Sokakların hayvanları, evsizler… Ülkemizde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu sokak hayvanları konusunda oldukça duyarsız ve tahammülsüz. Onlara yoklarmış gibi davranıyorlar, hiç birini görmüyorlar. Sokağın bir parçasıymış, kaldırımı taşıymış gibi görüyorlar. Çoğu insan bir hayvanın başını okşamaktan, bir sorunu var mı, aç mı tok mu diye sorgulamaktan aciz. Yaşadıkları kötü koşullar yetmiyormuş gibi bir de uğradıkları kötü muamele var. Çöp kenarında uyuyan bir köpek, bozulmuş çöpe atılmış yemek arayan bir kedi herkesin normal karşıladığı manzaralar. Onlar yine iyi olanlar, özellikle zehirleyenler, tecavüz edenler, öldürenler… 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nu kimsenin önemsediği yok. Bir yükümlülük hissetmiyorlar. Onlara yapılan muameleyi normal karşılıyorlar. ‘Hayvandır ne olacak’ diyorlar. Emin olun her canlının canı o kadar tatlı ki tahmin bile edemezsiniz. Yaşama içgüdüsü, hayatta kalma içgüdüsü hepimizde eşit derecede var. Korku, huzur, mutluluk bunlar bütün canlıların aynı hissettiği duygular. Bir hayvanı korkuttuğunuzda gözlerinde sizinki ile aynı ifadeyi görürsünüz. Aynı irkilmeyi yaşar. Hayvanların yaşam haklarının ihlali ve gördükleri kötü muameleler konusunda herhangi bir caydırıcı yaptırım yok. Hayvanların gördüğü kötü muamelenin maalesef bir sınırı da yok. Görmediğimiz, duymadığımız ve bilmediğimiz kim bilir neler oluyor.
Yöneticilerin atladıkları çok önemli bir konu var. Savunmasız ve masum bir canlıya merhamet göstermeyen bir kişi toplum için tehlikelidir. Toplumla arasındaki ilişki problemlidir ve insan olmaktan çok uzaklaşmıştır. Bir kediye, köpeğe, kuşa herhangi bir hayvana zarar veren bir kişinin bir sonraki hedefi bellidir. Fırsatını bulduğunda, kafası attığında her şeyi yapabilir. Sevgisizliklerini önce hayvanlardan çıkarıyorlar. Belediyeleri bu hayvanlar aç, bunlar kötü koşullarda yaşıyor diye arayacaklarına ‘gelin toplayın bunları’ diye arıyorlar. Yok edilmelerine vesile oluyorlar. Sokaklarda hayvanların yaşaması sorun, onlar bu muameleyi hak etmiyor. Her insan yalnızca bir tanesine yardım eli uzatsa işler belki de yoluna girecek. Hayvan severler karşılaştıkları manzaraların sonucunda insanlardan soğuyacak hale geliyorlar. Hiçbir şey göründüğü gibi değil maalesef. Farkında olmaya başladığınız andan itibaren sokak hayvanları sevimli görünümlerinden ziyade çektikleri zorluklarla karşınıza çıkıyor. Hayvan severlerin yaşadığı bir diğer sıkıntı hayvanlara yardımcı olmaya çalışırken insanlar ile uğraşmak zorunda kalmak. Onlara dertlerini anlatmaya çalışıyorlar bir de. Hiçbir işe yaramayan insanlar hayvanların yiyeceği iki gram mama için kavga kıyamet koparıyorlar. 4 Nisan Sokak Hayvanları Günü’ydü… Kimler bilinçlendi, kimler biraz olsun üzerine sorumluluk almaya karar verdi bilmiyoruz. Hayvanlarla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor, onları yok saymadan varlıklarını görerek, elimizi taşın altına koyarak işe başlayabiliriz… Türkiye’de hayvanlar kötü muamele, terk edilme, tecavüz, şiddet, ateş edilerek öldürülme, uzuvları kesilerek öldürülme, zehirlenme gibi duymak bile istemeyeceğimiz şeyleri her gün yaşıyorlar. Sokak hayvanları konusunda yöneticilere halkı bilinçlendirme konusunda çok fazla iş düşüyor. Kötü kalpli insanlarla yaşamayı beceriyoruz da şu masumlarla hayat paylaşmayı bir türlü beceremiyoruz işte.
Tüm sokak hayvanları anısına…

Editör: TE Bilisim