Avrupa Şampiyonası sonrasındaki Karadağ ve son oynadığımız ve galip geldiğimiz Cebelitarık maçı da dahil olmak üzere, Milli takım oyun olarak istenilen seviyeye bir türlü gelemedi. Hollanda maçı öncesinde en büyük sıkıntımız sadece bazı mevkilerde oynayan oyuncularımızın eksikliği değildi elbette.

Oynanan oyun ile gruptan çıkmanız bile bir anlam ifade etmez çünkü bu grubun bir sonrası yine yenilgidir. Futbol felsefesine sahip her takımdan 3 ya da 6 gol yemeniz kaçınılmazdır. Milli takımı milyonlar kazanarak çalıştıran Fatih Terim ve Şenol Güneş ile bu işin yürümediğini, yürümeyeceğini herkes görüyor. Yılda 32 milyondan bahsediyoruz. Karşılığı 6 gol olmamalı. Zamanında İngilizlerden 8 yiyen bir milli takımın ruhu vardı. Şimdi o da yok. Bu işler öyle komando mantığıyla olmaz, ruh, felsefe, mücadele ve karşı koyma olmalı. Cebelitarık gibi küçük bir takıma ilk 45 dakikada gol atamayan bir milli takımdan bahsediyorum. Bu şekilde grubu geçseniz bile ne olabilir ki?

Oyunu tabiiki şahıslar bireysel olarak oynayacak ama ne zaman biz bu değerlendirmeleri saha içindeki oyuna odaklanıp bunun üzerinden zayıf yönlerimizi güçlü yönde geliştirmeyi, yapısal bozuklukları düzeltmeyi gündemimize taşırsak; ancak o zaman ülke olarak daha iyi seviyeye geleceğiz. Kalan 4 maçta da bir an önce toparlanıp, yanlışlarımızı görüp, sonuna kadar bu yarışın içinde olmak için de çabalamalıyız. Sonrasında da gruptan çıktıktan sonra oturup düşünülmeli bu oyun ile Dünya Kupasında nereye varılabilir? Aksi taktir de yukarıda belirttiğim gibi gidilecek ve katledilecek pek bir yol yok. Yolun sonu eve dönüştür. 

Şenol Güneş’in Kenan Karaman ısrarını ne ben, ne de Türk taraftarı anlamış değil. Kenan Karaman’ın sol açıkta milli takıma ne katkısı var? Bugüne kadar oynanan maçların hangisine bu şahsın katkısı olmuş? Bu ve buna benzer birçok soruyu sıralayabilirim ama önemli olan bu soruların karşılık bulup bulamayacağıdır. Bana göre bulmaz; çünkü önümüzdeki Norveç maçında Teknik Direktör Şenol Güneş Kenan’ın yer alacağı bir ilk 11 ile oyuna başlarsa hiç şaşırmayın. Oturup şapkamızı önümüze koymamız lazım. Futbol gerçekten gaz ile oynanan bir oyun değil, futbol alt yapı, birlikte mücadele, alan kapma, pres ve en önemlisi ciddi bir şekilde koşma gerektirir. Bizim oyuncuların dün yürüyecek halleri yoktu.  Günümüz futbolu koşu oyunu üzerine kuruludur. Koşup pres yapmayan takım yenilmeye mahkumdur. Dün yaşanan 6-1’lik yenilgi de bundan ibarettir. Tek temennimiz bir an önce toparlanıp önümüze bakmamızdır.. 

Editör: TE Bilisim