Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2018-2019 eğitim öğretim yılı eylül dönemi mesleki çalışma programına ilişkin öğretmenlere hitap etti. Bakan Selçuk, konuşmasında göreve geldiğim ilk günden beri meselenin öğretmen meselesi olduğunun altını çiziyorum diyerek, “Öğretmenlerin daha iyi yetişmiş bireyler olarak sistemimize girmesini sağlamak için büyük çaplı öğretmen eğitimi projeleri başlatacağız” ifadelerini kullandı. “ÖĞRETMEN, ÇOCUĞUN HAYAT KAPISINI AÇAN ANAHTARDIR” Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni eğitim-öğretim yılı kapsamında öğretmenlere hitap etti. Bakan Selçuk, göreve geldiğim ilk günden beri meselenin bir öğretmen meselesi olduğunun altını çiziyorum ifadelerini kullanarak konuşmasında şunlara değindi: “Bunu tekrar tekrar söylüyorum, çünkü bunu söylerken aynı zamanda söylemden de eyleme geçmek gerekiyor. Bu konu inanılması gereken, inanıldıktan sonra da gereğinin yapılması gereken bir husus. İmkanlar nasıl olursa olsun, mükemmel bir öğrenmeye ilham veren kişinin öğretmen olduğunu biliyoruz. Öğretmen çocuğun hayat kapısını açan anahtardır. Tüm bakanlık, alt yapı, mevzuat bütün bu binalar hepsi öğretmenlerimiz ile çocuklarımızın göz ışıltısı için. Bu kurumun ana gayesini unutmaması lazım. Biz niçin buradayız sorusuna cevap vermesi lazım. Yaptığımız ya da yapamadığımız her şeyin çocukları nasıl etkilediğini bilmeliyiz.” “BİZ ÖĞRETMENLER TOPLUMUN İNŞASINI ÜSTLENEN İNSANLARIZ” Bakan Selçuk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Albert Camus’un 1957 yılında ilkokul öğretmenine yazdığı mektupta ‘Ben fakir küçük bir çocukken bana yaptığınız dokunuşları unutmadım. Bundan dolayı şükranlarımı size arz ediyorum’ demiştir. Öğretmenler olarak siz de size mektuplar yazacak öğrenciler edinin. Biz öğretmenler toplumun inşasını üstlenen insanlarız. Elbette sorunlar yaşıyoruz. Okulların açıldığı yeni dönemde okula neşeyle başladığım ya da yıldığım, yorulduğum; kimi zaman emekliliği düşündüğüm zamanlar da oldu. Kendimi sonrasında hep bir hayalin peşinde yakaladım. Bu ülkenin çocukları için yapılacak çok şey var dedim. Mimar Sinan’ı düşünün, yaptığı eserlerin yıkılacağını düşünerek mi yapmıştır? Biz tarihimizden böyle gördük. Bundan sonra da yaptığımız işi layıkıyla yapmak düşer bize. Yaptığınız iş kolay değil. Dünyanın her yerinde bu böyle. Gökyüzündeki bulutları düşünün, açılır kapanır. Asıl olan ise gökyüzü olmaktır, bulut olmak değil. “ÇOCUĞUN HAKKI PAZARLIK KONUSU OLAMAZ” Bakan Selçuk, şartlar kötü olsa bile çocuğun hakkı pazarlık konusu olamaz ifadesini kullanarak konuşmasına şöyle devam etti: “Bir öğrencinin ise öğretmeninden beklediği şey saygı ve karşılıksız sevgidir. Bazen anneden babadan dahi daha çok çocuğun hayatında yer tutmak öğretmenlik dediğimiz şeydir. Bundan dolayı öğrenmeyi hükmedici olmak yerine kolaylaştırıcı bir rehber olmak gerekiyor. Öğretmen olmak için ise iki seçenek var. Ya bahçıvan ya da toprak olacağız. Toprak olursak eğer çocuğumuza hayatı bahşederken onu budamayı asla düşünmeyiz. Ama bahçıvan olursak çocuğu budamakla vakit geçirebiliriz. Bundan dolayı biz toprak olmayı tercih edelim.” “HİKAYENİN TEK KAHRAMANI ÖĞRETMENLERDİR” “Sevgili meslektaşlarım bugün başarı alanında gerçekleşen hikayeleri başarı ile taçlandırmak mümkündür. Bu hikayenin tek kahramanı öğretmenlerdir. Öğretmenlerin omuzlarında yükselmeyen uygarlığın tarihte ise yeri yoktur. Milli Eğitim Bakanı olduğum kadar esasında ben sizin meslektaşınızım. Bütün hayatımı bu mesleğe adamış birisi olarak karşınızdayım. Biz öğretmenler bilgiyi erdemle güzelleştiren, onu bir yolculuk haline getiren insanlarız. Bizler önce bilgiyi sonra da bilgeliğe giden yolu aydınlatmakla meşgulüz. Doğuyu, batıyız. Türkiye’nin her yeriyiz.” “İYİ EĞİTİMİ BÜYÜK BİNALAR DEĞİL, İYİ İNSANLAR VERİYOR” İyi eğitimi büyük binalar değil, iyi insanlar veriyor. Salonun ana girişinde, “İnsan, insanın gölgesinde yetişir sözü karşılıyor.” Güçlü bir şahsiyet söz konusuysa, güçlü şahsiyeti olan talebeler yetişecektir. Öğretmenlik çocuklara bir şey öğretmek değil, öğretmenin kendi olgunlaşma yolculuğu ve yolcunun kendisi de çocuklar değil, esasen öğretmendir. Çocukların gelişimi öğretmenin gelişimi ile doğru orantılıdır. Öğretmen kendini ne kadar geliştirirse çocuk da o kadar geliştirir. Eğer ki ortada bir mesele varsa öğretmene bakılmalıdır.” “ÇOCUKLARI ÇİFT KANATLI YETİŞTİRECEĞİZ” Deneyimli öğretmenler, sınıfa ilk gelince gözüne göz değmeden derslerine başlamazlar diyen Bakan Selçuk, “Çocuklarımızı çift kanatlı yetiştireceğiz. bunlardan biri bilim, öbürü erdem, ahlak. Bir işi yaparken nasıl yapacağımızı tekrar tekrar düşünmek zorundayız. Öğretmenlerin daha iyi yetişmiş bireyler olarak sistemimize girmesini sağlamak için büyük çaplı öğretmen eğitimi projeleri başlatacağız. Bu sadece bilimsel çalışmalar anlamında değil, öğretmenliğin binlerce yıldır değişmeyen, sanat, ustalık yönü var. Çocuğa gülümsemenin, merhametin adı aslında sanattır. Çıraklık, kalfalık, ustalık dönemleri olan bir iştir. Hepimiz bunun sonunda öğrenmeye devam ediyoruz” dedi. “HEPİMİZ ÖĞRENME YOLCULUĞUNDAYIZ” Bakan Selçuk şunları kaydetti: “18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmenimiz yok. Bunlar mevzuattaki rakamlar. Biz hepimiz öğrenme yolculuğundayız. İsterim ki bir okul çıksın “Gözetimsiz sınav yapıyoruz” desin, isterim ki bir başka okul eleştirel düşüncenin örneği olsun. Bu hayalleri gerçekleştirmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir paradigma içinde olduğunu yavaş yavaş hissediyorsunuz. Ekim’de yapacağımız sunuşumuzda da bunu detaylarıyla izah edeceğiz.” “DOĞAYI YOK ETMEK, UYGARLIK OLDU” “1970’lerden beri eğitim sisteminin istikametinde bir değişiklik, kayıp var. Bugünlerde daha önemli bu. Bizim için günlük operasyonlarla, şu uygulamayı değiştirelim, iki-üç basamaklı olsun gibi bir dönüşüm değil bu. Çok daha büyük. Sistemin tümüyle dönüştürülmesi gereken bir durumdan söz ediyorum. Türkiye’nin imkanları giderek artıyor. Talim Terbiye Kurulu’ndaki (TTK) görevim sırasında öğretmen, öğrenci sayısı konusunda hayal ettiğim birçok şey aslında bugün var. Çok mesafe almışız. Bunu dönüştürmenin zihniyet kısmındayız. Eğer sizin katkınız, desteğiniz olursa zihniyetin dönüşmesi çok daha kısalacak. Bu çağ bize ilginç mesajlar da veriyor. İnsanı araçlarda zengin, amaçlarda yoksul kılan bir çağda yaşıyoruz. Doğayı yok etmek, uygarlık oldu bu çağda. Biz millet dediğimizde sadece insanlardan bahsetmemeliyiz, kurdu, kuşu, ormanı hepsini milletin içinde ele almalıyız. Bir soru sorma zaruretimiz var: Bizim dünyaya teklifimiz ne olacak? Bunun arayışı ve gayreti içindeyiz. Bilimi, toplumumuzun hayrı için kullanmak gerekliliği var. Mevcut uygarlığın bilimle, akılla yükselen değerleri var. Dünyadaki dördüncü büyük kırılmayı kavrayamazsak büyük sıkıntılarla karşılaşmamız mümkün.” “DÖNÜŞÜM KOLAY OLMAYACAK” “Kararlı bir öğretmen kitlemiz var. Bunun için mutluyuz. Bir dil kurmak zorundayız. Bunu yapmazsak kavram oluşturamayız. Kendimizi özgürleştiremeyiz. Okullarımızın atölyelerle zenginleşmesi çok önemli. Bilgiden üretime dönen bir eğitime ihtiyacımız var. Bilgimiz gerçekten fazla, ancak bunun görgüye dönüşmesinde sıkıntılar yaşıyoruz. Devasa bir sistemde bu değişiklik, dönüşüm nasıl olacak? Elbette kolay olmayacak. O yüzden zamana ihtiyacımız var. Bizden acil, köklü değişiklikler beklemeyin derken, anlatmak istediğim bu aslında.” “ALACAĞIMIZ HER KARARI TARTIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR” “150 ülkeden daha fazla sayıda öğrenci sayımız var. Hakkını verdiğimizde bu büyük bir nimet, veremediğimizde de büyük bir külfetin işareti. En küçük bir değişiklik binlerce öğretmenimizi, öğrencimizi etkiliyor. Ekip olarak nasıl yapacağımızı biliyoruz. Uzun yıllardır Türkiye’de oluşmuş birikimler var yeter ki, öğretmenlerimizin desteği olsun. Öğrenmeyi bırakmasınlar. Bu bağlamda da mesleki çalışma programını sizlere ulaştırdık. Kısmen zenginleştirmeye çalıştık. Ancak eminim önümüzdeki yıllarda öğretmen eğitiminden ne kastettiğimizi daha net, belirgin şekilde göreceksiniz. Birçok videolarla da karşılaşacaksınız. Bir arada hep birlikte ekip olarak yaparsanız mutlu olurum. Birbirimizden öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Sizin bunu yapmanız halinde, bu sistemin yükselmesi çok zor değil. Öğretmen Ziya Selçuk olarak yanınızdayım. Hep arkanızda bir destek olarak bulunacağım. Hiçbir görüş, ideolojik ayrılık çocukların hakkını teslim etmekten bizi alıkoymamalı. Ülkemiz, çocuklarımız ve geleceğimiz için buna ihtiyacımız var. Geldiğimiz günden beri ne karar alıyorsak, sahadan öğretmen, yönetici arkadaşlarımızı davet edip buraya çağırıyoruz. Alacağımız her kararı paylaştığımızda tartışma ihtiyacımız var. Bunlar sonucunda daha güzel, daha pratik çözümler üreteceğimizin farkındayım.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim