Metaverse son zamanlarda sıkça karşılaştığımız kelimelerden. Gerçi metaverse 1999'da Matrix serisinin ilk filminin vizyona girmesiyle hayatımıza girmişti. 

Metaverse kavramının tarihsel sürecine bakacak olursak ilk kez Neal Stephenson'ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash'de ortaya çıkmıştır. Metaverse kavramı kurgusal bir dünyayı nitelemiştir. Nitekim metaverse kavramı, ortaya atıldığı ilk dönemlerde aşırı abartılı ve spekülatif bir gelecek perspektifi olmakla eleştirilmiştir.

Özellikle Facebook'un konuya ilgi duymaya başlamasıyla kavram daha da ön plana çıkmıştır. Nitekim elinde büyük bir veri havuzu olan Facebook, milyonlarca insanın metaverilerine sahiptir. Bu da yapay zekâ temelli bir yapay dünyanın, insanların bireysel sınırlarını tehdit edeceği endişesini doğurmuştur.

Metaverse, sanal bir kamusal alan oluşturmayı vadetmektedir. Bu kamusal alanın sanal para birimleri bugün hâlihazırda kripto para piyasasında işlem görmektedir. Bu açıdan kavram internetin geleceği olarak görülmektedir. Metaverse adı verilen bu yapay evrene ilk giriş yapan şehir ise Seul kentidir. Metaverse konusunda ilk başarılı örneklerden biri 2003 yılında Linden Labs tarafından oluşturulan Second Life olup Metaverse dendiğinde en bilinen sanal ortamlar Zepeto, Roblox, Minecraft, Gather Town ve Fortnite şeklinde sıralanabilir.

Bu teknoloji yeterince geliştiği takdirde, insanlar edindikleri sanal gerçeklik cihazları sayesinde alışveriş yapma, sinemaya gitme, kafede zaman geçirme gibi pek çok eylemi fiziksel bir çaba harcamaksızın yapma fırsatına erişecektir. Hatta 2020 yılında ünlü rap sanatçısı Travis Scott Fortnite platformu içerisinde metaverse ortamında sanal bir konser düzenlemiştir.

Kavram içeriklerinin bazı tıp uygulamalarında kullanımı halihazırda mümkünken bunun tıp eğitim dahil her alanda yaygınlaşması da tartışma konusudur. Eğitim açısından Metaverse araçlarına ve teknolojilerine yatırım yapmak bilgi ve yaratıcılık üzerine kurgulanan kişiye özel öğretim programların hayata geçirilmesini kolaylaştıracaktır; bununla birlikte eğitimde 3 boyutlu ortamlara geçiş sürecinde en önemli görev öğretimsel-teknoloji liderlerine düşmektedir.

Bakalım ilerde bizi nasıl teknolojik gelişmeler bekliyor. Yaşayıp, göreceğiz… 

Editör: TE Bilisim