Kalenin dibinden dolmuşa binerken ihtişamlı Ankara Kalesi’nin Sakalar’a bakan cephelerindeki boşluklar hep dikkatimi çekmişti. Küçüklükten kalan hayal gücüm oralarda birilerinin yaşadığına dair deli sorulara yönlendiriyordu beni. Geçtiğimiz yıl bu sorunun cevabı verildi. “Kalealtı Sığınağı” gerçekten varmış diyerek tuhaf bir sevinç içindeydim. İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye tarafsızlığını ilan ederken Ankara Kalesi’nin altında her ihtimale karşı adeta yönetim yeri olarak tasarlanmış sığınak hakkında bilgi sahibi olduk. Yalnız verilen bilgilerde yapımı için Almanya’dan mali yardım alındığı var. Savaşın ilk zamanlarında askeri üniformalara da yansıdığını, ilk başlarda Alman, savaşın ortalarına doğru İngiliz, sonuna yakın ise Amerikan üniformalarına benzediğini iddia edenler var. Biraz da teknik bilgi verelim: 3 binden fazla kişinin kısa, binden fazla kişinin uzun süreli çalışabileceği bir sığınak burası. Tabii ki çelik kapılı ve üç girişli. Odalar, ısınma ve havalandırma için tertibatlar, jeneratörler hatta gaz saldırısına karşı filtreli havalandırma tertibatı dahi var. Olmalı tabii ki. Su deposunu da unutmayalım. Sığınak, Milli Güvenlik Kurulu'nun 15 Ocak 1964 tarihli toplantısından çıkan kararla “sivil savunma” amacıyla Ankara Valiliği'ne devrediliyor. AFAD bakımlarını yapıyor. Ankara’nın gerçekten gizli kalmış bu tarihi yeri artık turizme kazandırma zamanı gelmedi mi?
Editör: TE Bilisim