İyi Parti lideri Meral Akşener TBMM’de partililerine seslendi. Grup toplantısında ekonomik gelişmelere ilişkin konuşan Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye seslenerek, “Daha önce nicesinin, başına geldiği gibi, arkadaşların, bu son sözde ekonomi modeli de gelen son veriler itibariyle, iflas etmiş, ortada, enflasyonla mücadeleyi amaçlayan bir program, artık kalmamıştır. Aynı, iflas eden, önceki ekonomi programlarında olduğu gibi, bu defa da Nebati Bakan’ın affını isteme vakti gelip çatmıştır” dedi. 

Akşener haftalık grup toplantısında “Milletimiz, her şeyin farkında” ifadelerini kullanarak, “Milletimiz, bu çaresizliğe mahkûm olmadığının farkında. Er ya da geç, o sandık, bu büyük milletin önüne gelecek. Az kaldı. Emeklilik planlarınızı yapmaya, şimdiden başlayın. Çünkü o gün geldiğinde, umursamazlığınızın hesabını, milletimize vereceksiniz. Millet iradesi, İyi Parti diyecek, siz de tası tarağı toplayıp gideceksiniz” dedi. 

Meral Akşener’in konuşmasının satır başları şöyle:

"SADECE RAMAZAN AYININ PİDE MALİYETİ, 540 LİRA"

“Yumurtalı, çörek otlu Ramazan pidesinin tanesi, 7 buçuk lira oldu. Sade pidenin fiyatı ise, 6 lira. 4 kişilik bir aile; sahurda ve iftarda, toplam 3 sade pide yese; sadece Ramazan ayının pide maliyeti, 540 lira. Pidenin yanında yiyeceği, zeytini, peyniri, reçeli saymıyorum. Kaynayacak çayı bile saymıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl, fıtır sadakasını, 40 lira olarak belirledi. 40 liranın altına, kesinlikle düşülmemesini de vurguladı. Fitre nedir? Bir kişinin günlük normal gıda ihtiyacı… 4 kişilik bir aile için, aylık olarak hesaplarsak, 4800 lira eder. Bu da aslında, Diyanetin, nisan ayı için belirlediği açlık sınırıdır.”

“Fitre üzerinden hesap ettiğimizde bile, açlık sınırı, asgari ücretin, 550 lira üzerinde. Yani bugün, asgari ücretle geçinmeye çalışan, milyonlarca insanımız, açlık sınırının altında, yaşam mücadelesi veriyor. Üstelik daha bunun içinde, elektrik, su, doğal gaz, kira, giyecek, ulaşım, çocukların okul masrafları yok. Bir yandan danışmanlara, saray eşrafına, 5-10 maaş vereceksiniz, bakan yardımcınıza, 314 bin lira maaş vereceksiniz, diğer yandan, çalışanları, emeklileri, açlığa mahkûm edeceksiniz. Böyle vicdansızlık olur mu? Böyle devlet yönetilir mi? Yazıklar olsun.”

“Yıllık enflasyon, TÜİK’e göre bile, yüzde 61,1 olarak açıklandı. Bu rakam, son 20 yılın, en yüksek enflasyon oranı. Sisli zihin sendromundan mustarip gibi gözüken, Nebati Bakan; ışıltılı gözleriyle, Piyasada işler, elhamdülillah iyi dese de; Afrika ülkelerinden bile, daha yüksek bir enflasyon oranıyla karşı karşıyayız. 39 Afrika ülkesinde, yıllık enflasyon, yüzde 10’un altında. 53 Afrika ülkesinde ise, sadece Sudan ve Zimbabve’nin enflasyonu, bizden yüksek. Şu tabloya bakar mısınız?

Ama tüm bunlara rağmen, iktidar tarafında her şey tıkırında, Sayın Erdoğan’ın keyfi, Nebati Bakan’ın neşesi asla bozulmuyor. Saray sefası, memleket yansa bile, hız kesmiyor. Bakan yardımcılarının üç maaşları, danışmanların beş maaşları, tıkır tıkır yatıyor. Üstelik, durmak bilmeyen zam furyası da tam gaz devam ediyor. Doğalgaza, konutlarda yüzde 35, elektrik üretiminde, yüzde 44,3, sanayide ise, yüzde 50 zam yapıldı. Böylece; 2020 yılı aralık ayından bugüne kadar, doğalgaz fiyatları; evlerde yüzde 101, sanayide yüzde 710, doğalgaz santrallerinde ise, yüzde 668, artmış oldu.”

“ZAM ORANI YÜZDE 85 OLDU”

Santrallerdeki doğalgaza yapılan zamlar, elektrik fiyatlarında da karşımıza çıkıyor. Sadece gıdada değil, artık enerjide de en yüksek enflasyona sahip ülkeyiz. Şubat verilerine göre; son bir yılda, Türkiye’de enerji fiyatları yüzde 97,2 arttı. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu artış, yüzde 28,7 oldu. Hatta Sırbistan’da yüzde 10,2, Polonya’da, yüzde 15,2, Bulgaristan’da, yüzde 23 oldu. Enerji fiyatı deyince, Avrupa ülkelerini dillerine dolayanlara duyurulur…"

Mesele bununla da bitmiyor. Geçtiğimiz hafta, şekere de yüzde 31 zam yapıldı. Biz, bu arkadaşlara, ülkemizde bir şeker krizi olduğunu, bu kürsüden defalarca söyledik. Pancar üreticilerimizin düştüğü, çıkmazı anlattık.

265 lira olan çuval fiyatı, 390 lira oldu. 5 lira 30 kuruş olan kilo fiyatı ise, 7 lira 80 kuruşa yükseldi. Peki bu fiyat kimler için? “Raf Fiyat Garantili” sistem içindeki marketler için. Yani yandaş marketler, satıcılar için. Bir de imalatçılarımız için açıklanan fiyat var. Onun da kilosunu 11 lira, çuvalını 550 lira yaptılar. Zam oranı, yüzde 85 oldu. Tabii şekerin fiyatı artınca, pancar küspesinin, melasın fiyatı da yerinde duracak değil, doğal olarak onlar da arttı. Bu sırada, Tarım Bakanı çıktı, şekerin torba fiyatını, 575 liraya indirdik dedi. Peki indi mi? İnmedi.

Buradan iktidarı uyarmak istiyorum: Gıda fiyatlarını, devamlı sübvanse ederek terbiye edemezsiniz. Allah aşkına, artık aklınızı başınıza alın. Bu işlerin, polisiye tedbirlerle yürümeyeceğini artık anlayın. Asıl sorunu artık görün. Ürün maliyetlerine, piyasa düzenine odaklanın. Bunların hepsini bir bütün içinde değerlendirin. Piyasayı takip edin. Kamunun hakem rolünü, piyasanın insafına terk etmeyin.

“BU DEFA DA, NEBATİ BAKAN’IN ‘AFFINI İSTEME’ VAKTİ GELİP ÇATMIŞTIR”

“Buradan açıkça ifade etmek isterim ki; Bay kriz ve arkadaşlarının uydurduğu, Türkiye Ekonomi Modeli, an itibariyle çökmüş, çöp olmuştur. Bay Kriz’in, “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur.” fantezisi doğrultusunda anlatılan “rekabetçi kur, uçan ihracat, döviz bolluğu ve düşen enflasyon” masalı, Türkiye’nin gerçekleri karşısında yenilmiştir. Daha önce nicesinin, başına geldiği gibi, arkadaşların, bu son sözde ekonomi modeli de gelen son veriler itibariyle, iflas etmiş, ortada, enflasyonla mücadeleyi amaçlayan bir program, artık kalmamıştır. Ve aynı, iflas eden, önceki ekonomi programlarında olduğu gibi, bu defa da Nebati Bakan’ın “affını isteme” vakti gelip çatmıştır. Bu vesileyle; siyasi tarihimize, bu ucube sistemin öğüttüğü, nice bakandan biri olarak, ışıltılı gözleri ve sebep olduğu utanç tablosuyla geçecek bu arkadaşımıza, yeni hayatında, şimdiden başarılar diliyorum."

“BOĞAZINIZDAKİ O KİRLİ ELİ, ÇEKMEYE GELİYORUZ”

“Milletimiz, her şeyin farkında. Milletimiz, bu çaresizliğe mahkûm olmadığının farkında. Er ya da geç, o sandık, bu büyük milletin önüne gelecek. Az kaldı. Emeklilik planlarınızı yapmaya, şimdiden başlayın. Çünkü o gün geldiğinde, umursamazlığınızın hesabını, milletimize vereceksiniz. Millet iradesi, İyi Parti diyecek, siz de tası tarağı toplayıp gideceksiniz.Sevgili gençler; bu iktidar, eğitiminizi, birikiminizi ve enerjinizi yok saymayı seçti. Vasatlaştırmayı bir politika olarak benimsedi. Çok sıkıldığınızı, bunaldığınızı ve yorulduğunuzu görüyoruz. Sürekli mücadele etmek zorunda kaldığınız için, öfkelendiğinizi biliyoruz. Boğazınızı sıkan bir el varmış gibi hissettiğinizi anlıyoruz. Hiç merak etmeyin; biz, boğazınızdaki o kirli eli, çekmeye geliyoruz! Siyasi nutuklarla değil, çözümlerimizle geliyoruz! Hak ettiğiniz gibi bir Türkiye’yi, hep birlikte inşa etmenin sözünü veriyoruz!” (Onur BİNGÖL)

Editör: TE Bilisim