Mersin Tarsus Devlet Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan 40 yaşındaki üç çocuk babası Kadir Saldız, 26 Aralık’ta tutmuş olduğu 24 saatlik nöbeti teslim ettikten sonra sabaha karşı ben biraz dinleneceğim diyerek uzandığı kanepede yaşamını yitirdi. Şu dönemde sağlık çalışanlarının yaşadığını kimse kaldıramaz. Onlar da kaldıramıyor zaten. Neredeyse bir sene olacak aralıksız çabalıyorlar. Hastaneye yatırılan Covid-19 hastalarının hastalığı ‘grip’ gibi geçirmediği bir gerçek. Çünkü nefes alamıyorsanız hastanede tedavi edilmiyorsunuz. Nefes alamayan insanları hayatta tutmaya çalışıyorlar. Sağlık çalışanlarının koşullarını iyileştirmek bu kadar zor olmamalı. İnsanlar göz göre göre ölüyor. Görev bitiminde dinleneceğim diyerek ölüyorlar. Sonsuz dinlenme... Bu süreç herkesin psikolojisini ağır şekilde etkiledi. Her gün bu hastalığa lanet ediyoruz. Sonu hiç gelmeyecek gibi zamanlardan geçiyoruz maalesef ki... Durum iyiye gideceğine daha kötü oluyor. Demek ki henüz zirvesini yaşamadık. Çin’den gelen aşının yüne ertelenmesi de üstüne tuz biber oldu. Bir aksilik silsilesidir gidiyor işte. Aşı gelse de yaptırmaya karşı olan birçok insan var. Kimseyi de zorla ikna edemeyiz. Fakat virüslerle baş etmenin tek yolu aşı. Sürü bağışıklığı düşüncesinin nasıl bir sonuç ortaya çıkardığını gördük. Mutasyona uğrayan ve daha fazla bulaşıcı olan virüsü ne yapacağız. Henüz etkileri hakkında net bir bilgi yok. Sadece daha fazla bulaşıcı olduğu söyleniyor. Eylül ekim aylarından itibaren dünyada ve Türkiye’de ani vaka artışının sebebi bu mu acaba diye düşünmeden edemiyor insan. Yaza oranla vakalar en az on katına çıktı. Ki yazın tatile gitmeyen, mekan mekan gezmeyen kalmadı. Vaka sayısının hasta sayısı olarak açıklanmadığı dönem için tabii ki. Bakalım daha ne kadar devam edecek bu süreç...

Editör: TE Bilisim