Marmara Denizi’ni kaplayan müsilaj sadece bizim değil dünyanın sorunu. Dünyada artan kirlilik ve iklim değişikliği denizlerde, toprakta, ormanlarda tahribata yol açıyor. Bu bir yerden sonra bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp insanlığın geleceğini tehdit ediyor ve küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Müsilaj sorunu dünyada farklı birçok bölgede gözlemlendi. Özellikle havaların ısınma ile birlikte başlayan problem, mikroorganizmaların kontrolsüz şekilde çoğalması ile birlikte başlıyor. Zararlı alg patlaması olarak bilinen müsilaj, denizdeki oksijen oranını büyük oranda düşürüyor ve deniz yaşamını tehdit ediyor. Marmara Denizi’nde yaşayan balıklar ve bitkiler bu yüzden ölüyor. 

Müsilaja yanlış tarım faaliyetleri, gereksiz gübre kullanımı, sanayi atıkları ve evsel atıklar neden oluyor. Denize ve tatlı sulara atılan atıklar su içindeki nitrojen ve fosfat seviyesini önemli oranda yükseltiyor ve bu zararlı alglerin oluşumunu tetikliyor. Küresel ısınma da iklim değişikliği ile birlikte denizlerin sıcaklığının yükselmesine neden oluyor. Salyamsı bir yapıda olan oluşum kısa sürede Marmara Denizi’nin yüzeyini kapladı. Dünyada müsilaj problemi ilk olarak 1729 yılında görülmüş. Son 30 yıldır müsilaj oluşumunun arttığı bildiriliyor. Adriyatik Denizi’nde tarihin en büyük müsilaj olayı görülmüş.  Daha sonra İtalya ve Korsika Adası arasında Liguria Denizi’nde 2003 yılında anormal bir müsilaj görülmüş. Bu büyük müsilajın temizliğini doğa kendi kendine tamamlamış. Büyük bir fırtına denizin derinlerindeki çöküntüleri temizleyerek müsailajın ortadan kaldırılmasını sağlamış.

1973 ile 1985 yılları arasında ise İngiltere ve İskandinav ülkeleri arasında yer alan Kuzey Denizi’nde anormal düzeyde alg patlaması gözlendiği belirtiliyor. Oksijen oranının önemli derecede azalmasına yol açan müsilaj, her yaşandığı dönemde canlıların ölmesine yol açıyor. Küresel bir sorun olan müsilaj için gerekli önlemlerin alınması şart. Doğa ile ilgili yaşadığımız sorunlarda her zaman geç kalmayı başarıyoruz. Bir sorun çıkıp da çözülemeyecek hale gelmeden maalesef ki bir şey yapmıyoruz. Her zaman son ana kadar bekliyor, sonra da ne böyle oldu diye düşünüyoruz. 

Editör: TE Bilisim