Ankara’nın yerel simgelerinden biri olan Seymenlik geleneği tarihi, kültürel ve sembolik olarak yaşatılmaya devam ediyor. Başkent’in tarihine, kültürüne, gelenek-göreneklerine ve folkloruna sahip çıkan, Ankaralılık bilinci geliştirilmesine çalışan eski bir Oğuz töresi olan Seymenlik geleneğini yaşatan, Ankara Kulubü Derneği’nden yönetim kurulu üyesi Gürcan Maden’le keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Ankara Kulubü Derneği yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda seğmenlerden sorumlu olan Gürcan Maden  bu işe 1980 senesinde başladığını  ve hala da severek devam ettirdiğini dile getirerek şunları söyledi: ‘’Seymenler, gerçek birer kültür taşıyıcılarıdır. Onlar Mustafa Kemal Paşa’yı Ankara’ya ilk gelişlerinde karşılayan, Ankara’nın ve ülkenin kaderinde önemli rol oynamış, Ankara’yı Ulusal Kurtuluş Savaşımızın merkezi yapmış, Başkent oluşunun yollarını açmış, saymakla tükenmeyecek saz, söz ve oyun ustası kahraman Seymenlerin çırakları, evlatları, torunları ve bugüne yadigârlarıdır.’’ ‘’SEYMEN, YÖREDE YAYGIN OLARAK BİLİNİŞİYLE KISACA ANKARA EFESİDİR’’ ‘’ Bir sivil insiyatif kurumu ve savunma birimi olan Seymenlik geleneği, Orta Asyada’ki  ‘’Sökmen’’ geleneğinin Horasan, Anadolu ve Balkanlar’daki devamıdır.  ‘Seymen, yörede yaygın olarak bilinişiyle kısaca Ankara Efesidir, Ankara yiğididir.. Günümüzde Seymen, Ankara köylerinde ve Anadolu'nun bazı yörelerinde tekil olarak "efe veya köy yiğidi"; çoğul olarak da "düğün alayı" anlamında kullanılmaktadır. ‘’SEYMENLİK, YALNIZCA OYUN VE MÜZİKTEN İBARET DEĞİLDİR’’ Maden: ‘’Bununla birlikte Seymenlik, yalnızca oyun ve müzikten ibaret değildir. Bunların ötesinde ruh ve beden terbiyesini de içine alan, binlerce yıllık geçmişe sahip bir Oğuz geleneğidir. Seymenliğin değerleriyse, Oğuz Türkleri’nin çeşitli dönemlerde oluşturduğu ve birer "kardeşlik" örgütlenmesi olan Alperenlik ile Ahilik statülerinde olduğu gibi; cömertlik, mertlik ve bilgelik temel ilkelerinden oluşan üçlü bir sac ayağı üzerine oturmaktadır. Tarihi kaynaklarda sökmen; Kahraman, savaş saflarını yürüten öncü kuvvetler veya kervanları koruyan muhafızlar’’ olarak tanımlanır.’’ ‘’BİZLER ATATÜRK’Ü KARŞILAYAN  SEYMENLERİN TORUNLARIYIZ’’ ‘’27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ü 3000 atlı 700 yaya seymenden oluşan büyük bir seymen alayı ile karşılayan Seymenler ve Ankaralılar, büyük seymen alayının düzenlediği  bu tarihi günü ,karanlık bir dönemi kapatıp, aydınlık bir geleneğe geçişi müjdelediği inancıyla   ‘’Kızılca Gün’’ olarak tanımlarlar. ‘’ Bizler Atatürk’ü karşılayan  seymenlerin torunlarıyız ve bu geleneği  bizzat Ulu Önder Atatürk yaşatın talimatı veriyor. ‘’ ‘’ANKARA KULUBÜ EN ESKİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ARASINDA’’ ‘’Bu geleneği Ankara Kulubü olarak biz devam ettiriyoruz. Ankara Kulübü Derneği, 1932 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Seymenlik Geleneğini ve 27 Aralık Ruhunu Yaşatın” talimatıyla önce “Ankara Kulübü” adıyla kurulmuştur. Derneğimizin kurucuları, Seymenlik Geleneğini 19’uncu yüzyıldan 20’nci yüzyıla taşıyan ve Mustafa Kemal’i 27 Aralık 1919’da coşkulu Seymen Alayı töreniyle karşılayan “Ankara Seymenleri” ile Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nda sayısız katkıları olmuş, ülkemizin bağımsızlık mücadelesi tarihine isimlerini altın harflerle yazdırmış dönemin “Ankara Önderleridir. Dernekler Yasasının çıkmasıyla birlikte, Ankara Kulübü, başta Vehbi Koç olmak üzere Cumhuriyet döneminin ikinci kuşak Ankaralı önderleri tarafından, “Dernek” olarak tescil edilmiş ve “Ankara Kulübü Derneği” adını almıştır. Bir Milli Mücadele ve Cumhuriyet Kurumu olan Ankara Kulübü Derneği, 1990 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kamuya Yararlı Dernek” olarak ilan edilmiştir. Ankara Kulübü Derneği, Ankara’nın en köklü sivil temsilcisi olduğu gibi, ülkemizin de en eski sivil toplum kuruluşları arasında yer almaktadır.’’ ‘’KÜLTÜRÜMÜZ SATILIRSA, HER ŞEYİMİZ YOK OLUR’’ Son zamanlarda kültür yozlaşması olduğuna dikkat çeken Maden,  ‘’Biz bu kültür yozlaşmasının önüne geçmek adına  değerlerimizi, çeşitli etkinlik ,organizasyon ve fuarlar ve özellikle okullarda göstererek bizden sonraki nesillere örnek olmaya çalışıyoruz.  Kültürün yayılması çok önemlidir. Eğer kültürümüz satılırsa, her şeyimiz yok olur. Son zamanlarda bazı televizyon kanallarında gösterilen Ankara’yla alakası olmayan oyun ve türküler çalınmakta ve gösterilmekte.  Bu tarz şeylerin önüne geçilememesi de kültürel yozlaşmanın bir parçasıdır. ‘’ ifadesini kullandı. ‘’AMACIMIZ KÜLTÜRÜN ASLINI GÖSTERMEK’’ 7’den 70’e olarak adlandırdıkları bir projelerinin olduğunu dile getiren Maden şunları söyledi: ‘’ Seymenlik öğrenmek isteyen herkesi Ankara kulübüne bekliyoruz.  Bizim 3 yaşında bile üyemiz var yeter ki insanın gönlünde olsun.  Düğünlere gidip yerinden dahi kalkamayan onlarca kişi şuan bir gösteriye çıkacak seviyeye geldi. Bizim amacımız kültürün aslını göstermek ve bunu yaparken de hiçbir menfaat ya da çıkar gözetilmemektedir. Kendimizi tamamen kültür elçisi gibi görüyoruz.  Öğrendiklerimizi bir nebze de olsun öğretebilmek, aktarabilmek için devamlı çalışıyoruz. Seymenlerimiz, Ankara Kulubü Derneği Genel Merkezi’nde ve şubelerimizde eğitim çalışmalarını sürdürmektedir. Seymen çalışmalarına yeni katılımlar bu köklü geleneğimizin yaşatılmasına ve yaygınlaşmasına büyük katkı sağlayacaktır. ‘’ ‘’YENİ NESLE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’’ Son olarak  gazetemiz okurlarına seslenen Ankara Kulubü Derneği yönetim kurulu üyesi Gürcan Maden, ‘’ Okurlarınıza sadece şunu söylemek isterim özellikle kültüre sahip çıksınlar çünkü kültür en değerli mirasımız. Gelenek ve göreneklerimiz bizi ayakta tutan sac ayağı görevi üstlenir. Onları yeni nesillere aktarmak bizim görevimiz bu kültürü idame ettirmek ve sonsuza kadar yaşatmak, ayakta durmasını sağlamakta yeni neslin görevidir’’ dedi. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim