Türkiye İş Bankası Yayınları arasından çıkan eserler normal kitapçıların yanı sıra İş Bankası’nın önemli şubelerinin dibinde, küçücük, kuytu bir yerde de satılırdı. İş Bankası Yayınları’ndan çıkan kitapları kitapçılardan değil de buradan almanın avantajı, yüzde 10-15 indirimle satılıyor olmasıydı. 2019’un yaz aylarında bu küçücük mağazalar da bir anda kapandı. O günlerde çok söylenmiştim. Ancak biraz araştırınca işin renginin farklı olduğunu öğrendim. O küçücük, kuytu yerler büyütülüyordu. Bu oldukça sevindirici bir gelişmeydi. Hele Ankara’da birçok kitapçı kapanıp kafe, kırtasiye oluyorken büyük kitapevlerinin açılıyor olması mücevher değerinde bir gelişmeydi. Ne zaman olacaklar diye de merakla bekledim. Sonbahar başında bekleyişim sonlandı. Tunalı’da, Kuğulu Park’ın hemen dibindeki devasa İş Bankası şubesi bir anda kitapevi oluverdi. Kızılay’da bir yüzü Atatürk Bulvarı bir yüzü Sakarya Caddesi’ne bakan şubenin ise Atatürk Bulvarı kısmı şube olarak çalışıp, Sakarya Caddesi’ne bakan kısmı kocaman kitapçıya dönüştü. Kitap kurtlarına mutlaka uğramalarını öneriyorum. Yine birkaç ay önce Sakarya Caddesi’ne devasa kitapevi açan Kırmızı Kedi gibi her kitabı satmasalar da bu mağazalarda İş Bankası Yayınları’nın tümü yüzde 25 indirimle satılıyor. Tabii bir bankanın yayıncı olması iyi mi, kötü mü diye sormadan da edemiyorum. Daha bu soruya net yanıt vermemişken bir bankanın mağaza açması ve burada sadece kendi yayınını satması ne kadar doğru, o da ayrı bir tartışma başlığı. Neden mi? Bir banka yayınevinin arkasındaki büyük para ve personel desteğini düşündüğümüzde, küçük yayınevleri karşısında haksız rekabet yaşandığı açık. Banka kâr amacı gütmese belki bir yere kadar tamam diyebiliriz. Ya da başka hiçbir yayınevinin kitabını satmadığı sadece kendi yayınını sattığı için kendi mağazasında yüzde 30-35 indirimle satış yapsa yine kabul edebiliriz. Çünkü bir yayınevi kendi mağazasında kendi yayınını sattığında, dağıtıcıyı ve mağazaları aradan çıkarmış oluyor. Bu da o yayınevinin kâr marjını artırıyor. Nasıl mı? Büyük yayıneviyseniz kitapçılara yayınınızı maksimum yüzde 30-35 marjla veriyorsunuzdur. Yayıncılık sektöründeki küçük yayınevlerine uygulanan vahşi vadelerden de kurtuluyorsunuzdur. Abartma değil, kültür yayıncılığındaki vadeler gerçekten vahşi bir haldedir. Kitabı dağıtıcıya verdiğiniz andan itibaren satılan ürününüzün bedelini 8 ila 12 ay sonra alırsınız. Peki, kendi kitabınızı kendi mağazanızda satarsanız ne olur? Ürününüzü vadesiz direkt nakde dönüştürmüş olursunuz. Yani banka yayınevlerinin kendi mağazalarındaki yüzde 25’lik indirim hizmeti maalesef kitap kurtlarının sadece ağzına bir parmak bal çalmak. Kâr etmesinler demiyoruz. Sadece Türkiye’nin aydınlanması için büyük kültür hizmeti sunan İş Bankası ve Yapı Kredi’nin kendi mağazalarındaki satışlarında daha fazla indirim bekliyoruz. Siz çok indirim yapın ki biz de daha fazla kitap alabilelim diyoruz.

Editör: TE Bilisim