Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı ve Avrasya Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Özkan, hepatitten korunmanın en önemli yolunun aşılanma olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Özkan, karaciğerin vücudun biyokimya fabrikası olduğunun altını çizerek, gıdaların metabolizma, depolanma, detoksifikasyon ve protein üretimi başta olmak üzere 5 binden fazla vücut fonksiyonundan sorumlu, kompleks bir organ olduğunu vurguladı. Vücuttaki pek çok organdan farklı olarak kendisini yenileyebilen karaciğerin yüzde 75’inin çıkartılması durumunda dahi, geri kalanın 6 ay içerisinde orijinal boyutuna gelebileceğini belirten Prof. Dr. Özkan, kronik hepatit B ve C tedavini edilmemesi durumunda ise karaciğer sirozuna ardından da karaciğer kanserine yol açabileceğini kaydetti. Biyopsinin önemi Prof. Dr. Hasan Özkan, hepatitin dünya genelinde en sık görülen ve ölümcül risk taşıyan yaygın bir sağlık sorunu ve karaciğerin iltihabı olduğuna dikkati çekerek, karaciğer hasarının derecesini belirleyebilmek için karaciğer biyopsisi yapıldığını söyledi. Prof. Dr. Özkan, endişelere karşın biyopsi işleminin risklerinin çok az olduğunu belirterek, son zamanlarda biyopsiye yakın sonuçlar verebilen ve fibroscan adı verilen özel bir ultrasonografik alet ve yöntemle de karaciğerin dokusu hakkında bilgi elde edilebildiğini söyledi. “Hepatitlerin bulaşma riski AIDS’ten daha yüksek” Türkiye’de kanında hepatit B virüsünü taşıyanların oranının yaklaşık yüzde 4 civarında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özkan, “Hepatit B virüsü( HBV) son derece bulaşıcı öyle ki AIDS’e neden olan HIV virüsünden 100 kat daha fazla bulaşıcıdır. HBV insandan insana enfekte kan ya da vücut sıvılarına temasla vücut yüzey bütünlüğünün bozulduğu yara ve çiziklerden geçerek bulaşır. Bulaşma şekli coğrafi bölgelere göre farklılık gösterir. Batı Avrupa’da enfeksiyonların büyük bölümü enfekte kişiyle cinsel temas ya da iğne ve enjektör paylaşımı yoluyla bulaşır. Ancak, Asya ve Ortadoğu’da HBV en yaygın olarak anneden çocuğa ya da çocuktan çocuğa geçer. Diğer yaygın bulaşma yolları ise enfekte bireylerle diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kişisel eşyaların ortaklaşa kullanılması ve dövme ve piercing için sterilize edilmemiş alet kullanımıdır. Enfekte anneler virüsü doğum sırasında bebeklerine geçirebilir, ayrıca kazara batan iğneler yoluyla enfekte kana maruz kalabilecek sağlık personeli de risk altındadır” dedi. “Milyonlarca HBV’li insan var" Prof. Dr. Hasan Özkan, Hepatit B ile enfekte çoğu bireyin herhangi bir belirti veya semptom göstermediğine değinerek, bu kişilerin siroz ve karaciğer kanseri açısından çok büyük risk taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Özkan HBV’nin tüm dünyada kronik karaciğer hastalıklarının ve karaciğere bağlı ölümlerin baş sebebi olduğunu belirterek, hepatit B tedavisi ve hastalıktan korunmaya ilişkin şu bilgileri verdi: "Kronik HBV’yi vücuttan tamamen yok edecek tedaviler üzerinde yoğun bir şekilde çalışılıyor. Şu anda faz 3 çalışmaları devam ediyor. Hepatit C’de olduğu gibi yüzde 100’e yakın etkili tedavi ajanları çok yakın gelecekte elimizde olacak. Bu ilaçlar HBV’nin hepatosit içindeki hayat siklusu aşamalarının 8 farklı noktasına etki ederek virüsün yok edilmesini sağlıyorlar. Ayrıca bunlara ilaveten immün sistem üzerinden çalışan tedavi edici aşılar da geliştirilmekte. Şu an elimizdeki İnterferon ve antiviral tedaviler yüzde 15-20 civarında HBSAG’nin tümüyle temizlenmesini sağlayabiliyor ve hastaların siroza ve karaciğer kanserine gidişi engellemeye çalışıyorlar. Çocukları ve risk gruplarını aşılamak HBV’ye karşı başlıca korunma yöntemidir. Aşı sadece daha önce virüse maruz kalmamış bireylerde etkindir. Aşının birer ay ara ile 3 doz uygulanması genellikle yeterli olmaktadır. HBV riski taşıyan kişilerin, teşhis için basit kan testleri hakkında hekimlerine danışmaları gereklidir. Yol açabileceği ciddi sağlık sorunları açısından olduğu gibi, enfekte kişi belirti göstermediği halde hastalığı başkalarına bulaştırabileceği için de HBV enfeksiyonunun tespiti kritik önemdedir. Semptom görülmemesi nedeniyle, hastalığı teşhis edilmemiş milyonlarca HBV’li insan vardır. HBV’nin yayılmasını önlemek için risk faktörlerini anlamak ve virüse maruz kalmaya yol açabilecek durumlardan kaçınmak gerekir." "Ülkemizde hepatit C sıklığı yüzde 1 civarında" Prof. Dr. Hasan Özkan dünyada 170 milyondan fazla insanın hepatit C ile yaşadığına dikkat çekerek, “Ülkemizde hepatit C sıklığının yüzde 1 civarındadır. İlk kez HCV bulaşan kişilerin yaklaşık yüzde 15-20’sinde, 6 aylık bir sürenin sonunda kendiliğinden tamamen iyileşme sağlanır. Geri kalan yüzde 80-85’in ise hepatit C ile infekte birey haline gelir. Yani kronik hepatit C geliştiği, bu kişilerin yüzde 20’sinde ise sonunda karaciğer kanserine dönüşme riski olan siroza dönüşebilir” diye konuştu. Prof. Dr. Hasan Özkan HCV’nin iğne ve şırıngaların ortaklaşa kullanılması, kontamine kan ile yapılan kan nakilleri ya da enfekte kişilerden alınan organ nakilleri ve anneden çocuğa aktarma şeklinde bulaşabileceğine dikkat çekti.Hepatit C’li hastaların sadece küçük bir kısmının tedaviye erişebildiğini ifade eden Prof.Dr. Özkan, bunun sadece Türkiye’de değil dünya genelinde önemli bir sorun olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Özkan şunları söyledi: "Son yıllarda geliştirilen direk etkili antiviral ilaç kombinasyonları ile kronik hepatit C’nin tedavisi günümüzde yüzde 95-100’e yakın kalıcı başarılar elde edilebilmektedir. Daha önce kullanılan ilaçlar ile bu oranlar yüzde 40-50 civarındaydı. Bu yeni kullanıma giren ilaçlarla tedavi başarısı yüzde 100’lere ulaşmıştır. Bu tedavi oranları önemli başarılardır. " “Hepatit B’den korunmanın en etkin yolu aşılanma” Prof. Dr. Hasan Özkan hepatitlerden korunmak için yapılabilecekleri de şöyle sıraladı: Kişisel hijyene dikkat edilmesi ve kişisel eşyaların başkasına kullandırılmaması çok önemli. Özellikle çatal, kaşık, bardak, tıraş bıçağı, diş fırçası, küpe, tırnak makası gibi kan yoluyla geçebilecek hastalıklara zemin hazırlayan eşyaların kesinlikle hiç kimseyle ortak kullanılmaması gerekiyor. Kuaförlerde de bu tip malzemelerin iyice temizlenmesi şart. Aksi halde bu eşyalarda bir anlık ihmal özellikle hepatit B, C ile D’ye neden olabiliyor.” “Dövme yaptıracağınız yeri iyi seçin” Hepatit B, hepatit C, hepatit D hastalığı kan ve kan ürünleri aktarımının yanı sıra enjeksiyon (uyuşturucu kullananlarda) ile bulaştığını aktaran Prof. Dr. Özkan, “En önemli diğer geçiş yolları ise korunmasız cinsel temas ve steril edilmemiş iğneler ile yapılan dövmeler. Cinsel ilişkiyle bulaşmadan korunmak için güvenilir yöntem olan prezervatif (kondom) kullanılması gerekiyor. Dövme yaptırmayı düşünüyorsanız da yaptıracağınız yeri iyi araştırın ve güvenilirliğinden emin olmadığınız yerlerden kaçının. Son yıllarda özellikle kadınların tercih ettiği kaş dövmesi olarak da bilinen uygulamalar ve manikür pedikür gibi kozmetik işlemler de hijyen koşulları sağlanmazsa büyük risk taşıyor. Hepatitten korunmanın en etkili yollarının başında hepatit A ve hepatit B aşısı geliyor. Hepatit C için henüz bir aşı yok ancak taşıyıcıların düzenli takiplerine, hastaların da ilaç tedavisi ve kontrollerine mutlaka özen göstermesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. İHA

Editör: TE Bilisim