Rüzgarlı Ankara havasında mahallemizin dışında uçurtma uçurmak için aklımıza ilk gelen yerdi. Konya Yolu’nun kenarında bilmeyenlerin garip garip ‘bu tepenin burada ne işi var’ diye anlam veremediği aslında Frig Tümülüsü. Bildiniz! Kel tepesiyle üstünde piknik yapılan Tümülüs artık çevrili ve koruma altında. Aslında zaten koruma altındaydı ama etrafını çevirmişler iyi de yapmışlar. Kentimizin batı kısmında 20’den fazla Tümülüs var. Emek’teki tümülüsün içinden çeşitli eşyalar araştırma için çıkarılmıştır. Elin adamı şehrin içindeki küçücük tarihi yapıyı turizm için öyle bir yapıyor ki şaşmamak elde değil. Örnekleri vermeyelim şimdi. Bizim ayağımızın altındaki toprağı değil yedi, on yedi kat kazsak her kat için devasa müzeler, sit alanlarını hizmete sunarız. Sadece burası yani Emek’teki Tümülüs 125 metre çapında. Biz çocuk ruhlular için anısı olan, önünden geçip gittiğimiz burayı daha yararlı şekilde kullanmak neden aklımıza gelmiyor. Ola ki çitler kaldırıldı mangalı attık üstüne, eyvah! Değil tabii fakat gezip göreceğimiz, şehrin göbeğindeki binlerce yıl önce yaşayanların bize hatırasını ileriye taşımak, bir kültür ve medeniyet varlığını yarına taşımak insani sorumluluğumuz değil midir? Tabanlarımızdaki bilinmeyen tarih seslenemez. Mısır’daki dikilitaşı almış Washington’un göbeğine koymuş biz ‘esintili tepe’ olarak görüyoruz. Tarih ayağımıza takılmasın, onu yerden kaldıralım.

Editör: TE Bilisim