Özel Haber: Kadir Gürhan Fabrikasyon ürünlerine rağbet arttıkça el işi ürünlerine olan ilgi de her geçen gün azalıyor. Yaklaşık 40 yıldır halı dokumacılığı işi ile uğraşan halı dokuma ustası Kamuran Aydın, el dokuma halıcılığın tükenme noktasına geldiğini söyledi. Üretimin çoğunun dışarıdan geldiğini belirten Aydın, “Biz de halı ya da kilim imalatı yok. Türkiye’de imalat bitme noktasına geldi. Halı-kilim olmadan, üretim olmadan bizim işin nereye gideceğini de bilemiyoruz. İşlerin tamamı ithale dayanıyor. İran nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı halıdan geçimini sağlıyor ama bizde bu oran yüzde bir bile değildir” dedi. Halının duvara asmak için değil, yere sermek için var olduğunu vurgulayan Aydın, çoğu vatandaşın halıyı duvara asmak için aldığını belirtti. Çoğu vatandaşın makine halısı tercih ettiğini ifade eden Aydın, “Makina halıları sağlıksız ve geri dönüşümü olmayan ürünlerdir. Dokuma halısı öyle değildir. Dokuma halısı insanı güne huzurlu başlatır, enerjisini alır ve dinlendirir. Dokuma halısı birçok rengi bünyesinde barındırdığı için göze de hitap ediyor. Küçük çocuklarımız renkleri bu halılar sayesinde öğrenmeli, hatta bu halıları bir oyuncak olarak da algılayabilir ve renklerini çizebilir” şeklinde konuştu. “MESLEKTE 40 YILDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ” ‘53 yaşındayım 40 yıl önce halı dokumacılığı işine başladım’ diyen Aydın, “Yani çıraklıktan yetişmeyim ve hala da bu işte çalışmaya devam ediyorum. Meslekte 40 yılda çok şey değişti. Maddi olarak çok şey değiştiği kesin. Rakam olarak bir şeyler söyleyemeyebilirim ama önceden çalıştığım bir gün benim üç günüme yetiyordu. Üç gün çalışmadan o bir günlük kazandığım para ile geçiniyordum. Şimdi ise bir gün çalışıp ertesi gün çalışmasam aç kalıyorum” ifadelerini kullandı. “HALI DOKUMACILIĞI SABIR İSTEYEN BİR MESLEKTİR” Mesleğin son temsilcileri olduğuna dikkat çeken Aydın, arkadan yetişen çırak kalmadığını söyledi. Aydın, “Lise bitiren bir çocuk yaklaşık 18 yaşına giriyor. 18 yaşındaki bir gençten oturup halının başında sabırla halıyı dokumasını bekleyemezsiniz. Bunu sabırla yapmasının hiç şansı yok. Çırağın mesleğe daha küçük yaşlarda başlaması gerekir ki yetişebilsin, bükülebilsin. Atalarımız ‘ağaç yaşken eğilir’ sözünü boşu boşuna mı kullanmadı. Sen kalkıp yaşlanmış ağacı bükmeye çalışıyorsun elbette ki o ağaç kırılır. 18 yaşındaki bir genci saatlerce halı dokumasının başında tutarsan o genç ikinci gün işe gelmez. Halı dokumacılığı sabır gerektiren bir meslektir. Biz ustalar bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Meslek liselerinde motor ve mobilyacılık bölümleri var. Bu meslekler buralarda öğretilmeye çalışılıyor fakat bizim meslekler için bölümler bulunmuyor. Neden bakırcılık ve el sanatları eğitimi de buralarda verilmiyor? Ya da neden bu bölümler kurularak yönlendirme yapılmıyor. Bizim bu öğrencilere eğitim verecek zamanımız da yok. Çünkü ancak geçimimizi sağlıyoruz. Devlet, çırakların bize olan maliyetini karşılarsa ve onları bizim yanımıza yönlendirirse kendilerine eğitim veririz. Bize gelin okulda ders verin derlerse bunu yapamayız. Sonuçta biz de ev geçindiriyoruz, kiramız, vergimiz ve faturalarımız var. Bu giderleri karşılamak zorundayız. Staja gelen çırağın maliyetini karşılayamıyoruz. Devlet bu işi desteklerse biz de bu işte bir katkımızın olmasını seve seve isteriz” diye konuştu. “ÜRETİM OLMADIĞI İÇİN İKİNCİ EL HALI ALIP SATIYORUZ” Ülkede halı ya da kilim imalatı olmadığını dile getiren Aydın, Türkiye’de imalatın bitme noktasına geldiğini belirtti.  ‘Üretim olmadan bizim işin nereye gideceğini bilemiyoruz’ diyen Aydın, “Bizde İşlerin tamamı ithale dayanıyor. İran nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı halıdan geçimini sağlıyor ama bizde bu oran yüzde bir bile değildir. Üstelik halı memleketi olmamıza rağmen bu işi yapamıyoruz. Üretimin çoğu dışarıdan geliyor. Üretim olmadığı için ikinci el halı toplayıp satıyoruz. Dolar kurunda yaşanan en ufak bir dalgalanma bizim mesleği etkiliyor. Çünkü ürünün kendisi ithaldir. Döviz arttıkça ürünün fiyatı da artıyor ve onu satmakta zorlaşıyor. Halı üretimi olsa, ya da bu üretim desteklense bizim verdiğimiz para da ülke içerisinde kalmış olur. Bizim para yurt dışına gitmesin, annemize ya da bacımıza kalsın. Bunu yapmak istiyorsak bu mesleği desteklemeliyiz” dedi. “İNSANLARIMIZIN ÇOĞU MAKİNA HALISI KULLANIYOR” Halının duvara asmak için değil, yere sermek için var olduğunu kaydeden aydın konuşmasına şu şekilde devam etti: “Eskiden halılar duvarlara asılırdı çünkü duvarlar çok yamuktu, sıvasızdı. Şimdi böyle bir şey de yok. Duvarların hepsi düz ve desenli oluyor.  İnsanlarımız bir eve eşya aldığında öncelikle gidip mobilya alır daha sonra da gelip halı seçer. Bunun tam tersi olması lazım, önce halı almalıyız. Mobilya el ile yapılmıyor, mobilyanın kumaşını istediğin şekilde değiştirme şansın var ama halıda ayarlama şansın yok. Aylarca halının başında dokuma yapıyoruz. Bu rengi istemiyorum dediğiniz anda üç beş ay beklemeniz gerekiyor. İnsanlarımızın çoğu makina halısı kullanıyor, bu halılar sentetik ve sağlık açısından zararlıdır. Halıyı bir sene kullandıktan sonra çöpe atıyoruz. Bu ürünün geriye dönüşümü bile yok. Sıfır atık diyoruz, bunu bu şekilde nasıl başaracağız. Sıfır atık diyorsan milyonlarımızı bu halılara harcamamalıyız. Mesela dokuma halısı insanı güne huzurlu başlatır, enerjisini alır ve dinlendirir. Dokuma halı birçok rengi bünyesinde barındırdığı için göze de hitap ediyor. Küçük çocuklarımız renkleri bu halılar sayesinde öğrenmeli, hatta bu halıları bir oyuncak olarak da algılayabilir ve renklerini çizebilir. Özellikle üst sınıf dokuma halıyı daha çok kullanıyor. Alt sınıfın çoğu ise sentetik halı kullanıyor.” “PARK SIKINTISINDAN DOLAYI MÜŞTERİ GELMİYOR” El ürünü halı dokumanın zahmetli olduğunu buna aylarını verdiklerini söyleyen Aydın şunları söyledi: “1000 TL’ye bile sattığımız halılar var. Bin TL’ye sentetik halı bile yok. Dokuma halıyı bu fiyata bulmak mümkün mü? Müşteriye sorsan pahalı buluyor ama bunun aylarca sabırlı bir şekilde emek harcanarak işlendiğini bilmiyor. Bize getirilen yırtık halıları aynı rengini tutturacak şekilde tamir ettiriyoruz. Bulunduğumuz yerde ciddi bir park sıkıntısı var. Park sıkıntısı olduğu için de müşteri buraya gelip rahatlıkla halı bakamıyor. Park sorunun çözülmesini istiyoruz. Park sorunu çözülürse biz de daha çok iş yaparız diye düşünüyorum. Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı bu işle ilgileniyor, biz bu işin hızlanmasını çok istiyoruz.”    
Editör: TE Bilisim