Türkiye deprem bölgesi… Bunu sürekli söyleyip duruyoruz ama aynı zamanda da hiçbir şey yapmıyoruz. Çok garip değil mi? Çok ciddi kırılmaların yaşandığı fay hatlarının üzerinde bulunan bir ülkede en önemli konu deprem olmalı. Bu işin şakası yok. Doğa olaylarının hele hiç şakası yok. Kimseyi dinlemiyor. Dünyanın hareketlerini kontrol edemeyiz. Böyle bir gücümüz yok. Elazığ… Çok canımız yandı çok. 6,8’lik deprem işte böyle her şeyi mahvetti. Alınmayan önlemler, önemsenmeyen yapılar insanları öldürdü gitti işte. Herkesin yüreği ağzında enkaz altından çıkacak iyi haberleri bekledik.. Bir kere daha gördük ki deprem öldürmüyor. Binalar öldürüyor. 3 kuruş daha fazla kazanmak için yapılan binalar insanları yine öldürdü işte. Görüntüleri izlediğimizde görüyoruz bunu. Mesela 3 binadan ikisi sapasağlam dururken ortadaki çökmüş gitmiş. Bunun sorumlusu insandır doğa değil. Depremden değil insandan korkmamız lazım. Durum bu kadar ciddiyken hala nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyoruz? Kurtarma çalışmalarında o ötelediğimiz hayvanlar en büyük yardımcıları oldu enkaz altındaki insanların. İnsan onu öldürüyor o insanı kurtarıyor işte. Bu canların kıymetini artık bilelim. İnsan eliyle yaratılan hasarlardan hem zarar gördüler hem de insanları kurtardılar. Özellikle deprem beklenen bölgelerde yapı denetimlerinin çok sıkı bir şekilde yapılması gerekiyor. Çürük binaların acilen boşaltılması gerekiyor. Bile bile insanlarının ölmesine göz yummamalıyız. Şu anda en büyük sorunlardan birisi İstanbul… Her ne kadar görmezden gelsek de beklenen o büyük deprem eninde sonunda gelecek. Bunun için korkmaktan daha fazla şey yapmamız gerekiyor. Bilim insanları bas bas bağırırken bizim bu kadar vurdumduymaz olmamız gerçekten çok garip. Sonrasında ah vah etmenin pek bir anlamı yok maalesef ki…
Editör: TE Bilisim