İkinci Dünya Savaşı tüm dünyayı yangın yerine çevirirken herkesin aklındaki soru aynıydı: Türkiye savaşa girecek mi? İkinci Dünya Savaşı yılları, Almanların ve İngilizlerin, Türkiye’yi savaşa kendi yanlarında girmeye ya da tarafsız kalmaya ikna etme çabalarıyla geçmişti. Bu dönem Türkiye, aynı zamanda istihbarat savaşlarının yoğun yaşandığı bir yerdi. Çiçero Olayı da Türk ve Amerikan sinemasının ilgisini çekecek kadar önemli bir olaydı. Elyasa Bazna’yı konu alan ilk film, Türk sineması tarafından yapılan “Ankara Casusu Çiçero”dur. 1951 yapımı, siyah beyaz Türk filminin yönetmen ve senaristi Mehmet Muhtar’dır. Oyuncu kadrosunda ise Vedat Karaokçu, Münir Ceyhan, Atıf Kaptan, Kadir Savun, Berrin Aydan yer alıyordu. Fakat 1952’de yapılan ve Amerikan versiyonu olan “Five Fingers” filmi, uluslararası alanda daha fazla yankı uyandırdı. Bilmeyenler için anımsatalım, “Ankara Casusu” geçen yıl yeniden çekildi ve bu yılın başlarında gösterime girdi. 1950’lerin Türkiyesi’ni ve Ankarası’nı görmek isteyenlere ilk iki filmi öneriyorum. Ancak daha modern bir yapımını tercih etmek isteyenlere de başrolünü Erdal Beşikçioğlu’nun oynadığı yeni versiyonunu. Şimdi isterseniz biraz da Çiçero Olayı nedir bundan bahsedelim: Ekim 1943-Nisan 1944 tarihleri arasında İngiliz Büyükelçisi’nin özel uşağı, İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği’nden elde ettiği belgeleri, para karşılığı Alman Büyükelçiliği’ne satmıştır. Bu olayın önemi, onun İkinci Dünya Savaşı’nın kaderine yön verebilecek boyutta olmasındadır. Bu olaya Almanya Büyükelçisi Franz Von Papen tarafından “Çiçero” kod adı verilmiştir. Olayda adı geçen kişinin geveze-lafazan tanımlamalarına uyan biri olması, bu kod adının verilmesine neden olduğu sanılmaktadır. “Çiçero” kodlu bu ajan, 1904 Priştine doğumlu Elyesa Bazna’dır. Türkiye’de İlyas Bazna olarak bilinir. Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kaybettiği yıllarda ailecek İstanbul’a gelirler. Hırsızlık, askeri mala zarar verme ve firar gibi bazı suçlara karıştığı bilinmektedir. İşlemiş olduğu suçlar nedeniyle Fransız Savaş Mahkemesi tarafından 3 yıl hapse mahkûm edilir ve daha sonra Fransızca da öğreneceği yer olan Fransa’ya gönderilir. İlyas Bazna öğrenmiş olduğu bu dil sayesinde ilk olarak Yugoslavya Büyükelçisi’nin şoförü olur, daha sonra sırasıyla Almanya Konsolosluğu danışmanının uşağı, İngiltere Büyükelçiliği’nin birinci kâtibinin ve en son olarak da İngiltere Büyükelçisi’nin özel uşağı olarak görev yapar. Çiçero, özel uşaklığını yaptığı İngiltere Büyükelçisi’nin kişisel kasasından aldığı çok önemli belgelerin fotoğraflarını belirli aralıklarla Almanya Büyükelçiliği’ne ulaştırır. Çiçero’nun Almanya’ya verdiği belgeler çok önemli bilgileri içermesine rağmen zaman zaman bu bilgiler ciddiye alınmaz. Çünkü Çiçero’nun çift yönlü çalışan bir ajan olduğu düşünülmektedir. Ayrıca teslimatlar karşılığında Almanlardan aldığı binlerce pound da sahte çıkar. Bu nedenle yoksulluk içinde geçen senelerden sonra 1962 yılında anılarını yazdığı kitaptan bir miktar maddi gelir elde eder. Daha sonra Almanya’ya gider ve orada yoksulluk içerisinde 66 yaşında yaşamını yitirir.

Editör: TE Bilisim