Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bahçeli, erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır diyerek “Türkiye 2023 hedeflerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarını inşa ederek, yapısal reformları hayata geçirerek ulaşacaktır” ifadesini kullandı. Partisinin grup  toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.  Bahçeli, konuşmasında 2023’de Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır, Türk milleti Cumhur İttifakı’yla kutlu yarınlara yürüyecektir” açıklamasında bulundu. “SON ZAMANLARIN EN TRAJİK OLAYLARI ARASINDA” Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hatay ve Kahramanmaraş’ta meydana gelen orman yangınlarına değinerek, insanları evsiz bırakan, tarım arazilerini çöle çeviren, ağaçları yakıp yıkan, bitkileri, hayvanları katleden yangının son zamanların en trajik olayları arasında yer aldığını ifade etti. Osmaniye ve Trabzon’da da orman yangınlarının görülmesinin büyük bir kayıp ve üzüntüye yol açtığını belirten Bahçeli,  “Ağacımıza, doğamıza, insanımıza kim ya da kimler sabotaj yapmışsa bulunup en ağır şekilde cezalandırılmaları ertelenemez bir hedeftir”  dedi. ERMENİSTAN KANSERLİDİR, KEMOTERAPİSİ TÜRK VE TÜRKİYE DÜŞMANLIĞIYLA YAPILMAKTADIR” Türkiye’nin  kararlı mücadeleyle üstesinden gelmek için uğraştığı hiçbir sorunun birbirinden bağımsız ve bağlantısız olmadığını dile getiren  MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Ecdadımız ne demişse, neyi tembihlemişse, hangi zorluklarla muhatap kalmışsa, bugünlerde de aynılarını yaşıyor ve yüzleşiyoruz. Gelişmeleri tarih imbiğinde damıtıp akıl süzgecinden geçirdikten sonra Türk milletinin karşısındaki çetin ve çetrefilli meselelerin geçmişe dayanan bir hesabı olduğunu alenen görmek mümkündür. Akdeniz’deki gergin atmosfere bakınız, göreceğiniz budur. Dağlık Karabağ sorununa odaklanınız, teşhisiniz bu olacaktır. Ermenistan emperyalizmin Güney Kafkasya’da kurduğu marazi, maşa ve mayın devlettir. Tıpkı Yunanistan’ın hedeflediği gibi, Ermenistan’ın Anadolu topraklarına yayılma ve bu kapsamda büyüme arzusu söz konusudur. Bu çerçevede altı çizilmesi gereken gerçek şudur; “Büyümek için büyümek sadece ve sadece kanser hücresinin bir özelliğidir. Ermenistan kanserlidir, kemoterapisi Türk ve Türkiye düşmanlığıyla yapılmaktadır” şeklinde konuştu. “DAĞLIK KARABAĞ TÜRK’TÜR, AZERBAYCAN TÜRKLÜĞÜNÜN ÖZ YURDUDUR” “Geçen haftaki grup konuşmamda demiştim ki; “Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır.” Saldırgan ülke Ermenistan’dır. Masumları öldüren ülke Ermenistan’dır. İşgalci ülke Ermenistan’dır. Hak ve hukuk tanımayan ülke de Ermenistan’dır. Geçen hafta ne demişsem aynı noktadayım. İki ülke arasında ateşkes çağrıları, diyalog arayışları, masa kurma önerileri, yanlı ve tarafgir arabulucuların baskıları, Dağlık Karabağ davasını karalamaktan ve kilitlemekten başka manaya gelmemektedir. Neyin ateşkesi, neyin görüşmesi, konu vatan konusudur, konu bağımsızlık onurudur. Terörist devlet Ermenistan Dağlık Karabağ’dan çekilmeden, işgal ettiği toprakları hak sahibi Azerbaycan’a teslim etmeden silahları indirmek, ateşi dindirmek, masalarda çözüm aramak cinayetlerin, rezaletlerin ve zulmetin meşrulaşması demektir. Dağlık Karabağ Türk’tür, Azerbaycan Türklüğünün öz yurdudur, Paşinyan’ın Ermenistan’a aittir demesi ise yalnızca zorba ve züğürt tesellisidir” diye konuştu. Moskova’da gerçekleşen müzakerenin somut bir karşılığının bulunamadığını aktaran  Bahçeli, “11 saat süren müzakerelerin hitamında, 10 Ekim 2020 Cumartesi günü saat 12’den itibaren geçerli olmak üzere, Dağlık Karabağ’daki cenazelerin ve esirlerin değişimini öngören 72 saatlik bir ateşkes kararı üzerinde mutabakata varılmıştır. Bize göre bu bir tavizdir. Nitekim pamuk ipliğine bağlı ateşkesi ihlal eden beklendiği gibi Ermenistan olmuştur. Üstelik terör devleti Ermenistan uzun menzilli füzelerle Gence başta olmak üzere sivil yerleşim alanlarına saldırmıştır. Bu kanlı saldırılarda 9 soydaşımız şehit düşmüş, çok sayıda soydaşımız yaralanmıştır. Katille pazarlık kurşun olarak, bomba olarak, kalleşlik olarak fatura edilmiştir. Azerbaycan’ın ateşkes kararına uyulduğunu, aktif savaş faaliyetleri yürütülmediğini üstüne basa basa açıklaması Ermenistan’ı cesaretlendirmektedir. Çare yoktur, çözüm kalmamıştır, Dağlık Karabağ masada değil, sahada terör devleti Ermenistan’ın kafasına vura vura alınmalıdır. Kaldı ki masada işgalden vazgeçmeye hazır bir Ermenistan’dan bahsetmek de imkânsızdır” “2023’DE CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR” Milliyetçi Hareket Partisi’nin 28.Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin zamanında yapılmasından, yana olduğunu dile getiren Bahçeli, “Bu tutarlılığımızı ve kararlılığımızı muhafaza edeceğiz. Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır. Türkiye 2023 hedeflerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarını inşa ederek, yapısal reformları hayata geçirerek ulaşacaktır. Anket aldatmalarını milletin iradesi yıkıp geçecektir. Cumhur İttifakı; inanmış gönüllerin mecmuuyla, yüksek ülkülerin muazzam heyecanıyla, millete adanmış milli ve yerli duruşun manevi hikmetiyle yoluna ve yolculuğuna sonuna kadar devam edecektir. Kim aday olursa olsun, hangi partiler zilletin çatısı altına sığınırsa sığınsın, parlamenter sisteme dönmenin hesabını hangi siyasi defolar yaparsa yapsın, nafiledir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak, geleceğin rotası Cumhur İttifakı’nın fedakârlıklarıyla çizilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi sözünün eridir. 2023’de Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır, Türk milleti Cumhur İttifakı’yla kutlu yarınlara yürüyecektir” açıklamalarında bulundu. “TÜRKİYE HAKLI MÜCADELESİNDEN ÖDÜN VERMEDEN SAĞLAM DURUŞUNU KORUMAKTADIR” “Yunanistan ile aramızda karşılıklı ilan edilen Navtexler gerilimi canlı tutmaktadır. Atina yönetimi Lozan ve Paris Antlaşması’nda gayri askeri statü olmaları kayıt altına alınmış adaları silahlandırmakta, tahriklerini artırmaktadır. Hukuk çiğnenmekte, milli güvenliğimiz tacizlere uğramaktadır. Türkiye haklı mücadelesinden ödün vermeden sağlam duruşunu korumaktadır. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimizin tekrar mavi sulara açılması bu dirayetin, bu cesaretin, bu iradenin ezcümle bir neticesidir. İkinci tehdit olarak, Suriye’de bölgesel ve küresel güçlerin oldubittiyle terör devleti kurma hevesleri, nihai olarak Akdeniz’e serbest çıkış yollarını açma hedefleridir. Hatay’da çıkartılan orman yangınları, süregelen terör saldırıları, Libya’yı kavrayan cepheleşmeler bu tehdidin bize göre ara duraklarıdır. Üçüncü olarak, KKTC’nin siyasi, stratejik ve bağımsız varlığını sekteye uğratacak, Türkiye’den kopartacak yakın tehditlerdir” (Murat KARABULUT)

Editör: TE Bilisim