Bugün sizlere son yıllarda ülkemizde tanınmaya başlanan ancak henüz hak ettiği yere geldiğini düşünmediğim bir savunma sporu olan Brazilian Jiu Jitsu’dan kısa adıyla Bjj’den bahsedeceğim. Öncelikle Jiu Jitsu’nun tarihine bakacak olursak; 1900’lerin başlarında Uzakdoğu dövüş sanatları ustası Japon Maeda’nın Brezilya’da Graice ailesine bu teknikleri öğretmesiyle doğmuş ve Graice ailesinin de bunları geliştirmesiyle zamanla günümüzdeki halini almış. Şu anda özellikle MMA yani karma dövüş sanatları yapan sporcuların bjj bilmeden maç kazanmaları oldukça düşük ihtimal.                 Kelime anlamı zarif sanat anlamına gelen jiu jitsu’da rakibinizi etkisiz hale getirebileceğiniz birçok teknik bulunuyor. Özellikle yer dövüşlerinde çok etkili olan bu disiplinde çok sayıda boğma ve eklem kilidi hareketi var. Bu noktada dikkat çekmek istediğim şey; karşınızdaki kişi sizden ne kadar iri ve ağır olsa da uygulayacağınız bu tekniklerle başarılı olma şansınız çok yüksek. İnsan vücudunun en zayıf noktaları olan eklemler ve boyun gibi noktalara yapılan baskıyla rakibinizi etkisiz hale getirebiliyorsunuz. Bu yönüyle özellikle kadınlar için etkili bir öz savunma yöntemi. Ayrıca çocukların fiziksel ve zihinsel gelişiminde onlara çok yardımcı olmasının yanında, kendine güvenen, saygılı, sabırlı, stres altında doğru karar veren bir birey olarak yetişmelerine önemli katkısı olacağını düşünüyorum.                                Bjj’nin sevdiğim bir özelliği ise özünde bireysel bir mücadele sporu olmasına rağmen aynı zamanda bir takım sporu olması. Mindere ayak basarken ve ayrılırken takım arkadaşlarınıza selam vermeniz bir zorunluluk. Takım içi ilişkiler güçlü ve zamanla kendinizi ailenin bir parçası olarak görüyorsunuz. Son olarak bu spora yeni başlamak isteyenlere küçük bir tavsiyem olacak. İçeri girerken egonuzu ve kaba kuvvetinizi dışarıda bırakmanızı öneririm aksi halde sizden otuz kg zayıf biri sizi pes ettirdiğinde gururunuz biraz incinebilir.

Editör: TE Bilisim