Yeni tip korona virüs (COVİD-19) salgının yayılımını durdurmak için dünya genelinde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamalar pek çok ülkede boşanma davalarında artışa sebep oldu. Ülkemizdeki durumu değerlendiren Avukat Çağrı Başçı ise salgının boşanma davalarına etkisini söylemek için istatistiksel bir araştırmaya dayanmak gerekir fakat ülkemizde ev içi şiddetin salgın döneminde artış gösterdiğine dair saha çalışmaları bulunmaktadır” ifadesini  kullandı. Küresel korona virüs salgının etkileri sürüyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, uzun ev karantinasında aile içi şiddetin arttığını ve karantinanın bitmesinin ardından boşanma davalarının hız kazandığını ortaya koyuyor.  Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Avukat Çağrı Başçı, Amerika’da yapılan bir araştırmayı dile getirerek  ülke genelinde salgın sürecinde boşanma dosyalarında %34 oranında artış yaşandığını ifade etti. Küresel korona virüs salgınında dünya genelinde yapılan araştırmalar karantinanın bitmesinin ardından boşanma davalarının hız kazandığı sonucunu ortaya koydu. S.i.S Hukuk ve Danışmanlık bünyesinde serbest avukat olarak çalışan Çağrı Başçı, Salgının Türkiye’deki yansımalarını ‘’aile hukuku’’ çerçevesinde değerlendirerek şu açıklamalarda bulundu: “Boşanma, evlilik birliğinin hukuken sonlandırılmasını ifade etmekte olup, boşanmanın sebepleri 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161-166 maddelerinde tahdidi olarak sayılmıştır. Bu sebepleri, genel boşanma sebebi ve özel boşanma sebebi olarak iki ana başlık altında değerlendirebiliriz. Genel boşanma sebebi olarak ifade ettiğimiz boşanma sebebi kanunda da düzenlendiği adıyla “Evlilik birliğinin sarsılması”dır. Ülkemizdeki çekişmeli boşanma davalarının birçoğunun evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açıldığını söyleyebiliriz.” “Zaman zaman haberlerde veya sosyal medya paylaşımlarında “Eve geç gelmek boşanma sebebi.”, “Eşinin sevmediği yemeği yapmak boşanma sebebi.” ve bunlara benzer içerikler görsek de, bunlar hukuki anlamda boşanma sebebi değil; evlilik birliğini sarsan nitelikte olaylardır. Tarafların birbirlerine karşı olan özen yükümlülüklerine uygun davranmamaları ve ortak hayatlarını çekilmez duruma getirmeleri durumunda evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davası açılması gerekmektedir. “EŞLERİN BERABER GEÇİRDİKLERİ ZAMAN ARTTI BAZI ÇİFTLER İÇİN BU DURUM PROBLEMLERE SEBEP OLDU” Covid-19 salgını hayatımızın her alanını etkiledi ve etkilemeye devam ediyor diyen avukat Başçı, “Salgının ilk üç ayında hepimiz çoğunlukta evlerdeydik ve bu durum ilk başlardaki kadar sıkı bir şekilde olmasa da devam etmekte. Buna bağlı olarak, eşlerin beraber geçirdikleri zaman arttı ve bazı çiftler için bu durum problemlere sebep oldu” şeklinde konuştu. “ABD’DE SALGIN SÜRECİNDE BOŞANMA DOSYALARINDA %34 ORANINDA ARTIŞ” Salgının boşanmaları arttırdığını, özellikle de ne kadar arttırdığını söylemek için istatistiksel bir araştırmaya dayanmak gerekir  ifadesini kullanan Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre salgın sürecinde boşanma dosyalarında %34 oranında artış yaşanmıştır. Ülkemizde henüz böyle bir araştırma yapıldı mı bilmiyorum ancak nicel veriler olmadan kesin bir artıştan veya azalıştan bahsetmek mümkün olmayacaktır. "SON 6 AYDA AÇILMIŞ OLAN BİRÇOK DOSYAMIZ VAR " Av. Başçı: Kendi mesleki deneyimimden yola çıkarak bir yorum yapmam gerekirse; bizim büromuzdaki boşanma davalarının kayda değer bir artış gösterdiğini söyleyebilirim. Son 6 ayda açılmış olan birçok dosyamız var. Tesadüf müdür bilmiyorum ancak daha önce ayrılmaya karar verip barışmış ya da boşanıp yeniden evlenmiş birçok müvekkilimiz bu süreçte tekrardan boşanmaya karar verdiler. Salgın döneminde ev içi şiddet, detaylı bir şekilde ayrıca ele alınması gereken bir konu olsa da aile hukuku hakkında konuşurken bu hususa değinmemek doğru olmayacaktır diyen Avukat Çağrı Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ev içi şiddetin salgın döneminde artış gösterdiğine dair saha çalışmaları bulunmaktadır. Nitekim, ev içi şiddetin genel olarak kriz dönemlerinde artış gösterdiğine dair geçmişte de birçok çalışma yapılmıştır. Burada krizden kasıt yalnızca ekonomik krizler olmayıp, toplum nezdinde etki göstermiş her türlü olay olarak düşünülmelidir. Ancak, toplum nezdinde etki yaratmış krizlerin birçoğunun ekonomik sonuçlarının da olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.” “Tüm bu sebeplere bağlı olarak da boşanmaların artış gösterdiğini veya göstereceğini söylemek mümkündür. Nitekim şiddet, Türk Medeni Kanunu Madde 162 kapsamında değerlendirilecek özel bir boşanma sebebidir. İlgili madde gereğince eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.” “Bilindiği üzere şiddet yalnızca fiziksel olmayıp; psikolojik, ekonomik ve benzeri birçok varyasyonu bulunmaktadır. Maalesef şiddetin bazı türlerinin yargılama mercii tarafından TMK 162 kapsamında değerlendirilmediği durumlarda karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu durumda da her ne kadar usulleri ve sonuçları arasında farklılık bulunsa da genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı olarak boşanma davası açmak mümkün olacaktır. “ DURUŞMALARIN ERTELENMESİ VE ADLİ İŞLERE ARA VERİLMESİ DURUMLARININ BOŞANMAYA ETKİSİ Av. Başçı: Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun almış olduğu kararla 13 mart – 30 nisan tarihleri arasında adli yargı ilk derece mahkemelerindeki işlere ara verilmiş, duruşmalar ertelenmiş; daha sonra bu süre 15 hazirana kadar uzatılmıştır. Bundan sonraki süreçte böyle bir ara verileceğini düşünmüyorum ancak öyle olsa dahi bu durumun davaların açılmasına herhangi bir etkisi yoktur. Ancak tabii ki verilen ara nedeniyle duruşmalar ve acil olmayan işler ertelenmiş, bu da yargılama sürelerinin uzamasına neden olmuştur. Söz konusu süreçte icra iflas işlemleri de durmuş olsa da nafaka alacakları kapsam dışı bırakılmıştır. CORONA SÜRECİNDE DEVAM EDEN BOŞANMA DAVALARINDA GEÇİCİ TEDBİR Salgın sürecinde geçici tedbir kararlarının verilmesine herhangi bir engel yoktur ifadesini kullanan Av. Çağrı Başçı,” TMK Madde 169 “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.” hükmünü düzenlemiştir ve bu madde gereğince tedbir kararları alınmaktadır. Sonuç olarak,yukarıda da açıklamış olduğum üzere, “Salgın döneminde boşanmalar arttı.” şeklinde kesin bir kanıya varmak nicel veriler olmaksızın mümkün değildir; yapacağımız değerlendirmeler mesleki pratiklerimizden öteye geçmeyecektir. Adli sürelerin durduğu zamanlarda dava açmak için herhangi bir engel olmayıp, duruşmalar ve acil olmayan işlerin ertelenmesi durumu söz konusudur” şeklinde konuştu. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim