeveyn hakkı olarak her işyerinde kreş açılmalıdır. Doğum öncesi ve sonrasında kadının ihtiyacına göre kullanabileceği en az 24 ay ücretli doğum (analık) izni uygulanmalıdır. Analık izni bitiminden çocuğun ilköğretim yaşına kadar anneye ve babaya ayrı ayrı ücretli ve devredilemez en az 1’er yıllık ebeveyn izni hakkı verilmelidir. Süt izinlerinin kullanımının önündeki her türlü yasal ve fiili engel kaldırılmalıdır” (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim