Haber: Kadir Gürhan

Yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan ayakkabı tamirciliği son demlerini yaşıyor. Ayakkabı tamirciliğinde çırakların yetişmemesi mesleği bitme noktasına getirdi. Mesleğin mutlaka yaşatılması gerektiğini belirten yılların ustası Atilla Tekin, en büyük hayalinin ayakkabı ve çanta müzesi açmak olduğunu söyledi. 

Değerlerinin bilinmediğine vurgu yapan ayakkabı ustası Tekin, “Ankara’nın en meşhur ayakkabıcısı Fevzi Ayakkabıcı vardı. Ben ona usta değil sanatçı diyorum. Bir çift yaptığı ayakkabının ikinci çiftinin yapmazdı. Bütün ayakkabıları farklı modellerdeydi, yaptığı ayakkabı on sene giyilirdi. Bu tip insanların kıymeti bilinmedi. Bu kişi daha sonra İstanbul’a göç etti” dedi.

Pandemi ile birlikte hammadde ürünlerinde fiyat artışı yaşandığına dikkat çeken Tekin, “Kullandığımız standart malzemeler kapaklar, ayakkabı tabanları ve deriler pandemi döneminde yüzde 200 zamlandı. Ayakkabı tabanlığını pandemi yasaklarından önce 5 liraya alıyordum şimdi ise 20 liraya alıyorum. Normalde 5 TL’ye aldığım malzeme şu anda 15 TL. Bu pahalılıkta fırsatçıların da etkisi var. Örneğin pandemi yasaklarında ‘kirayı ödeyemiyorsan dükkânı boşalt git’ diyerek fırsatçılık yapanlar oldu” açıklamasında bulundu. 

Biraz kendinizden bahseder misiniz, sizi tanıyabilir miyiz?

1965 doğumluyum, ayakkabıcılık mesleğine ilkokula giderken başladık. Baba mesleği olarak devam ediyoruz. İlkokul derslerimizi dükkanda yapıyorduk. 7 yaşından beri bu işte çalışıyorum. 40 yılı geçkindir bu işteyim. Birçok yeri değiştirdik diyebilirim. Ama 1983 yılından beri İnkılap Pasajı’ndayız. Yıllardır bu sokakta ekonomik değişen bir şey yok. Ne aç kalıyoruz ne de çok kazanıyoruz. Pasaj olarak biz de pandemiden etkilendik. 1983 yılından beri buradayım ilk defa zor durumda kaldık. Devletin maddi yardımıyla ayakta kalmaya çalıştık. Yeri geldiğinde 3 Bin TL yeri geldiğinde 1000 TL yardı aldık. 

“HAMMADDE FİYATLARINDA FIRSATÇILARIN DA ETKİSİ VAR “

Hammadde tedarik süreciniz nasıl oluyor?

Kullandığımız standart malzemeler kapaklar, ayakkabı tabanları ve deriler pandemi döneminde yüzde 200 zamlandı. Ayakkabı tabanlığını pandemi yasaklarından önce 5 liraya alıyordum şimdi ise 20 liraya alıyorum. Normalde 5 TL’ye aldığım malzeme şu anda 15 TL. Bu pahalılıkta fırsatçıların da etkisi var. Örneğin pandemi yasaklarında ‘kirayı ödeyemiyorsan dükkânı boşalt git’ diyerek fırsatçılık yapanlar oldu.

“MÜŞTERİ, AYAKKABIYI SATIN ALAMADIĞI İÇİN TAMİR ETTİRMEK İSTİYOR”

Ayakkabı tamirciliği geleceği olan bir meslek mi?

Bizden sonra bu mesleği yapacak biri yok. Ben yedi yaşımdan beri bu mesleğin içindeyim, işi devam ettirecek bir kişi yetiştiremedim. Kendi oğluma bile bu mesleği öğretmedim, dükkândan uzak tuttum çünkü mesleğin bir geleceği yok. Eskiden burası memur semti olduğu için daha çok iş yapıyorduk. Memurlar kaliteli ayakkabı giydiği için kundura tamirine daha çok geliyordu onlar da buradan gidince işlerimiz düştü. Kendi ülkende severek yaptığın bir işten karnının doymaması çok kötü. Bu meslek yaşatılmalı. Müşteri, ayakkabıyı satın alamadığı için tamir ettirmek istiyor.  Hammadde pahalı olduğunda ayakkabının tamir fiyatı da yükseliyor böyle olunca müşteri o fiyata ayakkabının yenisini alıyor. Çin Türkiye’deki bütün derileri topluyor sonra Türkiye’de deri ayakkabı, deri çanta fiyatları artıyor. Bu duruma devletin müdahale etmesi lazım. Biz ayakkabı üretimi de yapıyorduk ama Tansu Çiller döneminde ki devalüasyondan sonra onu da bıraktık. Dışardan alınan bir ayakkabı 100 liraysa benim yapacağım ayakkabı 500 lira. Çünkü ben malzemeyi tek tek aldığım için pahalıya geliyor. Mesela deriyi tek aldığım zaman 70 liraya alıyorum, toptan aldığımız zaman 5 liraya geliyor.

“GENÇ MÜŞTERİLER ANNE BABA TAVSİYESİ İLE GELİYORLAR” 

Müşterilerinizin yaş aralığı nedir?

Burayı bilen pek kimse yok. İkili ilişkiler müşteriyi korumak için çok önemli çünkü genç müşteriler anne baba tavsiyesi ile geliyorlar. Müşterilerle iki dost gibi bir ilişkimiz var. Ne ben onlara fazla fiyat veriyorum ne de onlar bizden fiyat indirimi istiyor.

“TARİHİ, NİTELİKLİ BİR AYAKKABI MÜZESİNE İHTİYACIMIZ VAR”

Ayakkabıcılık mesleğinin yaşatılması için ne yapılabilir?

Bağlı bulunduğumuz odanın herhangi bir çalışması yok. Oda başkanının yerinde olsaydım bir ayakkabı müzesi yapardım. Çok eski ayakkabıları ve çantaları, ayakkabıcılık sektöründe eskiden kullandığımız malzemeleri köy köy dolaşıp bulurdum. Sonra bir müze kurup bu ürünleri sergilerdim. 1960 yılında üretilmiş babamdan kalma bir makinem var bir müzeye versem diye bekletiyorum ama müze yok. Belki böyle tarihi bir müze görsem daha farklı işler yapabilirdim. Örneğin farklı bir çanta üretebilirdim. Dernek olarak eski ustalara bakmamız lazım mesela ben babamın yaptığı ayakkabıları makinada yapamıyorum. Bizim mesleğimiz o kadar meşakatli bir mesleki yani bir ayakkabıyı yaparken 47 tane işlemden geçiriyoruz. Bu işlemlerin hepsini elle yapıyoruz. Evde biriktirdiğim malzemeler var. Tamiratta kullandığımız bıçak, kerpeten gibi. Bunlar önemli ve tarihi şeylerdir.  Hangi meslek gurubundan olursa olsun ancak sanatçı kişiliği olanlar güzel işler yapabilir. Ankara’nın en meşhur ayakkabıcısı Fevzi Ayakkabıcı vardı. Ben ona usta değil sanatçı diyorum. Bir çift yaptığı ayakkabının ikinci çiftinin yapmazdı. Bütün ayakkabıları farklı modellerdeydi, yaptığı ayakkabı on sene giyilirdi. Bu tip insanların kıymeti bilinmiyor. Bizler kıymetimizin bilinmesini istiyoruz. 

“YEREL YÖNETİMLER SEÇİM SÜRECİNDE BİZE VERDİĞİ VAATLERİ YERİNE GETİRMEDİ”

İnkılap pasajının ne gibi sorunları var?

Ankara’nın en eski pasajı burasıdır. Buranın en büyük problemi çevredeki uyuşturucu satıcılarıydı, neyse ki artık yoklar.  Yerel yönetimler seçim sürecinde bize verdiği vaatleri yerine getirmedi. Şu anda bize verilen bir destek yok. Önceden belediye başkanları buraları dolaşır insanlara, bir problemleri olup olmadığını sorardı. Şimdi böyle bir şey yapan da yok.

 Son olarak vermek istediğiniz bir şey var mı?

Buraya gelişinizden memnun oldum. Haberi ne amaçla kullanırsanız kullanın beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren şey; bir meslek grubunun buraya gelerek bizi sorması bizim için çok değerli. Ben hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Birisi beni arıyor ve soruyor. Size bu konuda teşekkür ediyorum.

Editör: TE Bilisim