CHP Parti Meclisi Üyesi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 26 Temmuz’da yaptığı Türkiye’de bakliyat üretimi ile ilgili basın açıklamasına; önce bakliyatlar ile ilgili bilgi vererek başladı. Sarıbal, “Bakliyat grubunu oluşturan nohut, kuru fasulye, mercimek gibi ürünlerin birleşimlerinde yüzde 20’nin üzerinde protein bulunur. Demiri kalsiyum ve magnezyum açısından zengindirler.” dedi. “Dünyada 8585 milyon hektar alanda 75 milyon tonun üzerinde bakliyat üretilmekte olup; en çok bakliyat üreten ilk üç ülke Kanada, Avustralya, ve Mynmar’dır.” diyen Orhan Sarıbal, Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra yemeklik dane baklagiller üretimine önem verilmiş ve uygulanan üretimi artırıcı projelerle bakliyat üretimi önemli ölçüde artmıştı. Türkiye dünya mercimek ve nohut üretiminde en büyük üretici ülkelerden biri haline gelmişti. Son 25 yılda nüfus yaklaşık 23 milyon artarken, yemeklik baklagiller üretimine ayrılan arazilerin miktarı yüzde 65 oranında gerileyerek 2 milyon hektardan 715 bin hektara düşmüştür. Buna bağlı olarak bakliyat üretimi de 2 milyon tondan 1,1 milyon tona inmiştir.” diye konuştu. BAKLİYAT ÜRETİMİNDE AZALMANIN NEDENLERİ Bakliyat üretimi ekim alanları daraldığı için azaldı. Orhan Sarıbal bu azalmanın alt nedeni olarak; üretimde kullanılan girdi fiyatlarının yüksekliği, üreticinin ürününe tatmin edici düzeyde gelir bulamaması, ithalatçı ülkelerin kalite isteklerine uygun ürün yetiştirilmemesi, makineli tarımın yaygın olmaması, sertifikalı tohum kullanımının yetersiz oluşunu gösterdi. Bakliyat ihracatında azalma yaşanmasının sebebi ise; nohutta Avustralya ve Meksika, mercimekte ise Kanada ve ABD gibi ülkelerin artan rekabeti. EKİM ALANLARI DARALDI “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 1,4 milyon hektar olan bakliyat ekim alanları 2016 yılında 715 bin hektara düşmüş yani %47 oranında daralmıştır” diyen Sarıbal, bakliyat üretiminin buna bağlı olarak gerilediğini vurguladı. HASAT DÖNEMİNDE BAKLİYAT İTHALATINA İZİN VERİLMEMELİ CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bakliyat üretiminin artırılması için mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları kontrol altında tutulmalıdır” dedi. Yapılması gerekenlere, yerel çeşit sürdürülmesi, dış pazarın isteğine uygun çeşit geliştirilmesi, nadas alanlarının daraltılması projesinin tekrar başlatılması, toprak verimliliğinin artırılması, hasat döneminde ithalata izin verilmemesi ve çiftçinin ürününü satın alıp pazarlayacak müdahale kuruluşları oluşturulmasını da ekledi. (Eren GÜVENDİK)  

Editör: TE Bilisim