Hayatta başımıza gelen çoğu şeyin bazen farkında olamayız bazen müdahale edemeyiz ama öyle anlar vardır ki hayatımızı avucumuzun içine alabiliriz. Tercihlerimizle, kararlarımızla, başarımızla… Hayatımızı tamamen şekillendirmek sadece bizim elimizde olmasa da bence büyük bir kısmını şekillendirmek bizim elimizde. Aynı bir yol gibi o yolda frene basmadan son sürat gidip yakıtını tüketmek çamura saplanmak da var, temkinli ve kontrollü gidip amacına varmak da. Bununla alakalı olarak bir hikaye paylaşmak isterim siz okurlarımla “Akıllı iki kız kardeş varmış, bilgiye açlarmış ve okullarındaki, etraflarından aldıkları bilgi yetersiz olmuş.Yörelerindeki en büyük bilgeye gitmeye, ondan da bilgi almaya karar vermişler. Bilge adam kızların sorduğu bütün soruları bilmiş. Kızlar daha fazla bilgi almak için bir süreliğine daha bilgenin yanında kalmışlar. Ama sonra bilgenin her sordukları soruyu bilmelerinden sıkılmışlar. “Bilgenin dahi bilemeyeceği bir soru bulalım” demiş birisi. Kızlardan biri, bilgenin bile bilemeyeceği bir soru buldum diye sevinmiş. Avucumun içine bir kelebek alacağım “Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?” diye bilgeye soracağım, ölü derse kelebeği serbest bırakacağım. Canlı derse, avucumu hafifçe bastıracağım. Kızlardan biri avucu kapalı bilgeye uzatmış ve sormuş: Avucumun içinde bir kelebek var; bilin bakalım canlı mı, ölü mü? Bilge, kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve cevap vermiş: Senin elinde kızım senin elinde… Hayat akarken; iyi veya kötü, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, mutluluk veya hüzün, avucunuzdaki kelebek gibi senin elinde…”

Editör: TE Bilisim