Kara kış yine bastırdı. Doğaya karışılmaz, ters bi yanını gösterdin mi yandın o zaman. Aman hasta hasta oldum! Kulaklarınız işitir hemen; kuşburnu iç, ıhlamur on numara, zerdeçalı eksik etme! Peki aman dediğinde kıymete binen bitkiyi sonra ne yapıyoruz? Canlı bu senin benim gibi konuşmasa da. Bir derdi anlatmak bir mesaj vermek insana özgü hadi bazı hayvanlar da yapıyor bunu. Bitkinin böyle bir durumu yok. Bu özelliği onu hasta olmayınca değersiz mi kılar? Bana göre tam tersine. Geçtiğimiz günlerde bazı ağaç türlerinin dallarıyla ‘sosyal bağlar kurarak’ bir tür iletişim ağı geliştirdiğini söylediler ajanslar. Hadi canım demeyin. Bir Amerikan üniversitesinin hocaları tırtıl saldırısı karşısında söğüt ağaçlarının diğerlerini uyarması için “feromon” yoluyla haberleştiklerini iddia etmişler. Olaya bakın. Bilime değer vermeliyiz. Ormandasın yaptığın her şeyi konuştuğun her şeyi meale duyuyor, diğer ağaçlarla olan dedikodusunu merak ederdim doğrusu. Bitkilerin böyle özelliği yani ‘varsa’ insansı yanı bu garipsenebilir, neyse. İnsani özellik dedim de acaba bizler gibi böbürlenen bitki var mıdır? Ben gribe iyi geliyorum diyen ıhlamur ya da nefesi açıyorum iddiasında olan okaliptüs var mıdır? Ya da kesmeseler de kabuğumu kaynatsalar kellikten kurtulacak diyen bir ağaç? Bunları bırakalım her canlı kendi gibi olsun bizler daha kendi aramızda zor anlaşıyoruz. En iyisi bir bardak nane limon içelim bu soğuklarda, üşütmeden.
Editör: TE Bilisim