Ankara Tabip Odası ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ankara Şubesi asbestli Havagazı Fabrikası’nın yıkımıyla ilgili bilirkişi raporunu açıkladı. Raporu, TMMOB Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Vedat Bulut okudu. Şubat ayında yıkımına başlanan Havagazı Fabrikası ile ilgili beklenen bilirkişi raporu açıklandı. Raporu açıklayan Candan “ Asbest tespit edilmiştir. Halk sağlığı tehlikededir” dedi. ASBEST İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI YAPMADAN DİREK YIKIMA BAŞLADI Asbestli Havagazı Fabrikası ile ilgili açıklamalarda bulunan Candan, Ankara’nın asbest soluduğunu ve kanser yapıcı bu maddenin bedenlerimize girdiğine dair ifadelerde bulunarak şunları kaydetti; “Aslında bugün iki oda olarak Ankara da kamuoyunun gündemine taşıdığımız ve takip ettiğimiz bir süresin yeni bir gelişmesiyle karşı karşıyayız. Ankara’nın asbest soluduğunu ve kanser yapıcı bu maddenin bedenlerimize girdiğine dair ifadelerde bulunmuştuk. 350 ton asbestli malzeme içeren fabrikanın önemli bir tehdit olduğunu kamuoyuna iletmiştik. Açıklamadan 10 gün sonra Büyükşehir Belediyesi önlem almadan 25 Şubat’ta yıkmaya başladı. Ne karantinaya aldı, ne de asbest ile ilgili çalışmaları yapmadan direk yıkıma başladı. Bu konuda biz de yüzey ölçümleri aldırdık bölgede asbestin dağıldığını tespit ettirdik. Kurumlara başvuruda bulunduk, suç duyurusunda bulunduk ve 1 Mart itibariyle de dava açtık, yürütmeyi durdurma kararı aldık.” YETKİLİLER ÖLÇÜMLERİ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YAYINLAMADILAR Büyükşehir Belediyesi’nin kamuoyunda açıklamalar yaptığını vurgulayan Candan, “ Bazı meslek kuruluşları ve uzmanlar bu konuya ilişkin sıkıntı olmadığını ifade ettiler. Havagazı Fabrikası hiçbir önlem alınmadan 2 gün içinde çok büyük bir bölümü yıkıldı. Bir iş güvenliği uzmanı Rahmi baysal atandı. ATO ve TMMOB uyarıları nezdinde bazı adımlar atılmaya başlandı. Uzmanlar ve yetkililer ölçümleri şeffaf bir şekilde yayınlamadılar, halkı bilgilendirmediler. Hepimizin sağlığını tehdit eden süreci yaşatmaya başladılar. Yürütmeyi durdurma kararı sürecinde tespit davası açmıştık. Tespit davamız idari mahkemede süren davamızla birleştirildi” ifadelerini kullandı. RAPOR HEPSİNİ DOĞRULUYOR Açılan dava kapsamında bilirkişi raporunun açıklandığını belirten Candan, “Geçtiğimiz günlerde açtığımız dava kapsamında bilirkişi heyeti inceleme yaptı ve rapor açıklandı. O gün bize halkı galeyana getiriyorsunuz öyle bir şey yok diyenler kendilerini eleştirmeliler. Halkın sağlığını tehdit eden bir potansiyele dikkat çekiliyor. Karantinaya alınması gerekiyordu. Hiçbir önlem yok dış duvarlar yıkılmış durumda. Rapor hepsini doğruluyor. Süreçte katılan heyetin hem meslek odasına hem tabip odasından heyetler katıldı. Burada aslında yerde asbestli olduğu belirtilen boruların söküldüğü de rapora da yansıdı. Ankara halkı 15 Şubat’ta iki meslek örgütü tarafından uyarılmasına rağmen, Büyükşehir Belediyesi’nin herhangi bir önlem almadan asbestli havaya almasına neden olmuştur. Biz suç duyurusu yaptık. Bunu o rapora da ekleyeceğiz. Onun da ötesinde Büyükşehir Belediyesi, ATO ve TMMOB yönetim kurulları hakkında suç duyurusunda bulundu. Biz de önümüzdeki günlerde ifade vermeye elimizdeki belgelerle gideceğiz” dedi. YÖNETMELİĞE UYGUN OLARAK EN BAŞTAN YAPILSAYDI Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Vedat Bulut ise  “Biz yaklaşık 6 7 aydır bu süresin içindeyiz. Ancak bizim uyarılarımıza rağmen 25 inde oranın sökümü başladı. Aslında güvenlik önlemleri hakkında bir yönetmelik var. O yönetmeliklere uygun davranılmış olsaydı halkı uyarmak durumunda kalmayacaktık. Bizden sonra değişik önlemler alındı. Örneğin branda konuldu. Normalde asbestli işletmeler özel bir koruma içerisine alınır. Dışarıya herhangi bir asbestin çıkmaması için yapılır. İşçilerin kıyafetleri ve maskeleri yok dedik, bizim uyarımızla yaptılar. Keşke bunlar yönetmeliğe uygun olarak en baştan yapılsaydı. Kamuoyunun çok yoğun kullandığı bir alan orası. İşçiler için duşa kabinler konuldu. Ama işçiler kullanmadı ve çok kötü bakımlı bir yer. Orada duş alma ihtimalleri bize göre yok. Koruyucu elbiseler de maddeyi yerine getirmek için. Her alan asbestli. Bu nedenle biz asbestli alan sökmedik demeleri doğru değil çünkü söküldü. Düşünün buradan 400 kilometrelik alanda nasıl taşınacağı da yönetmelikte belirtilmiş durumda. Yani eğer biz bu uyarıları yapmasaydık birkaç hafta içerisinde bitirilecekti” ifadelerini kullandı. BİZ HALKIN SAĞLIĞINI DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ Bulut, “ Halk sağlığını tehdit eden farkı, eğer bir kimyasal ve nükleer sızıntı olsaydı buna cesaret edemezlerdi. Asbeste 10 15 yıl sonra etkileri ortaya çıkan bir madde ve akciğer kanseri yapıyor. Bu nedenle bu riski aldılar. Biz yine önermiştik, kamunun eksper kuruluşları yani TÜBİTAK içerisindeki uzmanlar tarafından kontrol edilip uyarılması gerekirdi. Burada tamamen önlem alınmadan 13 bin lira gibi bir fiyat için yeterliydi. Biz uyarılarımıza devam edeceğiz. Mahkeme zaten durdurma kararını vermişti. Herhangi bir kişinin siyasi yapısıyla uğraşmak gibi bir niyetimiz yok. Biz halkın sağlığını düşünmek ve onları bilgilendirmek zorundayız. Şu an da durdurulmuş durumda ancak tekrar başlanırsa önüne geçeceğiz” şeklinde konuştu. HAVAGAZI FABRİKASI ŞU AN TESCİLLİ VE KORUMA ALTINDA Tezcan, “O alan daha önce tescilliydi. 2006 yılında o havagazı fabrikasının tescili kaldırılmıştı biz de dava açmıştık. Tam bu yıkım sürecinde mart ayında bize 11 yıl süren davanın sonucu geldi alan tekrar tescillendi. Bu da şunu gösteriyor Büyükşehir belediyesi mahkemeden bilgiliyi alıp, buraya dokunamayacağı, bunları hayata geçiremeyeceğini ön gördüğü için bu yıkımı gerçekleştirmiş gibi görünüyor. Maltepe Havagazı Fabrikası yerleşkesi şu an tescilli ve koruma altında. Hala risk altında. Binanın karantinaya alınması gibi bir şey yok. Rüzgarlı havalarda tekrar havaya asbest yayılıyor. Bizim talebimiz binanın karantinaya alınması. Asbestin aslında farkındalığını yaratan bir aydınlanma mekanı haline geldi. 2017 yılında ATO ile ortaya koyduğumuz gündemle asbest sürecinin ortaya çıkması açısından bir alan haline geldi” dedi. ÇERNOBİL OLAYI İLE ÇOK BÜYÜK BENZERLİĞİ VAR Basın mensuplarının ,” Hepimiz bu sürece maruz kaldık bir şekilde yanında yöresinde dolaştık, okullara girdik çıktık. Biz 15 yıl sonra, ne yapmalıyız? Nasıl takip etmeliyiz?’ sorusu üzerine Bulut, “Bu olayın Çernobil olayı ile çok büyük benzerliği var. Sorun yok dediler, ama sonra Karadeniz’de türkülere de yansıyan, pek çok insanın yakınlarını kaybettiği bir olay haline geldi. Asbest olayında benzerlik var. Bilim hafızası derindir. Siyasi ve kamuoyu hafızası o kadar iyi değildir ama biz inceleyebiliyoruz. Bölgedeki insanların oranları artmışsa bu işin hukuki sorumluğu o insanlara aittir. Biz uyarılarda bulunmalıyız, bunun için kamuoyu desteği çok önemli. Orada levhaların bulunması gerekiyor. Biz bunu söyledik 3 gün sonra muhtemelen koyacaklar. Biz keşife gittiğimizde bizim bu şekilde geçtiğimiz bir alanda işçiler çıplak çalışıyorlar. En çok etkilenenler onlardır. Birinci işçiler, ikinci çevre sakinleri 3. olarakta Ankara’nın tamamı etkilenir. Asbestli atıkların Ankara’nın çevresine atılacağı endişesini taşıyorum. Çevre halkı bilmelidir, bu binada asbest vardır. İşaret ve yönlendirme levhalarının olması gerekiyor. Zaten bilirkişi raporu da bunu işaret etmiş. 5 yılda belirtiler başlıyor. Yani solunum sıkıntıları başlar ama hastalık 10 15 yılda başlar. Bu 4 yıl sonra başlamayacak değildir ama ortalaması verdiğimiz rakamlardır. Sigara içenlerde daha da fazladır. Bu nedenle işçilerden sigara içmeyenler seçilir. İşçiler için akciğer filmi çekilebilir ve takipleri yapılmalıdır. Çünkü çalışan işçinin tazminat hakkı vardır. 350 ton asbestli malzeme ile ihaleye çıkmıştı ama hazırlık raporlarında 80 ton olduğu belirtiliyor. Olası bir sürecin devam etmesi biraz zor ama devam etmesi sürecinde. Heyet aslında bizim gündeme getirdiğimiz şeyleri önemli bulmuş. Türk Tabipler Birliği ve Mimarlar Odası temsilcilerinin heyette olmasını önemsemiş. Çok yönlü bir çalışma bu. Ankara Valiliği, İl Halk Sağlığı, gibi kurumların el atması gerekiyor. Zaten valilik bir açıklama yaptı bu denetimleri yapacaklarını belirttiler. Yine bugün TÜBİTAK’tan testler istense bizim söylediklerimiz belirtilecek. Yürütme ve durdurma kararını veren hakimler başka bir mahkemeye gitti. Sağlığımızı koruyanlar Ölçüm yapılması lazım. Zeminde ve aralıklarla haftada bir ayda bir ölçüm yapılması gerekir. Bunun için birkaç gönüllü ev bulanacak, esnafların dükkanlarını kapatması gerekiyor ölçüm yapılması için. Şu anda okullar tatil 2 haftada bir ayda bir asılı lif miktarını ölçebilir. Çevreye yayılıyor mu yayılmıyor mu? Gar, arena, adliye oraya yakın. Her gün 100 binlerce insanın kullandığı bir alan burası. Betonlaşmanın şehirde neye olduğunu İstanbul da gördük. Alt yapısı yetersiz bir şehirde binaları yükseltmenin ne sorunlar yaratacağı görülüyor” diye konuştu. (Zeynep NAMLI)

Editör: TE Bilisim