22 Haziran 1919 sömürgeci ve işgalci emperyalist güçlere karşı verilen Milli Mücadele’nin temel taşı, direnişin resmî ve yazılı ilk bağımsızlık bildirgesi olan “Amasya Genelgesi (Tamimi)”nin 102 yaşında.

Türk milletinin tarihine yön veren “Amasya Genelgesi”, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tam Bağımsızlık ve Milli Egemenlik Manifestosu”dur.

Mustafa Kemal Atatürk, 13 Kasım 1918’de İstanbul işgal edilirken Yıldırım Orduları Komutanlığı görevini bırakmış, Adana’dan İstanbul’a dönmüş ve6 ay boyunca Şişli’deki evinde İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Rauf Orbay ve Kazım Karabekir ile birlikte Anadolu’da yapacağı çalışmaların planını yapmış ve “Milli Direniş“in başlatılmasına karar vermişti.

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak “Millî Direniş”i başlatan Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’da ve 25 Mayıs 1919’da Havza’da ve telgraf ile ulaştığı her yerde “Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyetlerinin” kurulmasını istemiştir. Bunları gerçekleştirmek amacıyla 25 Mayıs 1919 da Havza’ya geçmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta Havza’dan ayrılışını;“Anadolu’ya geçeli bir ay olmuştu. Bu süre içinde bütün ordu birlikleriyle temas ve bağlantı sağlanmış. Millet mümkün olduğu kadar aydınlatılarak dikkatli ve uyanık bir duruma getirilmiş, Milli Teşkilat fikri yayılmaya başlamıştı. Yapılan geri çağırma emrine uymamış olmakla birlikte, Milli Teşkilat ve hazırlıkların yönetimine devam etmekte olduğuma göre, şahsen asi durumuna geçmiş olduğuma şüphe edilemezdi. O halde, yapılacak girişim ve faaliyetlerin bir an önce kişisel olmak niteliğinden çıkarılması, bütün bir milletin birlik ve dayanışmasını sağlayacak ve temsil edecek bir kurul adına olması gerekli idi.Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükümet, bunların hepsi anlamı kalmamış bir takım boş sözlerden ibaretti” sözleri ile anlatıyordu.

Anadolu ve Rumeli’deki dağınık ve birbirinden kopuk yöresel direniş örgütlerini tek elden merkezi olarak yürütülmesi sağlamak ve millî bir ordunun kadrolarını örgütlemek amacıyla yapılan örgütlenme çalışmaları sonrası komutanlar bir yol bularak Anadolu’ya geçecekler, Mondros Mütarekesi’nin 7. Maddesine dayanarak başlatılan işgallerin uygulanmasını mümkün olduğunca yavaşlatacaklar, komuta ettikleri birlikleri ve halkı direnişe hazırlayacaklardı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün 16 Haziran 1919’da Padişah Vahdettin’e gönderdiği telgraf, Milli Mücadele’nin başında ortaya konulan ulusal düşüncenin önemli bir stratejik belgesiydi. Bu telgrafta şu sözlere yer veriliyordu:

“Memleketimizin bugün uğradığı felaketlerin baskısı ve vatanın parçalanma tehlikesi karşısında, ancak yüce şahsınız başta olmak üzere milli ve mukaddes bir kudretin var olma haykırışı; vatanı ve devlet bağımsızlığını, milleti ve şanlı hanedanınızın altı buçuk asırlık yüce tarihini kurtarabilir. Yüksek huzurlarınıza son defa kabul edildiğimde, İzmir acı olayından pek hüzünlü olan kalbinizin ve kurtuluş noktasına ait gönlünüze doğan düşünceleriniz hafızamda bütün canlılığıyla yaşamaktadır. Bir ay içinde bütün Anadolu’nun il, ilçe ve sınır boylarına kadar milletin düşünce ve emellerini, İstanbul’da iken milletin bu kadar kuvvetli ve az zamanda felaketlere karşı bu kadar uyanmış olabileceğini düşünemezdim. Hatırlayacaksınız; bana verilen görevlerin yapılması sırasında yabancıların ve bozguncuların mutlaka yalan dolana başvurup engeller çıkarması ihtimallerini konuşmam sırasında belirtmeye çalışmış ve böyle durumlar karşısında Ali İhsan ve Yakup Şevki paşaların düştüğü duruma giremeyeceğimi ilave etmiştim. Milli vicdanın ciddi biçimde uyanışını ve ortaya çıkışını, uygun görmeyenler, vatanın zararına da olsa İngilizlere yaltaklanmayı meslek edinen zayıf karakterliler, bu kez beni kandırarak İstanbul’a getirmeye çalışıyorlar. Tabii ki buna muvafakatte maruzum ve eğer zorlanırsam görevimden istifa ederek evvelce olduğu gibi

Anadolu’da ve milletin sinesinde kalacağım. Vatan vazifeme bu kez daha açık adımlarla devam edeceğim. Ta ki millet bağımsızlığına kavuşsun, muazzam saltanat ve hilafetiniz yok olup gitmekten kurtulsun.” .

Mustafa Kemal Atatürk 17 Haziran 1919’da Kâzım Karabekir’e gönderdiği telgrafta ise mücadeleye hazır olduğunu belirtmişti. “Anadolu’ya geçişimden şimdiye kadar en çok önem verdiğim taraf, milletin geleceğinin ve hayat hakkımızın ancak millî birlikle kurtarılacağını anlamak, bunun için her çeşit siyasî ve kişisel ihtiraslardan uzak ve yalnız milleti hür ve müstakil yaşatmağa yönelik örgüt olan Müdafaa-i Hukuk-u Milliye’nin her bucağa varıncaya kadar yayılması esaslarını hazırlamak oldu. Övmeye değer ki, her tarafta askerî gerek mülkî, sizin gibi aynı fikir ve düşüncede arkadaşlarımızın çalışma ve önderlikleriyle, milletin bu ihtiyacı duyduğunu ve genel şekilde bu işe eylemli olarak başladığını ispat ediyor.”

“Amasya Genelgesi”nde milletin hakalrı tüm dünyaya duyurulmuştur: “Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle bütün dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığına ihtiyaç vardır. Anadolu'nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas'ta bir milli bir kongre acil olarak toplanmalıdır. Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir. Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır. Doğu illeri için, 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse, Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.”

Genelge, Millî Mücadele’nin bütün dünyaya ilk kez ilan edilişidir. Anadolu ve Rumeli'de kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini tek amaç doğrultusunda birleştirmek için Erzurum ve Sivas'ta “Milli Kongre” toplayarak milletin haklarını dünyaya duyurmak için bağımsız bir kuruluşun varlığına gereksinme olduğu belirtilmiştir.

“Milli istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözleri ile genelgenin amacı belirtilmiştir.

Editör: TE Bilisim