Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, Ankara- Genel merkezde düzenlediği basın toplantısıyla ekmeğin hammaddesi un ve mayadaki fiyat artışlarına değindi. Toplantıda fırın ruhsatı verilirken dikkat edilmesi gereken hususları da vurgulayan Balcı, “Bina altlarında bulunan fırınlar bir nevi saatli bomba görevi görmektedir, deprem olmasa bile sırf bu yüzden bir süre sonra binanın kendi kendine çöktüğüne şahit olduk” açıklamasında bulundu. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, Ankara- Genel merkezde düzenlediği basın toplantısında ekmeğin ana girdileri arasında yer alan doğalgaz, elektrik, un ve maya’daki fiyat artışlarına ilişkin değerlendirmelere ve ruhsatsız fırınların halk sağlığını hiçe sayan uygulamalarına değindi. Balcı, “Ekmeği, kaliteli undan yapılan ve katkı maddesi kullanmadan imal edeceğiz, ekmeklerimizde 30 sedimden yapılan unu kullanıyoruz” dedi. Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı’nın açıklamalarını şunlar oluşturdu: “Tarım Bakanlığı, 2018 yılında un, su, tuz, mayadan başka bir şey istemiyorum diyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katkılarıyla  ekmekte katkı maddesini yasaklamıştır. Katkı maddesinin yasaklanması ile birlikte undaki buğdayın sedim değeri 30 olarak yükseltilmiştir. Yönetmelik gereği kaliteli buğdaydan yapılan undan ekmek yapılırsa katkı maddesi kullanmaya ihtiyaç kalmasın diye sedim değeri 30 olan buğdaydan yapılan unlardan ekmek yapılması istenmektedir. Maalesef 2018 yılında bu değer tekrar 26’ya düşürüldü. 26 sedim üretilen unlar bizim fırınlarımızda kullanılmayan unlardır.” “KESİNLİKLE KATKI MADDESİ KULLANMIYORUZ” “Ekmeği, kaliteli undan yapılan ve katkı maddesi kullanmadan imal edeceğiz. Bugün itibarıyla fırınlarımızda kesinlikle katkı maddesi kullanmıyoruz. Kullanmadığımız için de 26 sedimli unu piyasada serbest olmasına rağmen alıp kullanmamız- tüketmemiz söz konusu değildir. Ekmeklerimizde 30 sedimden yapılan unu kullanıyoruz. “ “ANKARA’DA EKMEĞE YAPILAN FİYAT ARTIŞINI YARGIYA TAŞIDIK” “Ankara’da geçtiğimiz günlerde ekmeğe yapılan zammı değerlendiren Balcı,  esnaflarımız her ilde bu durumu değerlendiriyor. Ankara’daki fiyat artışını yargıya taşıdık, komisyon kararını uygun bulmamamız halinde yargı yolunu açık ediyor. Gerek oda gerek federasyon olarak avukatlarımız yargı yolunda takibini yapmaktadır.” Binaların altında bulunan fırınların oldukça tehlikeli olduğunu dile getiren Balcı, “Deprem felaketini yaşadığımız bu günlerde ülke olarak  zor günler atlatıyoruz.  Federasyon olarak depremde  hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa diliyoruz. Bugün deprem bilim adamlarının açıklamasına bakacak olursak artık depremler hissedilir ve hayatımızın tam ortasında olmaya başladı. Bu anlamda zaman kaybetmememiz ve geçmişten ders almamız lazım. Bizler ilgili düzenlemeyi Bakanlık ve Federasyon olarak yaptık. Bina altında fırın olmaması gerekiyor. Bugün bina altlarında bulunan fırınlar bir nevi saatli bomba görevi görmektedir. Bina altında fırın olduğu zaman deprem olmasa bile bir süre sonra binanın kendi kendine çöktüğüne de şahit olduk. Hatırlatırım, İstanbul- Zeytinburnu’nda fırının binaya verdiği zarardan ötürü çökme meydana geldi 26 kişi yaralandı, 2 vatandaşımız da hayatını kaybetti. Dolayısıyla zaman kaybetmeden adımlar atılmalıdır. Eğer bu yönetmelikten sonra bina altına yapılan fırınlar varsa faaliyetini durdurmamız gerekiyor, 2010 yılından önce bina altına yapılan fırınlar için de binanın sağlamlığının gözden geçirilmesi gerekiyor. Eğer fırının binaya verdiği bir zarar varsa bir an evvel gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor. Altında fırın bulunan bina çöktüğünde  değil canlı olarak  çıkmak, insanların cenazelerini dahi alamadık. Biz bu durumlarda insanlarımızın yandıklarına şahit olduk. Belediyelerimizin yapması gereken asli görevleri zaman kaybetmeden yapması gerekmektedir” dedi. Halk sağlığı, hijyen ve sağlıklı ortamda ekmek üretilmesi, gıda üretilmesi her şeyden daha önce gelmektedir ifadesini kullanan Balcı, şunları dile getirdi: “ 2002 yılından bu zamana kadar her ekmek fiyatı artışında enflasyon oranını göz ardı etmedik. Ekmek fiyatları sürekli olarak enflasyon fiyatlarının altında gerçekleşmiştir. Son zamanlarda un fiyatlarındaki %25 artış, maya fiyatlarındaki %50 artış, işletme giderlerindeki %30 artış ve işçilik giderlerindeki %20’lik artışa rağmen bugün uygulanan ekmek fiyatlarına baktığımız zaman enflasyon oranının altında seyrettiğini görüyoruz. Ekmek fiyatını arttırmak çözüm değildir. Artışların önüne geçmek için kurumlarla çalışmalar yapıyoruz. “MAYA FİYATINDAKİ %50 ARTIŞI KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR” “Özellikle maya fiyatındaki %50 artışı kabul etmek mümkün değildir. Bunun gerekçesi ile birlikte çözüm noktası konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile çalışmalarımız bulunmakta. Bilindiği üzere mayanın hammaddesi melastır. Melasın %50 - %200 artması neticesinde iç piyasadaki melasın maya fiyatlarında bir artış doğurdu. Bu ürünün temini konusunda yurt dışında daha uygun olduğunu görmekteyiz. İthalat yoluna gidilerek geçici de olsa iç piyasadaki bu korkunç yükselişin önüne geçmek gerekiyor. “EKMEĞİN FİYATINDAN AŞAĞI SATILMASI YASAL DEĞİL” Balcı: Enflasyon oranıyla değerlendirildiğinde ekmeğin kilogram fiyatının 8 liranın üzerinde olması gerekiyor. Türkiye'de ekmeğin kilogram fiyatının 6,25 lira ile 7,5 lira arasında seyrettiğini dikkate alırsak, enflasyonun altında bir rakam olduğunu görürüz. Dolayısıyla, bu konudaki hassasiyetimizi geçmişte olduğu gibi bundan sonra da gerek federasyon olarak gerekse fırıncı esnafı olarak göstermek zorundayız ve gösteriyoruz. Ekmeğin fiyatından aşağı satılması yasal değil. Ekmeğin bir maliyet unsuru var. Türk Ticaret Kanunu kapsamında hiçbir ürün maliyetinin altında satılamaz. Eğer bu türlü satış yapılıyorsa rekabet amaçlıdır, bunun incelenmesi gerekir. Uzun soluklu olması mümkün değildir. Çünkü ekmeğin girdilerindeki maliyet bellidir. Siz 59 kuruşa satmaya kalkarsanız, bu sağlıklı ve uzun olmaz. Eğer çok ısrarcı olursanız ekmeğin kalitesini yok edersiniz." ifadelerini kullandı. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)
Editör: TE Bilisim