Zaman akıp gidiyor. Dünya değişiyor, insanlar değişiyor ve birçok kültürel değerlerimiz göz göre göre eriyor. Mesela bayramlarımız. Yani biz biz yapan değerlerimiz. Adı eskiden bayramdı; şimdi ise sadece tatil. Bayramlar çocuklar içindi de, biz mi büyüdük? Yoksa gerçekten de kaybettiğimiz değerlerin arkasından üzülmekten başka çaremiz mi yok? Siz de derin bir ah çekip, “Nerede o eski bayramlar” diyenlerdenseniz değil mi? Öncelikle şunun altını çizmek gerekir; Bir millet için çok büyük önem taşıyan bayramlar, belirli günlerin anılması, kutlanması ve yaşatılması için en etkili yoldur. Bir toplumun her ferdinin bayramlara ve kutlamalara katılması, bayram coşkusunu içinde yaşaması bu nedenle çok önemlidir. Milli kültür bu şekilde korunabilir. Milli ve dini bayramlar; toplumların fertlerinin birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşma yardımlaşma birbirlerinin gönlünü alma ve yakınlaşma mutluluk ve sevgi huzuru dolu dolu yaşama günlerdir. Ramazan ayı manevi duyguların Allah’a yaklaşma duygularının en yüksek ve insanlık duygularının en yoğun olduğu önemli aylardan birisidir. Müslüman olan toplumlar ve insanlar İslam dini ve Müslümanlık ilkeleri doğrultusunda Ramazan ayında sağlığı sıhhati yerinde olanlar bir ay kendilerine farz kılınmış oruçlarını tuttular zekat ve fitrelerini vererek görev ve sorumluluklarını yerine getirdiler. Böylece Ramazan Bayramını eriştik ve kutluyoruz. Bayram sevinç ve neşe günü demektir. Öteden beri her milletin birçok millî günleri milli bayramları ve dini bayramları vardır her toplum bu bayramlarını kutlarlar. Ramazan Bayramı inananlar üzerinde çok müspet tesirler meydana getirir dini duygularını kuvvetlendirir. İnsanlara yeni bir heyecan ve çalışma zevki kazandırır. Diğer zamanlarda insanların gözüne benlik çok kar etmek çok çıkarcı ve acımasız olmak fakir ve fukaranın halini bilip anlamamak insanlara kırmak zarar vermek, gibi olumsuz duygu ve davranışlar Ramazan ayında ve bu ayın sonunda kutlanan Ramazan bayramında azalır yok olur. Toplumu birlik beraberlik kardeşlik ve dayanışma içinde tutan saygı ve sevgi temelinde insanları birleştiren önemli günlerdir bayramlar. Bayramların millî ve dinî duyguların inanışların pekişmesi taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır. Milli bayramlar Ulus olma beraber aynı kaderi aynı tasayı aynı kıvancı yaşama gücünü kuvvetlendirir. Dini bayramlarımız da aynı dini inanan insanların yani Türk milletinde Müslümanların birlik beraberlik günleri kardeşliğin çıkarsız saygı ve sevginin yaşandığı günlerdir. Gerçekten dinî bayramlar insanlar arasında kaynaşmanın dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir. Bayramlar sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması aralarında kin nefret bulunan kabile aile ve şahısların düşmanlık ve husûmet duygularının sevgiye dönüşmesi küçüklerin büyüklere saygı büyüklerin küçüklere sevgi göstermesi hastaların ziyaret edilmesi verilecek küçük hediyelerle çocukların gönüllerinin alınması hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır. Bu nedenle gelin bu bayramda da birlik ve beraberliğimiz ön planda tutarak, büyüklerimizin gözlerini yollarda bırakmayalım. Çünkü yarın bizler de o yolları gözleyeceğiz.

Editör: TE Bilisim