Çarşı, pazar fiyatları almış başını gidiyor. Birçok meyvenin sebzenin tam mevsiminde olsak da yüksek fiyatlardan dolayı yanlarına yaklaşmak bile mümkün değil. Ben de sık sık pazara gidenlerdenim. Maksat taze meyve, sebze yemek. Fakat şu şartlarda birçok tüketici için bunun mümkün olmadığını söyleyebilirim. Pazarcı esnafı için de aynı sorunlar gündemde. Onlar da hem fiyatların yüksek olmasından hem de bundan dolayı pazara uğrayan kişi sayısının azalmasından dertli. Zaten pandemiden dolayı büyük sorunların içinde olan esnaf şimdi de bu tür sorunlarla baş etmek durumunda kalmış.  Fiyatlardan rahatsız olan pazarcılarla sohbet etmem ile pazarcı esnafı tarafından bana aktarılan şu oldu: “Televizyonda haberlerde sürekli halde çok fazla mal olduğunu söylüyorlar, fazla olan malları şov yapmak için döküyorlar ama biz hale gittiğimizde alacak mal bulamıyoruz. Domatesin mevsiminde sayılırız ama domatesin kilosunu 20, 25 liradan satıyoruz. Bu mevsimde bu fiyata domates mi yenir? Erik de domatesle aynı fiyatlarda. Fiyatlar çok yüksek. Biz de halden aldığımızda malı yüksek fiyata alıyoruz. Böyle olunca da pazarda yüksek fiyata satıyoruz. Bu kez de vatandaş geliyor, fiyatlardan dolayı bizimle tartışıyor. Hatta vatandaşların çoğu televizyonda pazarlarla ilgili izlediklerinden dolayı bizimle tartışıyor. Bizim burada kendilerine çok pahalıya mal sattığımızı düşünüyorlar çünkü. Fakat gerçek fiyatlar böyle.” Vatandaşlar yüksek fiyatlardan esnafın sorumlu olduğunu düşünerek münakaşaya giriyor. Esnaf ise sorumluluğun kendilerinde olmadığını ifade ediyor. Ne var ki herkes kendince haklı. Tüketici iyi beslenmek ve çocuklarını da iyi beslemek istiyor. Ama bu fiyatlarla mümkün değil gibi gözüküyor. Aracılardan dolayı fiyatların bu kadar yüksek olduğunu düşünen kesim ise pazarcı ile tartışmaya giriyor. Öte yandan pazarcı esnafı durumu daha başka anlatıyor. Sonuç olarak herkes mutsuz. Pazarda sohbete girdiğim esnaf, “Bizim neler çektiğimizi bir Allah biliyor” diyerek şunları söylüyor:  “Ne yazık ki devletimizden de destek göremiyoruz. Çok zor günlerden geçiyoruz. Pandemi döneminde pazarlar bir süre kapalı kaldığından iş yapmadan evlerimizde yatmak durumunda kaldık. Uzunca bir süre kapalı kalmanın ardından artık pazarlar her yerde hizmet vermeye başladılar. Fakat pazarlarda da hiç iç açıcı durum yok. Bizim tek geçim kaynağımız pazarlar. Buradan para kazanamazsak para kazanabileceğimiz başka bir yer yok. Esnaf resmen kaderine terk edildi.  Pazarcı kan ağlıyor.” Bir başka esnaf ise süpermarketlerin manav reyonlarının pazarcının işlerini çok kötü etkilediğini söyleyerek, “Vatandaşlarımız gidip marketlerde taze olmayan sebze meyveleri, hatta en az 1 haftadan bu yana depolarda bekletilen sebze meyveye daha çok para vererek satın alıyorlar. Fakat evinin dibindeki pazara gidip de alışveriş yapmayı tercih etmiyorlar. Pazardaki ürünler daha taze ve marketteki ürünlere göre fiyatları daha ucuz. Her şeyin fiyatının çok yüksek olduğu şöyle bir dönemde ev ekonomisini düşünen her vatandaşın bence semt pazarlarını tercih etmesi onlar için daha karlı olacaktır” diyor. Bu mevzu da işin başka boyutu. Gördüğünüz üzere alan, satan, alamayan, satamayan herkes kendince çeşitli sorunlarla boğuşuyor. Ekonomik sorunu olmayan neredeyse yok gibi. Özetle herkes mutsuz. Umuyorum kısa sürede bu sorunlar son bulacak ve herkes insanca beslenmeye kaldığı yerden devam edecek.

Editör: TE Bilisim