“Daha neler?” diyeceğinizi tahmin ediyorum...! Malesef “Türkiye’nin başkentinin Ankara olduğunu;” bilemeyen bir tıp fakültesi öğrencisidir. Dost sohbetlerinde dilime doladığım üç kelime vardı: Eğitim, eğitim, eğitim… Son on yılda bu üç kelimenin yerine: kültür, kültür, kültür demeye başladım. Hadi şimdi sen ne diyorsun diye soracak olursanız ben de bilemeyen eğitimli ye kültür nerede diye soracağım. 1924 ve 1961 Anayasasında Türkiye’nin başkenti şu dört vilayetten hangisidir? Tıp öğrencisi joker hakkını kullanıyor. Salonun yüzde 40’ı Ankara, diğerleri çeşitli vilayetleri işaretliyor… Güler misin, ağlar mısın siz karar verin artık… Bundan onbeş yıl önce, yine bir bilgi yarışmasında “Böbreklerin görevi nedir?” sorusuna yarışmacı doktor, joker hakkını kullanmıştı… Vah ki vah… Türkiye’nin başkentinin Ankara olduğunu bilemeyen tıp öğrencisi, böbreklerin görevini bilemeyen doktor! Pes doğrusu pes… Tüm doktorlar mı böyle? Hayır: Çok yakınen tanıdığım doktor profesörler var. Kitap kurdu olmuşlar… Kültürleri olağan üstü… Aklıma gelen iki isim, Prof. Dr. Şule Akçay, Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç. Hem mesleklerinde bir numaraya çıkmışlar hem de kültürle yoğrulmuşlar. Üniversitelere bir ders daha konulabilir: KÜLTÜR dersi… 

Editör: TE Bilisim