“Ve kadınlar / bizim kadınlarımız / korkunç ve mübarek elleri / ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle / anamız, avradımız, yârimiz / ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen / ve soframızdaki yeri / öküzümüzden sonra gelen / ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız / ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki / ve kara sabana koşulan ve ağıllarda / ışıltısında yere saplı bıçakların / oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan / kadınlar / bizim kadınlarımız” Nazım Hikmet, Milli Mücadele sırasında “ayın altında kağnılar”ıyla yürüyen ve “Akşehir üzerinden Afyon’a doğru” cephane taşıyan kadınlarımızı böyle tarif ediyordu “Kadınlar” şiirinde. Milli Mücadele tamamlandığında Mustafa Kemal Paşa, milletin nabzını tutmak için 14 Ocak 1923’te bir ay sürecek Batı Anadolu gezisine çıktı. İzmit Kasrı’nda aralarında Halide Edip Hanım’ın da olduğu İstanbul gazetecisiyle buluştu. Söyleşide yakında yapılacak olan İkinci Meclis’in seçimleri de gündeme geldi. Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Bey, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya “Halide Hanımefendiyi mebus görebilecek miyiz” diye sordu. Gazi Paşa, bu hususta kanunda bir açıklık olmadığını belirtti ancak şöyle devam etti: “Bununla birlikte şimdiye kadar elli bin erkek nüfusa bir mebus çıkmıyor mu idi? Şimdi genel olarak elli binde bir mebus versek o zaman bu kayıt ile erkeklerle beraber kadınlar da söz konusu olur. Kadınlara bu genel tabiriyle bir seçim hakkı verilmiş olur.” Halide Edip Hanım, “Paşam, bu kararı bu Meclis verir mi? Yoksa ikinci bir meclis mi verir” diye sordu. Mustafa Kemal Paşa da “Bu noktayı ben bazılarıyla konuştum. Buna henüz itiraz edenler vardır. Fakat önce veya sonra olacaktır” dedi. Bu konuşmadan yaklaşık 3 yıl sonra 17 Şubat 1926’da Türk Medeni Kanunu’nun kabulüyle birlikte erkekler ve kadınlar toplumsal hayatta eşit haklara sahip oldu. 1930’a gelindiğinde ise kadınların siyasal haklarını kazanmaları için önemli bir viraj dönüldü. 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı. Çok değil üç yıl sonra 26 Ekim 1933’te Köy Kanunu’nda yapılan değişiklikle kadınların köy ihtiyar heyetlerine ve muhtarlıklarına seçilmelerinin önü açıldı. 1934 yılında Başvekil İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin imzasıyla Anayasa ve Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair yasa önerisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Öneri, 5 Aralık 1934’te Meclis’te görüşüldü ve kabul edildi. Böylece kadınlar 22 yaşında seçme, 30 yaşında da seçilme hakkına kavuştu. Kadınların ülke yönetiminde yer aldığı Meclis’in Beşinci Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’te gerçekleştirildi. 17 kadın ilk kez Meclis’e girdi. 1936 yılı başında ise boşalan vekillikler için ara seçim yapıldı. Bu seçimlerde de emekli öğretmen Hatice Özgenel, Çankırı Milletvekili olarak seçildi. Böylece Meclis’teki kadın milletvekillerinin sayısı 18’e çıktı. Bu münevver Türk kadınlarının her biri yeni Türkiye’nin de simgesi oldu.

Editör: TE Bilisim