Hayat ne yazık ki zıtlıkları ve adil olmayışıyla hepimize farklı pencerelerden yüzünü gösteriyor. Aslına bakılırsa birimizi yakan güneş, bir diğerini ısıtmıyor. Birimizin anında elde ettiği, bir diğerimizin hayattaki tek gayesi oluyor. Hayat, kartlarını kimseye eşit dağıtmıyor. Neredeyse kırk yıl devlete hizmet etmiş bir baba on yıl kredi çekerek ancak bir ev sahibi olabiliyorken, başka bir kızın babasına ‘’ Ben bu arabayı istemiyorum, bunu istiyorum deme lüksüne sahip olması mıdır hayat? Yaşlı bir amcanın ya da okulda olması gereken bir çocuğun ekmeğini kazanmak zorunda olduğunu görmek veya ekmeğini taştan, kağıttan hatta atıklardan çıkaran insanların bile ekmek teknelerinin elinden alınmaya çalışıldığında gözlerindeki acıyı görmek midir? Hayat, başkaları sadece fotoğrafını çekmek için yemek yaparken, mekanlara giderken; karnını doyurmak için artıklardan yiyecek toplayan insanların sesi midir? Sokakta dolaşıp nerede ne yesek, ne içsek diye düşünürken yerde annesinin kucağında her şeyden habersiz oturan, önündeki kutuya atılan bozuk paraları iri gözleriyle takip eden o çocukla göz göze gelmek midir? Hayat kesinlikle adil değil bunu iyi biliyoruz ama bizi yaşatan ve ayakta tutan şeyin umut olduğu da bir gerçek.. ''Günlerden bir gün zengin bir baba, oğlunu köye götürdü... Yolculuğun tek amacı vardı... İnsanların ne denli yoksul olabileceklerini oğluna gösterecekti... Böylece oğlu yaşadığı zenginliklerin değerini daha iyi anlayacaktı... Çok yoksul olan uzak bir akrabalarının evinde bir gün ve gece geçirdiler... Yolculuk dönüşü baba oğlunu karşısına aldı: -”Şimdi söyle bakalım” dedi... “Orada gördüklerinden sonra insanların ne kadar yoksul olabileceklerini fark etmişsindir... Şimdi zenginlikle, fakirliği bir kıyasla bakalım...” *** Çocuk anlatmaya başladı: -”Bizim evde bir köpeğimiz var... Onların dört tane vardı... Bizim evde çok büyük bir havuz var... Onların ise içinde binlerce balığın oynaştığı uçsuz bucaksız dereleri var... Bizim bahçelerimizi aydınlatan lambalarımız, onların bahçelerini aydınlatan yıldızlar var... Bizim görüşümüz ön bahçeye kadar... Onlar ise tüm gökyüzünü görüyor...” Babası hayret dolu bakışlarla oğlunu dinliyordu... Çocuk devam etti: -“Teşekkürler babacığım, ne kadar yoksul olduğumuzu gösterdiğin için...”.

Editör: TE Bilisim